17. Hukuk Dairesi 2014/5878 E. , 2014/5456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2011/341-2013/227
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın önündeki aracı solladığı esnada davalı Belediye tarafından yola dökülen kum yığınına çarparak hasarlandığını, diğer davalının Belediye Fen İşleri Müdürü olduğunu, Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda gerekli işaretlemeleri yapmaması nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiğini, araçta 7.008,13 TL tutarında hasar ve 2.000 TL değer kaybı oluştuğunu belirterek 7.008,13 TL hasarın kaza tarihinden, 2.000 TL değer kaybının dava tarihinden işleyerek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı E.. K.., kusuru, hasarı kabul etmediğini, kumun mesai saati dışında geldiğini ve nakliyeci tarafından döküldüğünü, sürücünün yol çalışmasına dair levhayı dikkate almadığını, SCM"de aleyhinde işaret kaymaması sebebiyle ceza verildiğini karar itiraz ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı S.. B.. vekili, yola dökülen kum ile kaza arasında illiyet bağının olmadığını nakliye firmasının kumu döktüğünü, davacı tarafın olayda kusurlu olduğunu, kusuru, hasarı kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.450,50 TL hasar bedelinin kaza tarihinden, 106,25 TL değer kaybının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline ait aracın, davalı Belediye tarafından gerekli tedbir ve önlem alınmadan yürüyüş yolu yapılması için yola dökülen kum yığınına çarpması nedeniyle hasarlandığını belirterek tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı S.. B.. bir kamu tüzel kişisidir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediye kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. İdarenin işlemi ya da eylemi nedeniyle doğan zararlardan dolayı, idare aleyhine, hizmet kusuruna dayanılarak açılan davaların 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası"nın 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kediliğinden (resen) dikkate alınması zorunludur. Bu durumda mahkemece, davalı S.. B.. aleyhinde açılan dava yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi Belediye hakkındaki davanın da kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekilinin diğer davalı E.. K.."a yönelik temyiz itirazına gelince; 27.6.2011 tarihli kaza tespit tutanağında yol ve çevre özellikleri başlıklı kısımda yolda aydınlatma olduğu belirtilmiştir. Davaya konu kaza saat 22.30"da meydana gelmiştir. Keşifte dinlenen davacı asil ve davacı tanığı O,sokak lambalarının yanmadığını, bu sebeple kum yığınlarının görülmediğini, uyarıcı levhada olmadığını, yolun sağ tarafında park etmiş araçların olduğunu ifade etmişler, tanık A. E. yolun sağında park etmiş araçlar olduğunu, davacının araçlara çarpmamak için sollama yaptığı sırada kazanın meydana geldiğini, kum yığınlarının karanlıkta görünmediğini, sokak lambalarının yanıp yanmadığını hatırlamadığını fakat yolun karanlık olduğun beyan etmiştir. Davalı E. kumların araba farı ile görülebileceğini, davalı tanıkları Y. B. ile B. E. yolun sağında park etmiş araçlar olduğunu, sokak lambalarının yanıp yanmadığını ve uyarıcı levhaların konup konmadığını hatırlamadıklarını beyan etmişlerdir.
Mahallinde yapılan keşiften sonra alınan 10.12.2012 tarihli raporda yolda aydınlatma olmadığı belirtilerek yapılan değerlendirme sonucunda davalı tarafın gerekli önlemleri almamış, uyarıcı, ikaz ve trafik işaretlemelerini yapmaması, trafik güvenliğini sağlamaması sebebiyle 1.dereceden ağır kusurlu olduğu, davacı aracının sürücüsünün kusurunun olmadığı bildirilmiş, itiraz üzerine alınan 30.1.2013 tarihli raporda yolda aydınlatma olup olmadığı hususu değerlendirilmemiş, davalı tarafın %25, davacı tarafın %75 oranında kusurlu oldukları belirtilmiş; davacı vekilinin itirazı üzerine ATK"den alınan raporda kaza tespit tutanığı ve olay yerine ait fotoğraflardan kaza mahallinde aydınlatmanın mevcut olduğu kabul edilerek, tanık beyanları değerlendirilmeden davalı tarafa %25 kusur izafe edilmiştir. Olay yerinde aydınlatma olup olmadığı, sokak lambalarının kaza sırasında yanıp yanmadığı konusundaki çelişki giderilmemiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle kaza tespit tutanağını düzenleyen tutanak tanığının usulüne uygun biçimde dinlenilmesi, olay mahallinde aydınlatma olmadığının, sokak lambalarının yanmadığının, yolun karanlık olduğunun tespiti halinde gerektiğinde kusur durumunun belirlenmesi için ATK"dan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.