Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/7170 Esas 2013/8841 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7170
Karar No: 2013/8841
Karar Tarihi: 12.06.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/7170 Esas 2013/8841 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/7170 E.  ,  2013/8841 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.09.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve Müdahil vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, kadastro çalışmaları sırasında zilyet olduğu taşınmazının bir kısmının davalı Hazine adına 139 ada 10 sayılı parsel olarak “...” vasfı ile tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek bu bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı Hazine, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağını, davanın reddini savunmuştur.
    Davaya katılan ..., dava konusu yerin köylerine ait mera olduğunu, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
    Mahkemece, 139 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1937,74 m2"lik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı Hazine ve müdahil köy tüzel kişiliği temyiz etmiştir.
    Dava kadasto öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/1 maddesine göre, zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilemeyen hallerde zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktarın sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemeyeceği, aynı Kanunun 14/2 maddesinde 03.05.2005 tarihinde yapılan değişiklikle sulu ve kuru arazi ayrımında 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu hükümlerinin göz önünde bulundurulacağı belirtilmiştir.
    Somut olayda; mahkemece yapılan araştırma sonucunda davacı adına aynı çalışma alanında (... Köyü içinde) 139 ada 6 ve 136 ada 13 parsel sayılı taşınmazların tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi ile belgesiz zilyetlikten mülk edinilebilecek taşınmazlar davacı adına kayıtlı 139 ada 6 parsel 98062 m2, 136 ada 13 parsel ise 95865 m2 yüzölçümünde olup, toplam yüzölçümünün 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde belirtilen sınırlamaları aştığı anlaşılmaktadır.
    Kayıt ve belgesiz olarak çalışma alanı içinde davacı adına tespit ve tescil edilen taşınmazların yüzölçümü toplamının 100 dönümü aştığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine ve müdahil tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, müdahil tarafından yatırılan harcın istek halinde iadesine, 12.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.