Esas No: 2019/486
Karar No: 2021/2382
Karar Tarihi: 15.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/486 Esas 2021/2382 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/486
KARAR NO: 2021/2382
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2018
NUMARASI: 2016/359 Esas, 2018/111 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy ... İcra müdürlüğünün ...esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli iş bu itiraz dolayısıyla davalı aleyhine asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sipariş formuyla belirlenen işi teslim etmediğini, müvekkilli tarafından işin peşinatı olarak davacı yana ödenen 10.000 TL'yi dahi ihtarname gönderilmesine rağmen müvekkilline ödemediğini iş bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini, borç miktarının %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tüm dosya içeriğinden yanlar arasında notluk yapımı yönünde sözleşme olduğu, davacının yapılan işin toplam bedeli olan 48.144 TL'nin 10.000 TL'lik ödemeden sonraki bakiyesini talep etmiş ise de; yapılan bilirkişi incelemesi ile ürünün ayıplı olduğu, ayıbın niteliğinin bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği, bu durumda notluklarda kesim hatası, baskı hatası bulunduğu, gözle görünür olduğunun kabulüyle BK 474 gereğince eser sahibinin faturaya itiraz ettiği ve malı kabule zorlanamayacağı, BK 474 vd. hakları kullanabileceği, eldeki dosyada bilirkişi tarafından incelenen kolilerdeki işin numuneden fazla olduğu tesbit edildiğinden davalının ürünün kabule elverişli olmadığının tesbiti ile sevkiyatı durdurduğu yani sözleşmeden döndüğü, eserdeki ayıp sabit olup, davacının ürünün tamamını üretmesinin bedeli talep hakkı vermeyeceği, ayıp malı kabule engel boyutta olduğundan bedel indirimi yönüne gidilmediği, tüm bu hususlar gözetildiğinde davalının sözleşmeden döndüğünün kabulü ile davanın reddi gerektiği, davacı vekili, davalının ürünü yaptırdığını iddia ettiği 3. kişi (...) nin ticari defter ve belgelerinin incelemeye alındığını, davalının ürünü o firmaya yaptırmadığını, bilirkişinin incelediği malın numune değil siparişin tamamı olduğunu, yani davalının malın tamamını teslim aldığını belirtmiş ise de; dosyadaki kamera görüntüleri tarihli, net, tesbite elverir yakınlıkta olmadığından davacı yanın bu iddiası sabit görülememiştir gerekçesi ile; Davanın REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davalının, müvekkili şirkete 2 farklı boyutta 30.000 adet yapışkanlı notluk basımı ve 5 renkli pvc ayraç için 06.11.2015 tarihinde sipariş verdiğini, müvekkilinin bu siparişi 19.11.2015-05.12.2015 tarihleri arasında parti parti (kağıt ve baskı onay süreçlerinin davalı tarafından uzatılması sebebiyle iş zamanında teslim edilememiştir) davalıya teslim ettiğini, davalının da, parti parti yapılan teslimatları kabul ettiğini, hiçbir ihtirazi kayıt ya da itiraz ileri sürmediğini, delil listelerinin 8. maddesinde müvekkilinin fatura içeriği ürünleri teslim ettiğini gösterir ... Sanayi Sitesinin güvenlik kameralarından alınmış 4 farklı güne ait teslimat görüntülerini sunduklarını, bilirkişilerin bu görüntülerde tarih ve saat bilgisinin bulunmadığı, görüntülerin net olmadığını belirtiklerini, oysa sundukları görüntülerde tarih ve saat bilgisi bulunduğunu, mahkemenin de bilirkişinin tarih ve saat bilgisi bulunmadığı yolundaki yanlış tespiti neticesinde ret kararına kamera görüntülerinde tarih ve saat bilgisi bulunmadığını, görüntülerin net olmadığını gerekçe yaptığını, oysa davalının kamera görüntülerinde yer alan teslimat görüntülerine itiraz etmediğini, ancak kendilerine numune geldiğini iddia ettiğini, davalının cevap layihasının 2.sayfasında “davacının dayandığı kamera kayıtları da iş bu numunelerin getirilmesine ilişkin olup, işin teslim edildiğini kanıtlayan görüntüler değildir” demek suretiyle bu kamera görüntülerinde yer alan ürünlerin kendilerine teslim edildiğini kabul ettiğini, kaldı ki davalı ile müvekkili arasındaki tek cari hareketin bu iş olup, bunun haricinde taraflar arasında ticari bir alışveriş olmadığını, teslim edilen koli sayısı, görüntülerde yer alan koli sayısı ve inceleme esnasında davalı firmada bulunan koliler dikkate alındığında teslim edilenin numune değil, bizzat davalı firma için üretilen dava konusu fatura içeriği ürünler olduğunu, delil listesinin 7. maddesinde, o dönem müvekkili adına olan ... plakalı ... marka araçla davalıya yapılan teslimata ait 4 adet fotoğraf sunduklarını, bu fotoğrafların dahi dava konusu ürünlerin teslim edildiğini kanıtladığını, Dava dilekçesinin 5. maddesinde, davalı firmanın kendilerine tek kalemde fatura kesilmesini istedikleri için dava konusu 05.12.2015 tarihli seri: ... sıra: ... nolu, 48.144-TL bedelli faturanın kesilerek davalıya teslim edildiğini, ancak yaklaşık 1 ay sonra faturanın “fiyatta 20.000-TL düşülecek, 20.800-TL olarak aslı gibidir yapılacak” notuyla iade edildiğini beyan ettiklerini, bu notun dava dilekçesine EK-3 başlığıyla eklendiğini, davalının bu notla, işin gecikmesi sebebiyle ... firmasıyla sorun yaşamaları hasebiyle bu firmanın talep ettiği 20.000-TL cezai şartın davacı firmaya iletildiğini beyan ettiğini, ancak davalı ticari defterlerinde yapılan incelemede ... firmasına kesilen bir reklamasyon, cezai şart faturası olmadığını, dolayısıyla bu notun iddiaları gibi müvekkili faturasını teslim alan davalının fatura bedelinden 20.000-TL düşülmesini talep ettiğini gösterdiğini, tanıklarının dava konusu ürünlerin teslim edildiğini, ürünlerin davalı tarafından teslim alınmasına rağmen irsaliyeli faturanın imzalanmayarak bilahare kargo yoluyla iade edildiği iddialarını doğruladığını, Mahkeme gerekçesinde “Eldeki dosyada bilirkişi tarafından incelenen kolilerdeki işin numuneden fazla olduğu tespit edildiğinden, davalının ürünün kabule elverişli olmadığının tespiti ile sevkiyatı durdurduğu yani sözleşmeden döndüğü sonucuna varıldığı” belirtildiğini, oysa davalının tüm dilekçelerinde kendilerine getirilen numunenin uygun olmaması sebebiyle kabul etmediklerini beyan ettiğini, mahkemenin gerekçesi ile vardığı neticenin çelişkili olduğunu, kendi müşterisine cezai şart ödemek durumunda kaldığını iddia eden davalının, cezai şart ödemesine dair de hiçbir yazılı belge sunmadığını, kök rapora bu yönüyle yaptıkları itiraz sonrasında mahkemenin, davalının ticari defterlerinde dava dışı ... ünvanlı şirketle olan cari hesap hareketlerinin incelenmesi yolunda ara karar tesis etmesine rağmen bilirkişilerin yaptıkları incelemede dava konusu...bank notluk işinin tamamının dava dışı ... Matbaacılık isimli firmaya yaptırıldığını tespit ettiklerini, ancak bilirkişilerin bu tespite nereden vardığının anlaşılamadığını, bilirkişinin yetkisi ve kendisine verilen görevin dışına çıktığını, dava konusu ürünün bitmiş haliyle ... Matbaacılık firmasına yaptırıldığını ve davalının da bu ürünleri bitmiş haliyle ... sattığını beyan ettiğini, dolayısıyla bilirkişilerin yetki ve görevlerini aşarak yaptıkları bu tespite itiraz ettiklerini, hatalı bilirkişi raporunu kararına dayanak yapan mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca işin tamanının ... Matbaacılık isimli dava dışı firmaya yaptırıldığını tespit eden bilirkişilerin, bu firmanın yapışkanlı notluk basımı için yeterli teçhizatı olup olmadığını incelemediğini, zira dava dilekçesinde de belirttikleri üzere yurt dışından ithal edilen yapışkanlı kağıt üzerine baskı yapabilen firmaların sınırlı olduğunu, bu firmanın yapışkanlı kağıda baskı yapabilecek teçhizatının olmadığını, dava dışı ... firmasının yapışkanlı kağıda baskı yapabilecek mlakine teçhizatının bulunup bulunmadığı, ayrıca yapışkanlı kağıda baskı yapabilme yetisine sahip firmaların tespiti taleplerinin mahkemece değerlendirilmediğini, mahkemeye rapor sunan matbaacı bilirkişinin, davalı firma deposunda bulunan ürünlerin ayıplı olduğunu tespit ettiğini, ayıp iddiasını kabul etmediklerini, davalı deposunda bulunan ürünlerin, müvekkilinin teslim ettiği ürünler olduğu yolunda evveliyatında yapılan bir tespit olmadığını, öte taraftan velevki teslim edilen ürünler ayıplı ise, o takdirde müvekkiline ayıp ihbarının süresinde ve usulünce yapılmadığını, matbaacı bilirkişinin ayıp olarak tespit ettiği hususların hepsinin gözle görülebilir açık ayıplar olduğunu belirttiğini, buna göre ayıp ihbarının TTK 23/1-c fıkrası uyarınca 2 gün içinde bildirilmesi gerekirken bunun yapılmamış olmasının ürünlerin bu haliyle kabul edildiği anlamına geldiğini, iddia olunan ayıbında gerek davalının cevap dilekçesinde, gerekse tanık beyanı ile bilirkişi raporunda farklı tanımlandığını, dolayısıyla davalı firmada bulunan ürünlerin müvekkilince teslim edilen ürünler olmadığı iddialarının netlik kazandığını, öte taraftan sipariş konusu olan 5 renkli ayracın ... Kırtasiye'den temin edilerek davalıya teslim edildiğini beyan ettiklerini, davalı firmada bu 5 renkli ayracın bulunmamış olmasının, davalının teslim aldığı ürünleri set halinde kendi müşterisine teslim ettiğinin delili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. Dava, TBK 470. vd maddelerinde düzenlenen taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında ödenmediği iddia olunan bedelin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Taraflar arasında yapışkan notluk seti yapımı işini konu alan 06/11/2015 tarihli yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve sözleşmenin davalı tarafça sözlü olarak tek yanlı feshedildiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinde sözleşmenin sona ermesi üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125/III. maddesidir. Bu maddeye göre sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracak, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir. Bu geri isteme aynen olabileceği gibi, aynen ifanın mümkün olmaması halinde, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli de olabilecektir. Bu haliyle taraflar sözleşmede aksi öngörülmediği sürece sözleşmeye dayalı talepte bulunamazlar. Yine bu durumda borçlu temerrüde düşmekte kusurlu olmadığını ispat edemezse alacaklı sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilecektir. Somut olayda sözleşme davalı tarafça feshedildiği halde mahkemece sözleşme ayaktaymış gibi ispat koşulu ile alacağın olmadığına hükmedilmesi hatalı olmuştur. Taraflar fesih sebebiyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri alabileceğinden davacının talebi içinde çoğun içinde azda vardır ilkesi gereğince fesih iradesinin karşı tarafa ulaştığı tarihteki rayiç değere göre davacının yaptığı iş miktarının tespiti ile buna ilişkin bedeli talep edebileceğinden, mahkemece bu yönler araştırılarak, inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05/02/2018 tarih, 2016/359 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.