22. Hukuk Dairesi 2014/1477 E. , 2015/12598 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, hafta tatili ücreti, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini beyanla kıdem, ihbar, hafta tatili, genel tatil, fazla mesai alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebeple fesih şartlarının oluştuğunu, davacının ise istifa dilekçesi imzalamak suretiyle işten ayrılıp ve hiçbir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davalı işyerinde bulunan bir takım malzemeleri iş yeri yetkililerinin haberi olmaksızın alması sebebiyle iş yeri yetkililerince bu hususta davacı ile görüşüldüğü, yapılan görüşme neticesinde davacının istifa dilekçesi ve ibraname sunarak işten ayrıldığı, baskı ve tehdit altında istifa ettiğine ilişkin herhangi bir veriye ulaşılamadığı, davacının istifa ederek işten kendisinin ayrılmış olması sebebiyle ihbar ve kıdem tazminatı hakkı olmadığı sonucuna varılmış ve diğer alacaklar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışmanın ispatı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile ispatlaması gerekir.
Bu çalışmaların ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda takdiri indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Dosya içeriğine göre davacının davalı işyerinde 07.01.2011-07.02.2013 tarihleri arasında temizlik görevlisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Delil listesinde yer alan ve dinlenen davacı tanığı iş yerinde birbuçuk ay kadar çalıştığını, davacının kendisinden bir hafta on gün kadar sonra işe girdiğini beyan etmiştir. Söz konusu tanığın beyanı fazla mesai hesaplamasında esas alınmış olup, tanığın davacı ile birlikte iş yerindeki çalışma sürelerine ve tanıkların davalı iş yerindeki davacının çalışma saatine yönelik beyanlarına göre davacının fazla çalışma iddiası yönünden tüm çalıştığı dönemi ispata yeter nitelikte olmayıp fazla mesai konusunda işçi ile aynı dönemde çalışan tanıklar ve çalıştıkları dönem belirlenerek dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılmalıyken tanık beyanlarının davacının çalıştığı tüm dönem fazla mesai alacağında kıstas kabul edilmesi isabetli olmamıştır.
3-Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03.07.2002 gün 2002/564-572 sayılı kararına göre kıdem tazminatı dışındaki ıslahla arttırılan miktarlara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmektedir. İncelemeye konu dosyada fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları usulüne uygun ıslah dilekçesi ile arttırılmış olmakla dava tarihinden itibaren kanuni faize karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.