22. Hukuk Dairesi 2014/1420 E. , 2015/12594 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde 01.06.1997 yılında yaşlılık aylığı almaya hak kazanmasına rağmen sonrasında çalışmaya devam ettiğini, müvekkilinin 17.01.2013 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini fesih ettiğini, müvekkilinin yıllık izin ücretlerinin düzenli olarak kullandırılmadığını, bu izinlerinin karşılığını aldığına dair beyanda bulunması için kendisine baskı yapıldığını, müvekkilinin 2012 yılında hiç izin kullanmadığını, kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarının davalı taraftan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının 1989 yılında işe başladığını, 1997 yılında emekli olduğunu, ancak daha sonrasında çalışmaya devam ettiğini, 17.01.2013 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini, davacının sırf tazminatını alabilmek için bir takım asılsız iddialarla iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatı talep ettiğini, fazla mesai ücretlerini aldığını, yıllık izinlerinin kullandırıldığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının yıllık izinlerini kullandığı ve kullanılmayan kısımların da ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlerin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı sebebe dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip, edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmelidir.
Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalktığından ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı Kanun"un 59. maddesi uyarınca izin ücreti istenemez.
İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu sebeple zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Somut olayda, davacının 2012 yılı hak kazandığı yıllık izinlerinin Ocak 2013 pusulasında ödeme bildirildiğinden ödendiği kabul edilmekle hüküm kurulmuşsa da, söz konusu bordro imzasız olup işverenin bordroda tahakkuku yapılan ücreti banka aracılığı ile ödeyip ödemediği tespit edilerek karar verilmesi gerekirken, yanlış yorum ile imzasız bordro esas alınarak hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.