20. Hukuk Dairesi 2012/1914 E. , 2012/2570 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/9967-11776 sayılı 13.07.2009 günlü kararında özetle: “1) Davalı ... Yönetimi ve Hazinenin 117 ada 18 ve 27 parsellere yönelik temyizleri yönünden; Bu parsellerin yapılan ilk orman kadastrosu dışında ve açılan orman tahdidine itiraza konu olmayan bölümde kalmış olması ve parsellerin kişiler adına tespitleri yapılıp kesinleştirilmiş olmasına göre dava konusu olmayan bu parsellere yönelik Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Orman Yönetimi ve Hazinenin, gerçek kişiler adına tescile karar verilen 117 ada 29 parselin (B) ile işaretli 7002 m2 yüzölçümündeki bölümüne ilişkin temyiz istemine gelince; bu kısmın 1982 yılında yapılan ilk orman kadastrosu içinde iken 2002 yılında 3402 sayılı Yasa esas alınmak üzere yapılan 2/B madde uygulamasında Hazine lehine orman dışına çıkarılıp 2003 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda ise 117 ada 29 parsel numarası verilerek Hazine adına tespit edildiği, 29 parselin (B) harfi ile işaretli bölüm dışında kalan kısımlarının dava konusu olmadığı, (B) harfi ile işaretli bölüm hakkında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu, uzman orman bilirkişi raporunda taşınmazın memleket haritasında bir bölümünün yeşil alanda kaldığı görünmesine rağmen, bu yeşil alanın ne olduğu açıklanmadan, (B) harfli bölümün tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış, ziraat mühendisi bilirkişi de taşınmazın % 40 - 60 eğimli uzun yıllar tarım arazisi olduğunu belirtmiş, yerel bilirkişi ve tanıklar ise, taşınmazın uzun yıllar tarım arazisi olduğunu soyut ifadelerle beyan etmişlerdir. Yetersiz bilirkişi ve tanık beyanlarına dayalı hüküm kurulamaz. Bu nedenle, yeniden usulüne uygun keşif yapılması, yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra mahkemenin 17.07.2007 günlü 2003/10-2007/11 sayılı dava konusu edilen ve 12.07.2007 günlü krokide (A) ile gösterilen, 117 ada 18 sayılı parselin (D) ile gösterilen, 117 ada 27 parselin orman sınırı dışında ve kişiler adına tespit edilen yer olduğu gerekçesiyle bu taşınmazlara yönelik dava ile aynı raporda (C, E, F, G ve H) harfleri ile gösterilen bölümlerin orman sayılan yer olması nedeniyle açılan davanın reddine karar verildiğinden ve mahkememizin kararı Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından onandığından yukarıda belirtilen dava konusu yerler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu ... köyü, 117 ada 29 nolu parselin 13.05.2010 günlü fen bilirkişi raporunda (B1) ile gösterilen 4548 m² "lik yerin orman
sayılan yerlerden olması nedeniyle davacının bu kısma ilişkin davasının reddine, aynı raporda (A1) ile gösterilen 2454,528 m²"lik kısma ilişkin orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması işleminin ve davalı Hazine adına olan kadastro tutanağının iptali ile bu kısmın davalı ... ve müşterekleri adına payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosu ve kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 6831 sayılı Yasa uyarınca yapılıp, 20.08.1982 tarihinde ilan edilen ve dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ile 2002 yılında yapılıp kesinleşmeyen 3402 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile dava tarihinden sonra yapılan 12.11.2003 - 12.12.2003 tarihleri arasında ilan edilen genel arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, mahkemece davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; kadastro hakimi düzenli sicil oluşturmak zorunda olduğundan dava konusu ... Köyü 117 ada 29 sayılı parselin kalan bölümü hakkında sicil oluşturulmaması doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2. bendinin sonuna “…..oranında tapuya tesciline,” cümlesinden sonra gelmek üzere “ dava konusu ... Köyü 117 ada 29 sayılı parselin kalan bölümünün tespit gibi 2/B niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın değişik 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.