Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/327
Karar No: 2022/1694
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/327 Esas 2022/1694 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/327 E.  ,  2022/1694 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : GERZE SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; dava konusu taşınmazın 27/09/1999 tarihli kira sözleşmesiyle 01/01/2000 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile davalıdan kiralandığını, sonrasında davalı tarafından taşınmazda kurulu akaryakıt istasyonunun yapı ruhsatı bulunmadığı gerekçesiyle yıkım kararı alındığını, işbu yıkım kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 10.080 TL yakıt borcu bulunan davalı ile bu borcunun silinmesi karşılığında taşınmazın mülkiyetinin kendilerine devredileceği hususunda anlaşılmasına rağmen taşınmazın üçüncü kişiye satıldığını ileri sürerek; 2003 yılında silinen 10.080 TL'lik alacağın faiziyle birlikte ödenmesini ayrıca istasyonun kurulması için yapılan masraflara karşılık şimdilik 50.000 TL tazminat ile süresinden önce sonra erdirilen kira sözleşmesi nedeniyle yaşanacak kar kaybı için şimdilik 30.000 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile arazinin dolgu bedeli, yapılan kilit parke taş kaplama yapımı değeri, arazi üzerindeki hizmet binası ve akaryakıt istasyonun değeri olarak talebini 245.633,38 TL, 2013 yılına kadar devam eden kira sözleşmesi sebebiyle yoksun kalınan kar kaybı talebini 45.281,51 TL'ye artırmıştır.
    Davalı; davacının taleplerinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; inşaat ruhsatı için gerekli başvuru ve işlemleri yerine getirmeyerek kusurlu davranan davacının kazanç kaybı isteyemeyeceği, akaryakıt alacağı olduğu hususunun ise ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacıların arazi bedeline ve kazanç kaybına yönelik talebinin reddine, arazi dolgu bedeli, arazinin üzerine inşa edilen hizmet binası bedeli ve akaryakıt istasyonu bedeli talepleri yönünden ise toplam 154.419,17 TL'nin 50.000 TL'lik kısmı için dava tarihi olan 04/10/2010 tarihinden itibaren, 104.419,17 TL'lik kısmı için ıslah tarihi olan 19/03/2018 tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, taraflarca istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince; faydalı imalat, faiz ve arazi bedeli yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, tacir olan davacının basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiği, kaçak yapılan binaların idarece yıkılabileceğini öngörmesi gerektiği, mahkemece davalı belediyenin taşınmazdaki yapıların mühürlenip yıkılmasında bir kusurunun bulunmadığına karar verilerek kazanç kaybına yönelik talebin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1- 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ile 1086 sayılı HUMK yürürlükten kaldırılmış ise de, 6100 sayılı HMK’nın geçici 1. maddesine göre, bu Kanun'un göreve ilişkin hükümleri, Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki açılmış olan davalara uygulanmayacağından, eldeki davada görevli mahkeme, 1086 sayılı HUMK’nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenecektir. HUMK'nın 8/2 maddesinde davanın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu dava ve işler sayılmıştır. Dava bu niteliği itibariyle anılan maddede açıklanan işlerden hiçbirisine dahil değildir. Bundan ayrı HUMK'nın 8/1.maddesinde de; değer veya miktarı (dava tarihi itibariyle) 7.230 TL'yi geçmeyen davalara sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı öngörülmüştür.
    Mahkemelerin görevi yasalarla belirlenir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Bu nedenledir ki bu husus taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
    Somut olayda uyuşmazlık; haksız fesih nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, dava 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden önce 04/10/2010 tarihinde açılmıştır. Bu durum karşısında görevli mahkemenin tarafların sıfatına ve alacak miktarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Davaya konu alacak tutarı, davanın açıldığı tarihe göre kanunda belirtilen 7.230 TL sınırını geçtiğinden, davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; HUMK 7, 8. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi