17. Hukuk Dairesi 2013/5591 E. , 2014/5272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2009/433-2012/1507
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından konut sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınan konutun, davalıya ait konuttan sızan sular sonucu hasara uğradığını, sigortalıya 4.500,00 TL ödediğini, sigortalının halefi olarak, su sızan dairenin davalıya ait olması nedeniyle hasardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 4.500,00 TL"nın yasal faizi davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, daireyi inşaat halinde iken satın aldığını ve olaydan önce konutu yapan ve kendisine satan N....Ltd.Şti teslim edilmediğini ve olaydan sonrada dairenin satıldığını davalının sorumluluğu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, BK"nun 58.maddesine göre bina sahibinin sorumlu tutulabilmesi için binaya ait ayıplı bir imalat veya bakımsızlık olması gerektiği, somut olayda böyle bir durumun sözkonusu olmadığını, davalıya ait dairenin henüz suyu bağlanmadğı için tedbirli bir kişi olarak su vanasını kapatmasının beklenmeyeceğini, olayın tamamen müteahhidin su bağlamak için tuttuğu tesesatçının hatası sonucu oluştuğunu, tesisatçının bu daireye su vermek isterken tüm apartmanın suyunu açtığını olayda kusurunun olmadığından bahisle davanın reddine karar verimiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafından sigorta teminatı altına alınan konutun, davalıya ait konuttan sızan suların verdiği zararın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
BK."nun 58.nci maddesi hükmü ile bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı meydana gelecek zararlardan sorumlu tutulmuş olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk türü, kusursuz sorumluluk olduğundan meydana gelecek zarardan dolayı malikin sorumlu tutulabilmesi için kötü niyetli veya kusurlu olmasına gerek bulunmamakta, zarar ile bina veya imal olunan şey arasında uygun illiyet bağının bulunması ve kanunda aranılan diğer koşulların gerçekleşmesinin yeterli olduğu kabul edilmektedir.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, sigortalının üst katındaki davalıya ait dairede onarım ve tadilat yapılırken mutfaktaki bağlantının yapılmasının unutulması ve suyun açılması ile bu daireden akan suların sigortalının evinde zarara sebep olduğu tesbit edilmiştir.
Somut olayda, olay tarihinde sigortalının dairesine zarar veren üst kattaki dairenin tapusunun davalıya ait olduğu sabit olup, sigortalının dairesindeki zararın, davalıya ait daireden sızan suların sebep olduğu böylece zarar ile bina arasında uygun illiyet bağı bulunduğu, olayın tesisatçının hatasından kaynaklanmasının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, sadece olayın meydan gelmesinde kusuru bulununlara rücu hakkının olduğu bunun ise bu davanın konusu olamayacağı ve davalının kusursuz sorumluluğu ortadan kaldıran bir durumun olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, davalının bina maliki olarak kusursuz sorumluluğu bulunduğu, zararın maeydana gelemsini önleyici gerekli özen ve tedbirleri aldığı ispat edilememiş bulunması karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.