19. Hukuk Dairesi 2018/2332 E. , 2018/6301 K.
"İçtihat Metni" 19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine ... 5. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne ve buna göre yeniden hükmün kurulmasına ilişkin hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."in geldiği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalının 22/12/2002 tanzim tarihli bonoyu davacıya verdiğini, davacının bu bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yaptığını, davalının bu takibe karşı ... 5. İcra Hukuk Mahkemesine yaptığı itiraz sonucunda davaya konu kambiyo senedinde tahrifat öncesi vade tarihinin tanzim tarihinden daha önce olması nedeniyle kambiyo vasfı bulunmadığı gerekçesiyle kambiyo senetlerine mahsus yapılan icra takibinin iptal edildiğini, davaya konu bononun vade tarihinin 22/05/2002 olup tanzim tarihi 22/12/2002 tarihi olduğundan kambiyo vasfını yitirmiş olsa da adi borç senedi niteliği kazandığını, davalının davaya konu senet nedeniyle hatır senedi olarak düzenlendiği, bedelsiz olduğu, vade tarihinin yıl hanesinde tahrifat yapıldığı, kambiyo senedi vasfı bulunmadığı ve zamanaşımına uğradığı iddiaları ile ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın reddedildiğini ve kararın Yargıtay"dan geçerek kesinleştiğini, bu dava ile kesilen zamanaşımının yeniden işlemeye başladığını ve adi senedin 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bu defa söz konusu belgeye dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu senede istinaden icra hukuk mahkemesinde açılan takibin senedin kambiyo senedi vasfı bulunmadığından ve zamanaşımına uğuradığından takibin iptaline karar verilmiş olduğunu, zamanaşımına uğramış senede dayalı olarak tekrar icra takibi yapılamayacağını, davalının davacıya borçlu olmadığını ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının senede ilişkin olarak hiç bir temel ilişkiye dayalı iddiasının bulunmadığını, davacının davalı ile ortak iş yaptığı 1995-1996 yıllarda senedin açık olarak verildiğini ve davacının senedin vade tarihinde tahrifat yaparak takip yaptığını tahrifatın sabit olduğunu ve bu hususun davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davaya konu senedin zamanaşımıa uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu bononun zamanaşımına uğraması, kambiyo vasfını yitirmesi ve bonoda malen kaydı bulunması nedenleriyle davacının alacağını genel hükümlere göre yazılı delille ispat etmesi gerektiği, davacının davaya konu bonoya dayanmış olsa da söz konusu bononun zamanaşımına uğradığı ve davacı tarafça tahrif edildiğinden bu belgeye itibar edilmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurmuşlardır.
Bölge adliye mahkemesince; takip konusu bononun unsurlarını taşımadığından kambiyo senedi vasfına haiz değil ise de imzası inkar edilmediğinden adi yazılı belge niteliğinde olduğu, davalının senet nedeniyle borçlu olmadığını yazılı delille ispatla yükümlü olduğu, takip konusu senedin kambiyo niteliğine haiz olmayıp adi senet niteliğinde olduğundan zamanaşımı süresinin TTK"ya göre değil TBK"nin 146.maddesi gereği 10 yıl olduğu, taraflar arasında görülen menfi tespit davasında alacaklının def"i zımnında hakkını ileri sürmesi halinde zamanaşımı kesildiği, somut olayda takibe konu belgenin düzenleme tarihi 22/12/2002 olduğu, 02/09/2010 tarihinde 10 yıllık süre dolmadan icra takibi yapıldığı ve zamanaşımı süresinin kesildiği, borçlunun 12/10/2010 tarihinde ticaret mahkemesinde menfi tespit davası açtığı, açılan bu davada alacaklı (davalı) tarafından bu senet nedeniyle alacaklı olduğu def"i olarak ileri sürüldüğü, davanın 25/04/2012 tarihinde red edildiği ve 28/03/2013 tarihinde Yargıtayca onanarak kesinleştiği, böylece davada zamanaşımının dolmadığı, alacağın varlığının menfi tespit davası ile kesinleştiği, ancak borçlu temerrüte düşürülmediği için takipten önce işlemiş faiz talep edilmeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü kısmen reddi ile ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazın 1.593.690,00 TL asıl alacak ile asıl alacağa 22/07/2016 takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sınırlı olarak iptaline, fazlaya dair istemin reddine ve asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı vekilinin istinaf talebinin, davada kötü niyet tazminatı isteğinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının temyiz itirazlarına gelince, takip dayanağı belgedeki borç USD döviz cinsindendir. Takip talebinde asıl alacak ve işlemiş faiz USD cinsinden gösterilmiş ve yanında parantez içinde harca esas TL karşılığı yazılmıştır. Takip talebinde yapılan talepte özellikle, "fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı olan Türk Lirası karşılığı olarak borçludan tahsili" sözleri de talebin USD döviz cinsinden olduğunu göstermektedir. Bu itibarla istinaf mahkemesince takip talebinin yazılış biçimindeki özelliklerine göre talebin TL cinsinden olduğu şeklindeki kabulü doğru olmamıştır. Diğer taraftan istinaf mahkemesince takip talebindeki işlemiş faiz talebinin reddi de yerinde değildir. Zira takip dayanağı belgeye dayalı olarak 02/09/2010 tarihinde yapılan takip nedeniyle borçluya çıkarılan ödeme emrinin borçluya tebliğini izleyen ödeme süresi sonunu takip eden günde davalı temerrüte düşmüş olur. Bu takibin sonradan icra hukuk mahkemesince iptal edilmiş olması davalının temerrüt olgusunu ortadan kaldırmaz. Açıklanan nedenlerle ... 5. Hukuk Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın ... 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.630,00TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 04/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.