22. Hukuk Dairesi 2014/1485 E. , 2015/12599 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, ücret, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının 22.01.2007-23.11.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak... bağlı ... bünyesinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, son alt işverenin diğer davalı şirket olduğunu, belirterek kıdem tazminatı ile ödenmeyen ücret, fazla çalışma, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davalı Bakanlığın taraf sıfatının bulunmadığını, ihale makamı olduğunu, davacının iş sözleşmesinin yüklenici firmayla belirli süreli olarak yapıldığını ve tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini; diğer davalı Burakcan vekili, zamanaşımı def"inde bulunup davacı hakkında işe devam etmeme tutanakları düzenlendiğini, müvekkili şirkette 01.03.2011-01.12.2012 tarihleri arasında çalıştığını belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan inceleme, celp edilen kayıtlar, taraf açıklamaları, tanık beyanları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından, davacının 22.01.2007-23.11.2012 tarihleri arasında toplam beş yıl on ay bir gün süre ile 940,50 TL net ücretle aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan davalı Bakanlık ile diğer davalı şirket nezdinde temizlik elemanı olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin onbeş yıl hizmet, üçbinaltıyüz gün prim şartını yerine getiren davacı tarafından haklı sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Bakanlığın tüm, davalı şirketin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Hukuk yargılamasında ispat araçlarından olan “Yemin” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Kanun"un 225. maddesine göre, yeminin konusunu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak konular yemin konusu olamaz (6100 sayılı Kanun madde 226).
Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf da yemin teklif edebilir. Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez. Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır (6100 sayılı Kanun madde 227-228).
Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır. Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır.
Yeminin konusunu oluşturan vakıa, her iki tarafın değil, yalnızca kendisine yemin teklif edilen tarafın şahsından kaynaklanıyorsa yemin iade edilemez.
Yemin edecek kimse, mahkemeye gelemeyecek kadar hasta veya özürlü ise hâkim, bulunduğu yerde o kimseye yemin ettirir. Bu sırada isterlerse taraf vekilleri ve karşı taraf da hazır bulunabilir. Mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının, davalı nezdinde 22.01.2007-23.11.2012 tarihleri arası temizlik elemanı olarak çalıştığı, davacının kıdem tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin,ücret ve genel tatil ücret alacaklarının ödemediğinden bahisle ücret alacaklarını talep ettiği, davalı şirket vekilinin vekâletnamesindeki yetkiye ve davaya cevap dilekçesinde gösterdiği yemin deliline dayanarak davacıya izin ve ücret alacağına dair yöntemince yemin teklif ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yemine ilişkin usuli işlemler yerine getirilmeden hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava konusu alacaklar için davacının 11.10.2013 tarihinde ıslah dilekçesi verdiği, buna karşın davalının süresi içinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece ıslah sonrası için zamanaşımına uğrayan alacaklar yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu sebeple ıslah sonrası için dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığı iddiasının değerlendirilmesi gerektiğinden, inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi