Esas No: 2022/501
Karar No: 2022/1576
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/501 Esas 2022/1576 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/501 E. , 2022/1576 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile kredi sözleşmesi imzaladığını, davalının borcunu ödememesi üzerine borcun ve faizlerin ödenmesi için davalıya ihtarname gönderildiği, borcun ödenmemesi üzerine Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/78225 esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, ancak davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, talep etmiş olduğu akdi ve temerrüt faiz oranlarının sözleşmeye ve yasaya uygun olduğunu belirterek Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/78225 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, tüketici mahkemesinde açılan davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusu olmadığı, davacı tarafça zorunlu olmamasına rağmen arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu gerekçesiyle Adalet Bakanlığınca suç üstünden 1.320,00 TL ödeme yapılan bedelin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 13/12/2021 tarihli yazısında; tüketici işlemi niteliğindeki özel hukuk uyuşmazlıklarının aynı zamanda ticari dava niteliğinde olduğu, işlemin tüketici işlemi niteliğini ve buna bağlanan sonuçları ortadan kaldırmadığı, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerinden doğan davaların tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmekle birlikte, Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi hükmü gereğince ticari dava sayıldığından, 6325 sayılı Kanun'un 18/A-2 nci maddesi gereğince söz konusu davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu anlaşılmakla beraber; arabuluculuk masraflarının davanın kabul ret oranı gözetilerek taraflar
arasında paylaştırılması yerine mahkemece zorunlu arabuluculuk söz konusu olmadığı gerekçesiyle sadece davacıdan tahsili yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, tüketici mahkemesinde açılan davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusu olmadığı, davacı tarafça zorunlu olmamasına rağmen arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu gerekçesiyle Adalet Bakanlığınca suç üstünden 1.320,00-TL ödeme yapılan bedelin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, bankacılık sözleşmesine istinaden verilen tüketici kredisi borçlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup; tüketici işlemidir. Resmi gazetede yayımlanan 28/07/2020 tarihli 31199 sayılı Kanun 59. maddesi gereği, tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuğa başvurulma şartı getirilmiş ancak 60. madde gereği arabuluculuğa ilişkin hükümler, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay'da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmayacak olup, ilgili Kanun da 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Eldeki davada, dava tarihi 25/10/2019 olduğundan, dava konusu uyuşmazlık da tüketici işlemine ilişkin olduğundan burada arabuluculuk dava şartı uygulanmaz.
Dava dosyasının incelenmesinde, davacı banka tarafından davalı tüketiciye karşı ödenmeyen tüketici kredisi borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için itirazın iptali davası açıldığı, dava ve takip tarihinin 28.07.2020 tarihinden önce olduğu ve zorunlu arabuluculuk söz konusu olmadığı, davacı tarafça zorunlu olmamasına rağmen arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkeme tarafından kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki hukuka aykırı bulunan bir karar verilmemiştir. Yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmedikçe kanun yararına bozma kararı verilemez.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere mahkemece; tüketici mahkemesinde açılan davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusu olmadığı, davacı tarafça zorunlu olmamasına rağmen arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu gerekçesiyle Adalet Bakanlığınca suç üstünden 1.320,00-TL ödeme yapılan bedelin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verildiği, söz konusu kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Adalet Bakanlığı'na İADESİNE, 28.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.