Esas No: 2016/12305
Karar No: 2019/2847
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/12305 Esas 2019/2847 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ile davalılardan ..., ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar sulh hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik ve miktar hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... Duran, tarafından davalılar ... ve ... aleyhine sulh hukuk mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 107 ada 7 parsel sayılı taşınmazda, fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 46,30 metrekare miktarlı kısmın kadastro tespitinin iptali ile 107 ada 9 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilerek hesaplanan 3.781,67 metrekare miktarlı taşınmaz 107 ada 9 parsel sayısı ve tarla vasfıyla davacı ... adına tesciline, 107 ada 7 parselde kalan 3.112,25 metrekare yüzölçümlü taşınmazın tarla vasfı ile davalı ... adına tesciline, bilirkişi raporlarında (C) ve (D) ile gösterilen ve hesaplanan alan üzerindeki davalıların haksız müdahalelerinin men"ine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 16 Hukuk Dairesinin 15/06/2015 tarihli ve 2014/20718 – 2015/7866 E-K sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında “...Mahkemece, görevsizlik kararı verilen sulh hukuk mahkemesince 08.12.2006 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi Seyfidar ... ile mahkemece 04.06.2010 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ... ... beyanları gerekçe gösterilerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Hükme beyanları esas alınan mahalli bilirkişi ... ..."ın sulh hukuk mahkemesince yapılan keşif sırasında davacı tanığı olarak dinlenen Şaban oğlu ... ... ile aynı kişi olduğu, kadastro mahkemesince yapılan keşif sırasında tarafların mahalli bilirkişi hususunda anlaşamamaları nedeni ile re"sen mahalli bilirkişi olarak seçildiği ve beyanlarını hükme esas alındığı anlaşılmıştır. Bunun yanında; çekişmeli taşınmazların malik haneleri boş olduğu halde, taşınmaz maliklerinin kim olduğu, özellikle 107 ada 7 parsel sayılı taşınmazın malikler arasındaki paylaşım sonucu ..."e kalıp kalmadığı, hususunun araştırılamamış ve yetersiz mahalli bilirkişi beyanlarına dayalı olarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, yaşları uygun mahalli bilirkişi listesi temin edilmeli, dosya keşfe hazır hale getirilmelidir. Daha sonra mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve ziraat bilirkişisi ile teknik fen bilirkişisi hazır olduğu halde keşif
icra edilmelidir. Keşif sırasında mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, ne zamandan beri kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, sınırlarının neresi olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde ise yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, taşınmazın görüntüsü hususundaki hakim gözlemi keşif tutanağına aynen yansımalı, teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, ziraat bilirkişisinden taşınmazın niteliğiyle ilgili, değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafların da yer aldığı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir...” denilmektedir.
Mahkemece dosya 2015/5 Esasına kaydedilerek bozma kararına uyulup keşif yapıldıktan sonra dosyanın eldeki temyiz incelemesine konu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda anlatılan dava dosyasından ayrı olmak üzere yine aynı davacı gerçek kişi vekili tarafından davalılar aleyhine tapu kayıtlarına dayanılarak ... Sulh Hukuk Mahkemesinde ayrı ayrı el atmanın önlenmesi talepli davalar açılmıştır.
Bu davalardan sulh hukuk mahkemesi 2004/218 Esas sayılı dava dosyasında; davacı, 25.10.2004 günlü dilekçesinde ... köyündeki taşınmaza davalının elatmasının önlenmesi talebinde bulunmuş, sulh hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine, talep üzerine, gönderilmiş; asliye hukuk mahkemesince dava konusu edilen taşınmazlar hakkında 107 ada 6 ve 8 parsel sayılı kadastro tutanakları düzenlendiği ve 17.08.2007 tarihinde kadastro mahkemesine davalı olarak aktarıldığı gerekçesiyle görevsizliğe, dosyanın kadastro mahkemesine devredilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle Dairemizin 24/03/2008 tarihli ve 2008/2802-4557 E-K sayılı kararıyla “...asliye hukuk mahkemesindeki davanın, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi ve Kadastro Mahkemesine aktarılması ile birlikte 450.00.- YTL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verildiği, o yerdeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/son maddesine göre kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması nedeniyle görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği, bu hususun Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2006/1-379-360 ve 2006/1-534-563 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, somut olayda yasa gereği görevsizlik kararı verildiğinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması yerinde değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 4. maddesinde yazılı "Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca avukatlık ücreti 450.00.- YTL."den az olamayacağından 450.00.- YTL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ilişkin bölümün tümden hükümden çıkarılması ile düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y."nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına...” karar verilmiş, dava dosyası kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Diğer dosyada davacı gerçek kişi vekili tapu kaydına dayanarak el atmanın önlenmesini istemiş, mahkemece dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanakları düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece bu her iki dosya birleştirildikten sonra davanın kısmen kabulü ile;
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan107 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 20.08.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda ekli krokide (G) harfi ile gösterilen 4445,07 m2 yüzölçümlü kısmın aynı ada ve parsel numarası ile 4445.07 m2 yüzölçümü ile tarla vasfıyla 1/2 hissesinin ... oğlu ...: 1/2 hissesinin ise ... kızı ... adına tapuya tesciline, (F) harfi ile gösterilen kısmının 107 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek 1057,45 m2 yüzölçümü ile tarla vasfıyla 1/2 hissesinin ... oğlu ...: 1/2 hissesinin ise ... kızı ... adına 107 adanın son parsel numarasını takiben verilecek parsel numarası ile tapuya tesciline: (E) harfi ile gösterilen kısmının 107 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek 424,16 m2 yüzölçümü ile ve ... vasfıyla Hazine adına: 107 adanın son parsel numarasını takiben verilecek parsel numarası ile tapuya tesciline,
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 107 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile, 20.08.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda ekli krokide (A, B ve C) harfleri ile gösterilen kısımların tevhidi ile bu kısımların 107 ada 6 parselden ifraz edilerek, 2677,53 m2 yüzölçümü ile 107 adayı takip eden en son parsel numarası ile ve ... vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, (A, B ve C) harfleriyle bilirkişi raporu ekindeki krokide gösterilen kısımları ifraz edildikten sonra kalan kısmının 2798,62 m2 yüzölçümü ile aynı ada ve parsel numarasıyla ... oğlu Kemal Kılıç adına tarla vasfıyla tapuya tesciline,
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitindeki yüzölçümü ile iki katlı ahşap ev, ahşap samanlık ve tarla vasfıyla kadastro tesbitindeki yüzölçümü ile davacı ... adına tapuya tesciline,
Davacı ..."ın ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 107 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik açmış olduğu davanın reddi ile bu taşınmazın kadastro tespitindeki yüzölçümü ile Kemal oğlu ... adına ahşap iki katlı ev ve tarla vasfıyla tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler vekili tarafından 107 ada 6 parselin ... yapılan (A, B ve C) bölümleri ile hüküm fıkrasında müvekilinin isminin yanlış yazıldığına yönelik olarak, davalı ... Yönetimi vekili tarafından ise 107 ada 8 sayılı parselin (G) ve (F) bölümleri ile diğer sebepler yönünden temyiz edilmiştir. Dairenin 20/03/2014 tarihli ve 2013/9244 – 2014/3358 E-K sayılı kararıyla yöntemine uygun şekilde ... ve zilyetlik araştırması yapılması gereklerine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 2015/5 Esas sayılı dosyası eldeki dosya ile birleştirilerek; davacının davalarının kısmen kabulü ile kısmen reddine, çekişmeli 107 ada 6, 7, 8, 9, parsel sayılarıyla yapılan kadastro tespitlerinin iptaline; 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davacı ...; 107 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ...; 6/H ile belirtilen 3399,92 m2 yüzölçümlü taşınmazın ...; 107 ada 7 sayılı parsel sayılı taşınmazın 04.05.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda ve krokisinde (C) ile belirtilen kısım ile asıl dosyaya sunulan fen bilirkişisi raporunda ve krokisinde (D) ile belirtilen 196,33 m2 miktarlı kısımlar düşüldükten sonra kadastro çalışmaları ile 7 sayılı parsel olarak tespiti yapılan alandan geriye kalan 2972,43 m2 yüzölçümlü taşınmazın tarla vasfiyle ...; 04.05.2016 havale tarihli raporunda ekindeki krokisinde 8/F ile belirtilen 1057,45 m2 yüzölçümlü taşınmaz ile birleşen 2015/5 E. sayılı dosyasında 107 ada 9 parsel sayısı ve 3735,37 m2 yüzölçümü ile tespiti yapılan taşınmaz 5403 sayılı Kanunun 8. madde düzenlemesi gereğince birleştirilerek 4792,82 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile tamamı 66 pay kabul edilerek, ... ve adları yazılı diğer gerçek kişiler adına; 04.05.2016 havale tarihli raporunda ekindeki krokisinde 6/A, 6/B, 6/C, 7/D, 8/E ve 8/G ile belirtilen toplam 7743,09 m2 yüzölçümlü taşınmazın ... vasfıyla Hazine adına, 2015/5 E. sayılı dosyasına sunulan fen bilirkişisinin 04.05.2016 havale tarihli raporunda ve krokisinde (C) ile belirtilen 36.09 m2 miktarlı taşınmazın çeşme yeri vasfıyla ... köyü tüzel kişiliği adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ile davalılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre ... sınırlandırılması yapılmış, çekişmeli parseller ... alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne dair kurulan hüküm 6100 sayılı HMK’nın 297 maddesine uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma ve incelemede hüküm kurulmasına yeterli değildir. Şöyle ki; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, yine kadastro hakiminin infaz edilebilir, doğru ve düzenli sicil oluşturacak şekilde hüküm kurması gerekir. Ancak incelenen hükümde hangi taşınmazla ilgili tescil hükmü kurulduğu, hangi taşınmazın hangi kısmı hakkında ne şekilde hüküm kurulduğu açık ve
anlaşılabilir değildir. Ayrıca davacı üç ayrı tapu kaydına dayandığı halde bu kayıtlar keşifte uygulanmamış, kapsamı belirlenmemiş, dolayısıyla davacının talep ettiği yerin ne kadarlık kısmının tutunduğu tapu kaydı kapsamında kaldığı, ne kadarlık kısmında zilyetliğe dayandığı, veya dayandığı tapu kaydının uygulanmasında zemine uyduğunun belirlenmesi halinde 3402 sayılı Kanunun 20/son uyarınca miktar fazlalığı olup olmadığı, fazlalık var ise 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. madde şartlarının oluşup oluşmadığına yönelik uygulama ve araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Yine ... bilirkişi kurulu taşınmazları 1960 ve 1969 tarihli hava fotoğraflarını uygulayarak öncesinin niteliğini belirlemeye çalışmış, ancak taşınmazın bu tarihlerdeki görüntüsü ayrıntılı izah edilmediğinden raporları taşınmazın öncesinive 4785 sayılı Kanuna göre durumunu belirlemeye yeterli değildir. Keza davacının zilyetlik nedenine dayandığı yerler açısından el atmanın önlenmesi davası tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilip yöntemince uygulanarak bu tarihlerde taşınmazlarda kullanım olup olmadığı belirlenmelidir. Bunların yanında dava konusu olduğu belirtilen ve haklarında hüküm kurulduğu anlaşılan 107 ada 6 ve 8 nolu parsellere ait kadastro tutanağı aslının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine davacı gerçek kişi vekili yargılama sırasında istifa etmiş, daha sonra aynı dosyada ... Yönetiminin vekilliğini üstlenmiş olmakla 1136 sayılı Kanunun 38. maddesinin b bendine aykırılık oluşturup oluşturmadığı da değerlendirilmemiştir.
Eldeki dava, davacı gerçek kişi tarafından davalı gerçek kişilere karşı ayrı tarihlerde tapu kayıtlarına dayanılarak açılmış el atmanın önlenmesi davalarının yargılaması sırasında yörede kadastro çalışması yapılarak dava konusu taşınmazlara kadastro tutanağı düzenlenmesi üzerine genel mahkemeden görevsizlikle kadastro mahkemesine gelen davadır. Bu dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesine göre mahkemece resen toplanacak delillere göre malik tespiti yapılmasını gerektiren bir dava niteliğinde olup, kadastro hakiminin de infazda tereddüt yaratmayacak bir şekilde, düzenli sicil oluşturma yükümlülüğü bulunmaktadır.
O halde, mahkemece, öncelikle 107 ada 6 ve 8 nolu parsellere ait kadastro tutanağı asılları, taşınmazları komşularıyla birarada gösteren birleşik pafta ile davaya konu parseli kenardan çevreleyen tüm taşınmazların tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler ve yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafı ve bu fotoğraftan üretilen memleket haritası, ilk davanın açıldığı 2004 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları; davacının tutunduğu 1933 tarihli 7, 10 ve 12 sıra nolu tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren denetlemeye elverişli, birbirini takip eden ve bilgisayarda yazılı ve iktisap sebeplerini belirtir şekilde tüm gittileri, varsa krokisi ve kadastro sırasında revizyon görmüş ise revizyon gördüğü parsellerin tutanak örnekleri ile dava konusu taşınmazı birlikte gösterir kadastro paftasının ilgili tapu müdürlüğü ve ilçe kadastro müdürlüğünden getirtilmeli, revizyon görmedi ise nedeni araştırılmalı, kök tapu kaydının ilçe tapu müdürlüğünde bulunamaması halinde, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığından getirtilerek, halen Tarım ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi, bir harita mühendisi ile yerel ve tesbit bilirkişileri huzuruyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde(getirtilen hava fotoğrafları ile 1960 ve 1969 tarihli hava fotoğrafları, memleket haritaları ve amenjman planları) ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarihli ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine
uygulattırılıp; hava fotoğrafları ve orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek ve hava fotoğraflarının üç boyutlu stereoskopik incelemesi yapılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazların niteliği, üzerlerindeki bitki örtüsü, varsa ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık durumlarını, kullanım durumunu, tasarruf edilen yerlerden olup olmadıklarını ve konumlarını çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hukûken ve bilimsel olarak ve HGK"nın 15.11.2000 tarihli ve 2000/20-1663/1694 sayılı kararında açıklandığı gibi eğimi % 12"nin üzerinde olan toprak ve ... muhafaza karakteri taşıyan funda veya makiliklerle örtülü yerlerin ... niteliğinde ve 6831 sayılı Kanunun 1/J bendi kapsamı dışında olduğu gözetilmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kaydı tedavülleriyle birlikte yerel bilirkişi yardımı, uzman fen bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan kayıttaki her sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, uygulamada tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde, bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tesbit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tesbit tutanağı bilirkişileri de taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki giderilmeli, dayanılan tapu kaydının dayanağı harita varsa, kapsamının haritasına göre belirleneceği düşünülmeli; uygulamada geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçeği ile tapu kaydının dayanağı haritanın ölçekleri eşitlenerek haritalar çakıştırılarak yerine uygulanmalı, haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktaları ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden varsa değişmez nitelikte sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanılmalı, tapu kaydı ifraz görmüş ise, ifraz haritaya dayandığı takdirde, yukarıda açıklanan yöntemle haritalar yerine uygulanmalı; ifraz görmemiş ise, ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yararlanılmalı, uygulamada ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarının kapsamının kök tapu kaydının kapsamı içinde aranmasının zorunlu olduğu düşünülmeli, ayrıca, taşınmazın tapu kaydında tarif edilen türü de deliller değerlendirilirken gözönünde tutulmalı, uzman bilirkişilerden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek ve yargı denetimine açık olacak şekilde ölçekli ve ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, tapu kaydının mahalline uyduğu saptandığı takdirde, çekişmeli taşınmazın ... bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği değerlendirilmeli, dayanak tapu kaydı şayet değişebilir sınırları içeriyorsa, tapu kaydının miktarı ile geçerli sayılması gerektiği düşünülmeli, tescil hükmü ile oluşan ve zeminde dava konusu taşınmaza uyduğu saptanan ilam var ise kesin hüküm teşkil edip etmediği değerlendirilmeli, taşınmazların ... sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde yukarıda anlatıldığı şekliyle tapu kayıtları ve varsa tescil ilamı ile oluşan tapuların dayanağı ilamlar ve krokileri uygulanmalı, dava konusu taşınmazlar duraksamasız bir şekilde tespit edilmeli, dava konusu olduğu belirlenen taşınmaz var ise davalı şerhi verilerek tutanak aslı ve tapu kaydı getirtilmeli, tapu kayıtlarının doğal sınır okuması halinde ve uygulamada duraksama yaşanırsa eski tarihli hava fotoğraflarından yararlanılmalı, davacının zilyetlik nedenine dayandığı taşınmazlar ile
3402 sayılı Kanun 20/son maddesine göre fazlalıklar için 3402 sayılı kanunun 14 ve 17. maddesi şartları araştırılmalı, bu bapta dinlenen mahalli bilirkişilerden ve taraf tanıklarından taşınmazların kimin kullanımında olduğu, kimden kime kaldığı, yer olay ve tarih belirtilmek
suretiyle saptanmalı, hava fotoğrafları üzerinde kullanım bulunup bulunmadığı varsa tasarruf sınırlarını belirlenmesi, yine (C) harfiyle belirtilen çeşmenin köyün ortak kullanımında olan yerlerden olup olmadığı araştırılmalı, uygulanacak tapu kayıtlarının sınırlarında ihtilaf olması halinde en eski tarihli hava fotoğrafları üzerinde tapu kaydı sınırları incelenmeli, köy tüzelkişiliğinin davaya dahil edilmesi gerekip gerekmediği değerlendirilmeli, bundan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi gereğince toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, her bir davalı parsel bazında infaza elverişli, düzenli sicil oluşturacak biçimde karar verilmelidir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişi ile davalılardan ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.