22. Hukuk Dairesi 2014/23778 E. , 2015/12585 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dilekçesiyle; müvekkilinin çeşitli şubelerinde ve en son ...Şubesinde 19.07.2006 tarihinden 29.02.2012 tarihine kadar şube müdürü olarak çalıştığını, davacının emeklilik sebebiyle kıdem tazminatı ve kullanmadığı izin ücretlerinin ödenmesini davalı bankadan dilekçe ile istediğini, tazminata dayanak olarak davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı onbeş yıllık sigortalılık süre ve 3600 gün prim ödemesinin gerçekleştiğine dair yazıyı dilekçeye ekli olarak davalıya ibraz ettiğini, kıdem tazminatının ödenmediğini belirterek, müvekkilinin ödenmeyen 2.000,00 TL kıdem tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevabıyla; işçi ücret ve alacaklarının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının emeklilik sebebiyle değil ..."de çalışmak üzere ayrıldığını, mülga 1475 sayılı Kanun"a 4447 sayılı Kanun ile eklenen 5. bentte yer alan düzenlemenin amacının emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamak olduğunu, bu hakkın başka bir iş yerinde çalışmak için kullanılamayacağını, davacının gerçek iradesinin emeklilik olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme davanın reddine karar vermiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır.
O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır.
4447 sayılı Kanun"un 45. maddesi ile mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve pirim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak, işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir.
Somut olayda banka şube müdürü olarak çalışan davacı, mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrası (5) numaralı bendi uyarınca onbeş yıl sigortalılık ve 3600 gün prim günü şartlarını sağladığı için 09.02.2012 tarihli fesih bildirimi ile iş yerinden ayrılmıştır. Davacı 29.02.2012 tarihine kadar davalıya ait işyerinde çalışmasını sürdürmüş, bu tarihte işyerinden ayrılmış ve beş gün sonra başka bir işverene ait iş yerinde çalışmak üzere işe başlamıştır Davacının işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışması hakkın kötüniyetli kullanılması olarak değerlendirilemez. Davalı kanunun kendisine verdiği emeklilik hakkını kullanmıştır. Kanunda tanınan bu hakkın amacı, işyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkan tanımaktır. Bu nedenle davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.