12. Hukuk Dairesi 2016/5601 E. , 2016/13081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 19/11/2015 tarih, 2015/20472 Esas - 2015/28849 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurarak, İİK"nun 150/e maddesi gereğince 2 yıllık süre içerisinde ipotekli taşınmazın satışının istenilmemesi sebebiyle takibin düştüğünü ileri sürerek takibin iptali ile satışın durdurulmasını talep ettiği, mahkemece icra emirlerinin borçlulara 23.12.2009 tarihinde tebliğinden itibaren 2 yıllık satış isteme süresi dolmadan alacaklı vekilince avansı da yatırılmak suretiyle 05.12.2011 tarihinde satış talebinde bulunulması ile satış isteme süresinin kesildiği ve başka bir alacaklı tarafından başlatılan takipte ipotekli taşınmazlardan birinin satılmış olması nedeniyle de işbu takipte satışın fiilen imkansız olmasından dolayı satış isteme süresinin durmaya devam ettiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
İcra emrinin tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK"nun 150/e maddesi hükmüne göre; "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmez ise takip düşer."
Somut olayın incelenmesinde; borçlu hakkında başlatılan ... İcra Müdürlüğü"nün 2009/21687 Esas sayılı takip dosyasında, icra emrinin borçluya 23.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 2 yıllık süre içerisinde avansı da yatırılmak suretiyle alacaklı tarafından 05.12.2011 tarihinde satış istendiği anlaşılmakta ise de, .... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 13.01.2010 tarih ve 2010/22-25 sayılı kararı ile şikayetçi ..."e gönderilen hesap kat ihtarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle adı geçen yönünden söz konusu takibin iptaline karar verildiği, bu karar üzerine alacaklı tarafından, usulüne uygun olarak ihtarname tebliğ ettirilmek suretiyle, borçlu hakkında ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/3656 Esas sayılı dosyasında yeni bir takip başlatıldığı ve alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünün 15.03.2012 tarihli kararı ile bu iki takibin birleştirildiği görülmektedir. Bu durumda, .... İcra Müdürlüğü"nün 2009/21687 Esas sayılı takibi, şikayetçi borçlu yönünden iptal edilmiş olduğundan, iptal kararından sonra alacaklı tarafından yapılan satış talebi, adı geçen borçlu yönünden sonuç doğurmayacağından, mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olmayıp, şikayetçi borçlu açısından İİK"nun 150/e maddesi gereğince satış isteme süresinin, borçlu hakkında yeniden başlatılan ve birleştirilmesine karar verilen ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/3656 Esas sayılı dosyasında gönderilen icra emri tebliğ tarihinden itibaren başlayacağının kabulü gerekir. İcra emrinin borçluya 15.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının ise 18.03.2015 tarihinde ipotekli taşınmazların satışını talep ettiği anlaşılmıştır.
İİK"nun taksitle ödeme başlıklı 111. maddesinde aynen; "Borçlu, alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt eder ve birinci taksidi de derhal verirse icra muamelesi durur. Şu kadar ki borçlunun kafi miktar malı haczedilmiş bulunması ve her taksidin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması ve nihayet aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla olmaması şarttır. Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 106 ve 150/e maddelerindeki süreler işlemez. Ancak bu sözleşme veya sözleşmelerin toplam süresinin on yılı aşması halinde, aştığı tarihten itibaren süreler kaldığı yerden işlemeye başlar. Taksitlerden biri zamanında verilmezse icra muamelesi ve süreler kaldığı yerden devam eder" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, her ne kadar alacaklının satış isteme talebi 2 yıllık süre içerisinde olmasa da, borçlu tarafından verilen ödeme taahhütlerinin, İcra İflas Kanunun 111. maddesine uygun olması halinde satış isteme süresi işlemeyeceğinden, .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/3656 Esas sayılı dosyasında, icra müdürlüğünce verilen 15.03.2012 tarihli birleştirme kararından sonra, borçlu tarafından farklı zamanlarda verilen ödeme taahhütleri bulunmasına rağmen, bu taahhütlerin İİK"nun 111. maddesi kapsamında geçerli olup olmadığı ve aynı Kanunun 150/e maddesi gereğince satış isteme süresini durdurup durdurmayacağı hususunda, mahkemece bir inceleme yapılmadığı görülmektedir.
Ayrıca, şikayete konu takip beş adet taşınmaz hakkında başlatılmış olup, bunlardan bir tanesinin başka bir takip dosyasında satılmış olması, İİK"nun 150/e maddesi gereğince işleyen süreyi durdurmaz.
Öte yandan, İİK"nun 18/3. maddesinde; "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir..." hükmü yer almaktadır. Buna göre, borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK"nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, aynı Yasa"nın 18/3. maddesi gereğince şikayetin incelenmesi konusunda duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, işin niteliği göz önüne alındığında, icra mahkemesi, takdirini duruşma açılması yönünde kullanmalı, taraflar duruşmaya davet edilip, varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmelidir.
O halde mahkemece, şikayetin mahiyetine göre duruşma açılıp, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca, varsa tarafların delilleri de toplanarak, İİK"nun 111. maddesi gereğince, borçlu tarafından, birleştirilen takip dosyasında verilen ödeme taahhütlerinin söz konusu maddeye uygun geçerli bir ödeme taahhüdü olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle, İİK"nun 150/e maddesi kapsamında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Dairemizce, mahkeme kararının bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19.11.2015 tarih ve 2015/20472 E., 2015/28849 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.