Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/6673
Karar No: 2021/1850
Karar Tarihi: 08.04.2021

Danıştay 3. Daire 2019/6673 Esas 2021/1850 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/6673
Karar No : 2021/1850


TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
2- (DAVACI) …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Özel Güvenlik Eğitim ve Koruma Hizmetleri Limited Şirketinden alınamayan 2007 ila 2011 yıllarına ait muhtelif vergi borçları ve fer'ilerinin tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 10/04/2012 tarih ve ... ila ... takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emirlerinden ... ila ..., ..., ..., ..., ... ila ..., ... ve ... takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrası kesinleştiğinden uyuşmazlığın diğer ödeme emirlerine ilişkin olduğu olayda, davacının 04/05/2010 tarihli dilekçeyle Kırklareli Valiliği İl Emniyet Müdürlüğüne istifa ettiğini bildirdiği ve Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığına gönderilen 09/07/2010 tarihli yazıdan, istifanın asıl borçlu şirkete tebliğ edildiği anlaşılmakla beraber yine davacı tarafından istifaya ilişkin 08/06/2010 tarihli dilekçenin posta yoluyla asıl borçlu şirkete gönderildiği hususu birlikte değerlendirildiğinde, şirketin istifadan en geç 08/06/2010 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerektiği, dolayısıyla bu tarih itibariyle kanuni temsilcilik görevi fiilen sona eren ve şirkete ait vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan davacı adına 08/06/2010 tarihinden sonraki dönemlere ait alacakların tahsili amacıyla düzenlenen ... ila ..., ... ila ..., ... ila ... ve ... takip numaralı ödeme emirlerinde hukuki isabet bulunmadığı; 08/06/2010 tarihinden önceki döneme ait alacakların tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin dayanağını oluşturan asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ alındılarının bir kısmında şirket kaşesinin basılı olduğu bir kısmında ise kaşe basılmaksızın tebliğ almaya yetkili olup olmadığı anlaşılamayan kişilere tebligat yapıldığı, bu durumda kaşe olan tebligatların hukuka uygun, diğer tebligatların ise hukuka aykırı olduğu değerlendirildiğinden, içerdiği kamu alacağının usulüne uygun biçimde kesinleştiği anlaşılan ..., ..., ...., ..., ... ve ... takip numaralı ödeme emirlerinde hukuka aykırılık görülmediği; ... ila ..., ... ... ila ... ..., ... ila ..., ..., ... takip numaralı ödeme emirlerine konu alacağın ise usulüne uygun şekilde kesinleşmediği sonucuna ulaşıldığından bu ödeme emirlerinin hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle ... ila ..., ..., ... ila ... ila ... takip numaralı ödeme emirleri iptal edilmiş, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... takip numaralı ödeme emirleri yönünden ise dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı idare tarafından, asıl borçlu şirketten alınamayacağı anlaşılan alacağın ait olduğu dönemde kanuni temsilci olan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından, ödeme emirleriyle istenen borcun şirketten tahsil edilemediğinin ortaya konulamadığı dolayısıyla usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir alacaktan bahsedilemeyeceği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI :
Davalı idare tarafından, uyuşmazlık konusu dönemde asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olan davacının borçlardan sorumlu olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Davalı idare tarafından dosyaya sunulan belgelerden, asıl borçlu şirketin 18/05/2011 tarihinde 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasın Hakkında Kanun kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunduğu ancak kısmi ödeme yapılması nedeniyle tecil-taksitlendirmenin ihlal edildiği, bu haliyle yapılandırma sonrası şirketten tahsil edilemeyen kamu alacaklarına ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup, yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutularak adına düzenlenen ödeme emirleriyle takibe alınmasında hukuka uygunluk bulunmadığı düşüncesiyle davacı temyiz isteminin kabulü ile kararın davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması; davalı idare temyiz isteminin ise bu nedenle gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, asıl borçlu ... Özel Güvenlik Eğitim ve Koruma Hizmetleri Limited Şirketinden alınamayan 2007 ila 2011 yıllarına ait muhtelif vergi borçları ve fer'ilerinin tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... ila ... takip numaralı ödeme emirlerine karşı açılan davanın sonuçlandırıldırığı … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının, davacının 08/06/2010 itibariyle kanuni temsilcilik görevinin fiilen sona erdiği ve şirkete ait vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisinin kalmadığı, belirtilen tarihten önceki döneme ait alacağın ise şirket hakkındaki takibin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmak üzere Danıştay Dördüncü Dairesinin 17/11/2017 tarih ve E:2013/8588, K:2017/7525 sayılı kararıyla bozulduğu, bu kararın düzeltilmesi istemine ilişkin davalı idare dilekçesinde asıl borçlu şirket tarafından 18/05/2011 tarihinde 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasın Hakkında Kanun kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunduğu ve bu kapsamda yapılandırılan borca ilişkin olarak kısmi ödeme yapıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6111 sayılı Yasa kapsamındaki yapılandırma sonucu şirkete ait kamu alacaklarına ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup, yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutularak adına düzenlenen ödeme emirleriyle takibe alınmasında hukuka uygunluk görülmediğinden, temyiz istemine konu kararın; davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare temyiz isteminin ise bu nedenle reddi gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; ..., ..., ... ve ... takip numaralı ödeme emirleri yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Davalı idare temyiz isteminin REDDİNE,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemesine gönderilmesine,
5. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
6. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin, kanuni temsilciler, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, kurala bağlanmış olup; bu düzenleme uyarınca, kamu alacağı borçlu şirketten tahsil edilemediği takdirde tahsili amacıyla, borcun ait olduğu dönemde kanuni ödevlerini yerine getirmeyen şirketin kanuni temsilcisi olan kişi ve kişiler adına, kanuni temsilcinin ölümü halinde ise, mirası reddetmemiş kanuni mirasçısı adına ödeme emri düzenleneceği tartışmasızdır.
6111 sayılı Kanun'un 19. maddesinde, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği kurala bağlanmıştır.
Davalı idarece, bir kısım borcun ait olduğu dönemde kanuni temsilci olan davacı adına ödeme emri düzenlendiği anlaşılan olayda, 6111 sayılı Yasa kapsamında borcun yapılandırılmasının verginin doğduğu dönemdeki sorumlu olan açısından bir değişikliğe neden olmayacağı ve yapılandırmanın yapıldığı dönemde asıl borçlu şirkete ait vergi borçlarının yapılandırıldıktan sonra ödenmemesi halinde verginin doğduğu dönemdeki kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidilebileceği gibi ayrıca borcun yapılandırıldığı dönemdeki kanuni temsilcilerin sorumluluğuna da gidilebileceği açıktır.
Bu durumda, borcun doğduğu dönemden sonraki dönemlerde şirketi idare edenlerin herhangi bir tasarrufunun; borcun doğduğu dönemdeki kanuni temsilciye yasa ile yüklenen sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı, yukarıda sözü edilen Yasa'nın 19. maddesinde, ikiden fazla taksidin ödenmemesi durumunda yasadan yararlanma hakkının kaybedileceğinin belirtildiği, şirket tarafından yapılandırılan borcun vadesinde ödenmemesi üzerine taksitlendirmenin iptal edildiği ve böylece kamu alacağının, yasal şartların oluşması halinde verginin doğduğu dönemdeki kanuni temsilciden tahsili mümkün hale geldiğinden temyiz istemleri hakkında diğer yönlerden yapılacak değerlendirmeler sonucuna göre karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi