Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4148
Karar No: 2020/1089
Karar Tarihi: 19.02.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4148 Esas 2020/1089 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonucunda davalı oğla bağışlanan taşınmazın hukuksal nedenlere dayalı olarak ipotek edilmesi sonucu açıldı. Davacı, tenkis sebebiyle davanın kabul edilmesi için tapu iptali ve tescil talebini ileri sürdü. İlk karara göre dava kabul edildi, ancak yapılan inceleme yeterli olmadığı belirtilerek bozuldu. Yapılan yeniden incelemede tercih tarihine göre taşınmazın değeri belirlenerek, tenkis isteğinin kabul edilmesine karar verildi. Ancak yapılan bu hesapta yanılgının var olduğu belirtilerek karar tekrar bozuldu. HUMK 376, HUMK 388 ve HUMK 389 maddeleri uyarınca hakim kararın tamamını yazmak ve gerekçelendirip tefhim etmekle yükümlüdür. Ancak kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, Anayasa 141. maddesi ve usül kanunlarına aykırı bir durumdur. Bu nedenle tarafların itirazlarının kabul edilmesiyle hüküm bozulmuştur. Kanunlar: HUMK 376, HUMK 388, HUMK 389.
1. Hukuk Dairesi         2019/4148 E.  ,  2020/1089 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı velisi, mirasbırakan ..."un 8 parsel sayılı taşınmazını mal kaçırmak amacıyla davalı oğluna bağış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Tenkis isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; "...tenkis yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı ... ancak yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı özellikle tercih tarihine göre değer tespiti yapılarak neticeye gidilmesi gerekirken mirasbırakanın ölüm tarihinin esas alınması suretiyle davanın karara bağlanmasının isabetli olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde dava konusu taşınmazın tercih tarihi itibarıyla değeri belirlenerek davanın tenkis isteği yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar bu kez Dairece; "..Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak dava konusu taşınmazın tercih tarihi itibarıyla değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik yok ise de 06.11.2013 tarihli bilirkişi raporuna davalı tarafın, “yıpranma payının %30 uygulandığı oysa taşınmazın niteliği ve yaşı itibarıyla %34 oranının uygulanması gerektiği” yönündeki itirazı üzerine alınan 09.01.2014 tarihli bilirkişi ek raporunda belirlenen değer üzerinden hesaplama yapılması gerekirken 06.11.2013 tarihli önceki bilirkişi raporunda belirlenen 244.288,00 TL değerin esas alınması doğru olmamıştır. Öte yandan sadece tenkise tabi tasarrufa konu 8 parsel sayılı taşınmazın tercih tarihindeki değeri sabit tenkis oranına çarpılmak suretiyle tenkis edilecek miktarın belirlenmesi gerekirken, tenkis dışı olan 21 parsel sayılı tarlanın değerinin de bu toplama dahil edilip sabit tenkis oranının bu toplama uygulanması suretiyle sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Hal böyle olunca sadece tenkise tabi 8 parsel sayılı taşınmazın %34 yıpranma payının uygulanması neticesinde belirlenen değerine sabit tenkis oranının uygulanması suretiyle tenkis hesabının yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.

    ./..



    Bilindiği üzere, tarafların tüm delilleri toplanıp tetkik edildikten ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun(HUMK"nın) 376. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun-HMK"nın 186.) maddesine göre son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin HUMK"nın 388. (HMK"nın 297.) maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu HUMK"nın 389. (HMK"nın 297.) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne var ki, uygulamada HUMK"nın 381. maddesinin son fıkrasının (HMK"nın 294/4. maddesi) getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde HUMK"nın 389. (HMK"nın 297.) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren, tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur.
    Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa"nın 141. maddesi ve usül kanunlarının yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olayda, değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek mahkemece; kısa kararda 52.324,14 TL tenkis bedeline; gerekçeli kararda ise 53.561,64 TL tenkis bedeline karar verilmek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, 10.04.1992 günlü ve 1992/7 Esas-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, 19.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi