Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7747
Karar No: 2022/1586
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7747 Esas 2022/1586 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/7747 E.  ,  2022/1586 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; taşımacılık ve dış ticaret ile birlikte birçok farklı alanda faaliyet gösteren şirketler grubunda yer alan çeşitli şirketlerin yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığını, dava konusu olan Beşiktaş ..., Noterliğince onaylanan 24/10/2013 tarihli, 03/02/2014 tarihli ve 28/02/2014 tarihli vekaletnamelerle bilimum iş ve işlemleri yapmaya dava dışı... oğlu...in vekil olarak atandığını, ancak anılan vekaletnamelerde yer alan imzaların kendisine ait olmadığını, bu vekaletnameler tahtında belirtilen işlemler bakımından...i hiçbir zaman yetkilendirmediğini ileri sürerek; ... tarafından onaylanan 24/10/2013 tarih ve 35090 yevmiye numaralı, 03/02/2014 tarihli ve 05231 yevmiye numaralı ve 28/02/2014 tarihli ve 07763 yevmiye numaralı vekaletnamelerde yer alan imzanın tarafına ait olmadığının tespitine, bu vekaletnameler ve bunlara dayalı olarak yapılmış herhangi bir işlem var ise tüm bu işlemlerin de hukuken geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; noterliğin davada taraf ehliyeti bulunmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, esas yönünden ise dava konusu vekaletnamelerin onaylama şeklindeki
vekaletnameler olduğunu, davacı asilin imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığını, zira davacının imzasını noter katibi huzurunda attığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil ...; Türkiye Noterler Birliğinin noterlerin mesleki sorumluluk sigortasını şirketlerine yaptırdığını, davalı ... 25. Noteri dava dışı ...'ın da mesleki sorumluluk sigorta poliçesinin şirketlerine ait olduğunu, bu nedenle Beşiktaş ..., noteri ...yanında davaya fer’i müdahil olarak yer almalarına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın davalı noterlik tarafından düzenlenen noterlik evrakındaki imzanın ait olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davalı noterliğin bu işlemin tarafı değil, bu işlemi yasalar gereği düzenlemekle yükümlü kılınmış resmi makam olduğunu, buna göre husumetin dava konusu resmi işlemin içeriğindeki hakka ilişkin herhangi bir yararı bulunmayan davalı noterliğe yöneltildiğinin görüldüğünü, dava konusu resmi işlemin tarafı olmayan ve pasif dava ehliyeti bulunmayan davalı noterlik açısından davanın usulden reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davada noterliğe karşı açılan davada davaya verilen cevabın ilgili ve belgeleri düzenleyen noter tarafından verilip verilmediğinin belli olmadığı, feri müdahil sigorta şirketinin de noterlik adına cevap veren noter dışında başka noter ismini bildirdiğinden, işlemi yapan noter ya noterler tarafından davaya cevap verildiğinin anlaşılamadığı, davanın yöneltildiği davalı noterliğin işlemin tarafı olmadığı gibi, davada pasif husumet ehliyeti de bulunmadığı, dosya kapsamı itibarıyla bu hususun temsilcide yanılma olarak kabul edilemeyeceği; ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
HMK'nın 124 maddesinin; ilgili bölümü şöyledir, “ Bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (...) Ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” Bu maddenin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamak yargılama ilişkisini katı bir forma bağlayacaktır ki, bu da yargılamaya hakim olan ilkelerden “usul ekonomisi ilkesi” (HMK m. 30) ile bağdaşmaz.
Temsilcide yanılmanın hukuki yaptırımı, davanın reddi değildir. Temsilci de yanılma halinde, gerçek temsilci belirlenip, dava dilekçesi ona tebliğ edilerek, yargılamaya devam edilmesi zorunludur. Buna göre verilecek ara kararla, davanın doğru hasma yöneltilmesi için davacıya imkan sağlanması gerekir.
Somut olayda; her ne kadar ilk derece mahkemesince davalı noterliğin dava konusu resmi işlemin tarafı olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince de ilk derece mahkemesinin kabul ve değerlendirmesi usul ve yasaya uygun bulunmuş ise de, davacı vekilince sunulan cevaba cevap dilekçesindeki ’’... mahkeme aksi kanaatte olursa dava dilekçesinin bu davaya konu 24/10/2013 tarihli 35090 yevmiye nolu, 03/02/2014 tarihli 05231 yevmiye nolu ve 28/02/2014 tarihli 07763 yevmiye nolu vekaletnamelerin keşide edildiği tarihte ... görevini ifa etmekte olan ...’a tebliğ edilmesi suretiyle kendisinin de davaya dahil edilmesini ...’’ talep etmiştir.
Dosya kapsamında yer alan davaya konu edilen her üç vekaletname de dava dışı noter ...adına yetkili katipleri vasıtasıyla yapılmıştır.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; davacının cevaba cevap dilekçesindeki bu talebinin temsilcide yanılma olarak değerlendirilmesi suretiyle gerçek taraf durumundaki dava dışı ...’a davanın yöneltilmesinin sağlanması, bu bağlamda dava dilekçesinin tebliğ edilerek, savunma hakkının tanınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 28/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi