Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/1413 Esas 2017/4371 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1413
Karar No: 2017/4371
Karar Tarihi: 12.12.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/1413 Esas 2017/4371 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2017/1413 E.  ,  2017/4371 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi : ...Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak için giriştiği takibe davalının itirazı üzerine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla vâki itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    Mahkemece gerekçeli kararın hüküm kısmında “Davanın kabulüne; davalı borçlunun İstanbul 12. İcra Müdürlüğü"nün 2011/8436 Esas sayılı icra takip dosyasına vâki itirazının iptâli ile 57.089,53 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek takibin devamına,” ve “Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,” şeklinde belirtilmiş olup, kısa kararda ise “Kabul edilen 48.238,57 TL"lik kısım üzerinden hesaplanan %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu suretle mahkeme kararında kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşmuştur.
    Kararın gerekçesiyle hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensiplerine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair Anayasa ve yasa hükümlerine açıkça aykırıdır.
    O halde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı kararı uyarınca gerekçeyle kısa kararın çelişkili olması bozma nedeni oluşturacağından yerel mahkemenin bozmadan sonra önceki kararla bağlı olmaksızın çelişikliği kaldırmak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verebilmesine teminen hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Davalı
    ---------------
    1.129,30 TL Peşin H.
    154,30 TL Yrg.Bşv.H.
    ---------------
    975,00 TL İade.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.