22. Hukuk Dairesi 2014/1474 E. , 2015/12596 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.06.1990 tarihinden itibaren işçi olarak çalıştığını, yüklenen görevleri yapmasına rağmen Çerkeş Noterliğinin 2360 yevmiye 23.10.2008 tarih ile çekilen ihtarname ile belirsiz süreli iş sözleşmesini ihbar süresine uyarak feshettiğini, 25.10.2009 tarihine kadar, özlük haklarını alacağı sözüyle çalıştırıldığını, müvekkilinin emekli olmak için başvurduğunda gereğinin yapıldığını ancak mesai, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, kıdem, ihbar tazminatları konusunda anlaşmaya varamadıklarını takribi 9.900,00 TL civarında maaş alacağı olduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, yıllık izin ücretinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini arz ve talep etmişlerdir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının taleplerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacının ihtarındaki alacakların kendisine ödenmemiş olsaydı işe devam etmeyeceğini, müvekkil şirketin kayıtlarında davacının talep ettiği miktarda alacağının bulunmadığını, davacının ücret almadan çalışmaya devam ediyor olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkil şirketin fazla mesai yaptırma şeklinde uygulamasının olmadığını, davacının ihbarını süresinde yapmasının sonucu ihbar tazminatı isteme hakkı da ortadan kalkacağını, kıdem tazminatına bağlı olan alacak hakkı da mesnetsiz olduğunu, işçinin haksız sebeple işi feshettiğini beyan etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş sözleşmesini ücret alacaklarını ödenmemesi gerekçesiyle ve haklı sebeple feshettiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatının kabulü ile diğer alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında sözleşmesin feshi, buna bağlı olarak tazminatlar uyuşmazlık konusudur.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın ve usulüne uygun ihbar süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24 ve 25 inci maddelerinde yazılı olan sebeplere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih sebebi bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
Dosya içeriğinde göre davacı işçi 13.05.1991-25.12.2008 tarihleri arasında bekçi ve ardından şoför olarak davalı işverenlikte görev yapmış davalı işverene 30.10.2008 tarihli noter ihtarnamesiyle 8 haftalık ihbar süresi tanımak suretiyle iş sözleşmesine son verdiğini, 12.01.2009 tarihli dilekçesi ile daha önce noter kanalıyla keşide ettiği ihtarname gereğince ihbar süresi sona erip işyerinden ayrılacağından on günlük süre içerisinde işyeri anahtarının işverence teslim alınmasını istediğini bildirmiş ancak incelenenen sosyal güvenlik kurum kayıtları, hizmet cetveli ve ayrılış bildirgesine göre iş sözleşmesi 25.10.2009"da sona ermiştir. Kişi verdiği süreden sonra da uzun süre çalışmaya devam etmiştir.Bu anlamda feshi ödenmeyen ücret alacaklarına dayanmakta olup iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır. İş sözleşmesini haklı da olsa fesheden taraf ihbar tazminatına hak kazanmaz. İş sözleşmesi davacı tarafından feshedildiğinden davacının ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı tarafından dava konusu edilen ücret alacağı hususunda, kararın gerekçe kısmında davacının ücret alacağına hak kazandığı belirtilmesine rağmen hüküm mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olmakla birlikte temyiz eden sıfatına göre bu konu bozma sebebi yapılmamıştır.
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesinin 1. fıkrasında, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Davacı 16.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı, ücret ve yıllık izin alacaklarına yönelik kalemleri arttırmak ve toplamda bu attırılan meblağlar üzerinden ıslah harcı yatırmak suretiyle davasını ıslah etmişken, mahkemece fazla mesai alacağı konusunda usulüne uygun ve harçlandırılmış bir ıslah yokken talep aşılarak var olduğu kanısı ile sonuca gidilerek hüküm kurulması isabetsizdir.
5-Dava konusu alacaklar için davacının 16.04.2012 tarihinde ıslah dilekçesi verdiği, buna karşın davalının süresi içinde zamanaşımı def"inde bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece ıslah sonrası için zamanaşımına uğrayan alacaklar yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu sebeple ıslah sonrası için dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığı iddiasının değerlendirilmesi gerektiğinden, inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
6-Temyiz konu dava 05.11.2009 tarihinde açılmış, davalı tarafından cevap dilekçesi ise 14.12.2009" da sunulmuş, 25.10.2010 tarihli dilekçe ile davalı taraf zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Dava 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde açılmış olup davacı tarafından, davalının süresinde yapmadığı bu savunmaya itiraz edilmediğinden mahkemece dava dilekçesine karşı zamanaşımı def"i değerlendirilmeliyken yazılı şekilde değerlendirme yapılmadan karar verilmesi hatalıdır.
7-Mahkemece her ne kadar davacıya ait sicil dosyasının davalı tarafından verilen süre içerisinde sunulmadığı gerekçesiyle delil olarak dikkate alınmayacağı bildirilmiş ve burada yer alan belgeler inceleme konusu yapılmamışsa da, söz konusu dosya içerisinde yer alan yıllık izinlerin kullanıldığında ilişkin davacı imzasına havi ve itiraz edilmeyen belge ödeme hakkını ortadan kaldıran itiraz niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Özlük dosyasında yer alan ödeme belgeleri hakkında davacıdan diyecekleri sorularak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.