Esas No: 2021/3823
Karar No: 2022/673
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3823 Esas 2022/673 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/3823 E. , 2022/673 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Hüküm : CMK'nın 231/11. maddesine göre açıklanan; TCK'nın 6352 sayılı Kanunun 80. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 133/3, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6352 sayılı Kanunun 80. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 133/3, 62, 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2013 tarihli ve 2013/24 esas, 2013/126 karar sayılı kararının 02.08.2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içinde 28.11.2014 tarihinde TCK'nın 125/1. maddesinde tanımlanan hakaret suçunu işlediği ve Kastamonu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 07.04.2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 29.09.2015 tarihli ve 2015/280 esas, 2015/336 karar sayılı kararının, sanık ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 02.10.2019 tarihli ve 2018/8388 esas, 2019/9759 karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince ikinci kez açıklanmasına dair Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2020 tarihli ve 2019/580 esas, 2020/112 karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile yapılan değişiklikten önce ve suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nın 133. maddesinin 3. fıkrasında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında yaptırıma bağlanmış olup, TCK'nın 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince belirlenen 12 yıllık kesintili dava zamanaşımının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 02.08.2013 tarihi itibarıyla durduğu, denetim süresi içinde kasıtlı yeni suçun işlendiği 28.11.2014 tarihinde yeniden işlemeye başladığı ve önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle hesaplandığında, 12 yıllık dava zamanaşımının, 07.10.2008 olan suç tarihinden 26.01.2022 olan temyiz inceleme tarihine kadar dolmadığı belirlenerek yapılan incelemede:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın aleyhe bozma yasağının gözetilmediğine, katılan vekilinin eksik vekalet ücreti takdir edildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Şikayete konu CD’nin çözümüne ilişkin 21.05.2010 tarihli bilirkişi raporuna ve alınan beyanların kapsamına göre; hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık Ahmet’in, eşi olan tanık Tuğba ile birlikte teyzesi olan katılan ...’nin evine misafirliğe gittikleri 2008 yılı Ağustos ayında, katılanın damadı olan sanık ... ile katılanın kızı olan tanık Fadime’nin müşterek çocukları 4 yaşındaki Furkan’ın küfürlü konuşmalarını ve bu konuşmalara karşı kendisinin, eşinin, katılanın kızının ve “Ahmet duyuyor musun? Tembihle.” cümlesinden ibaret katılanın sözlerini cep telefonuna video olarak kaydettiği, tesadüfen bu kaydı görüp kendi telefonuna aktaran sanık ...’in de, söz konusu kaydı içeren CD’yi, eşi tarafından çocuğuna küfürlü konuşma alışkanlığı kazandırılması nedeniyle çocuğun velayetinin annesine verilemeyeceğine dair 07.10.2008 tarihli dilekçesi ekinde boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda;
Suç tarihinden sonra, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 80. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK'nın 133/3. madde ve fıkrasında, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişinin cezalandırılacağının düzenlenmiş olması ve sanık ...’in söyleşinin kaydedilmesi suretiyle elde ettiği verileri ifşa etmesi karşısında, 6352 sayılı Kanunun 80. maddesi ile yapılan değişiklikten sonraki TCK'nın 133/3. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, çözümü yapılan kaydın içeriğine göre, katılanın özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte herhangi bir konuşması ve görüntüsü kaydedilmediği gibi, söz konsusu kaydı üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir delil bulunmayan sanığın, boşanma davasındaki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı da nazara alındığında, sanığın eyleminin TCK'nın 134/2. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu da oluşturmayacağı gözetilerek, sanığa isnat edilen TCK’nın 133/3. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraat hükmü kurulması gerekirken, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
Sanık hakkında açıklanması geri bırakılan 12.06.2013 tarihli hükmün, Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 29.09.2015 tarihli kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklandığı ve Dairemizin 02.10.2019 tarihli ilamıyla anılan mahkemenin 29.09.2015 tarihli kararının bozulmasına karar verildiği gözetilerek, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda sanık hakkında yeni bir hüküm kurulması gerekirken, 12.06.2013 tarihli hükmün ikinci kez açıklanması suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.