6. Ceza Dairesi 2015/4075 E. , 2018/1709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Hükümlü ... hakkında Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 29.04.2004 gün 2004/46 esas ve 2004/136 karar sayılı ilamı ile, yağma suçundan 765 sayılı TCK"nın 64/1, 497/2, 55/3, 59/2. maddeleri uyarınca 11 sene 1 ay 10 gün hapis cezasına hükmedildiği, hükümlü savunmanı Av. ..."in temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 24.11.2004 gün 2004/8342 esas ve 2004/12939 karar sayılı ilam ile onama kararı verilerek kesinleştiği;
01/06/2005 tarihinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesi üzerine lehe Yasanın belirlenebilmesi amacıyla yapılan karşılaştırma ve uygulama sırasında, Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 06.06.2005 gün 2004/46 Esas ve 2004/136 Karar sayılı ek kararı ile dosya üzerinden, hükümlü hakkında yağma suçundan 149/1-a-c-h, 150/2, 31/3, 62. maddeleri uyarınca belirlenen 2 sene 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği;
Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 06.06.2005 tarihli gerekçeli uyarlama kararın ilk yargılama aşamasında savunmanlığını yapan Av. ..."e 22.06.2005 günü tebliğ edildiği, adı geçen avukat tarafından temyiz talebinde bulunulmadığı, ilk hükmün Dairemizin 24.11.2004 tarihli ilamı ile onandığı ve hükmün kesinleştiği, hükmün kesinleşmesi ile savunmanlık ilişkisinin sona ermiş olması nedeniyle savunmana yapılan tebliğatın sonuç doğurmadığı;
Ancak, Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 06.06.2005 tarihli gerekçeli uyarlama kararın hükümlünün kendisine de 22.06.2005 günü tebliğ edildiği, sanığın yokluğunda verilen kararın yasa yolu bildiriminin; “Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu Cumhuriyet Savcısının görüşüne uygun tebliğden itibaren 7 gün içinde Yargıtay" da temyizi kabil olmak üzere....” şeklinde olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.02.2012 gün 2011/2-401 E. 2012/39 K. sayılı kararında görüldüğü üzere, sadece başvuru şeklinin gösterilmemiş olması yasa yolu süresinin işlemeye başlamasını engellemeyeceği, başvuru şekli gösterilmemiş veya yanlış gösterilmiş olsa dahi temyiz sürelerinin işleyeceği ve süreden sonra yapılan temyiz başvurusunun kabul edilmeyeceğinin açıkça belirtildiği;
06.06.2005 tarihli uyarlama kararının “Tebliğden itibaren 7 gün içerisinde Yargıtay"da temyiz hakkınız bulunduğu tebliğ olunur” şerhi içerecek şekilde tekrar hükümlüye 02.04.2008 tarihinde tebliğ edildiği, bunun üzerine hükümlünün ilk yargılama aşamasında savunmanlığını yapan Av. ... tarafından 02.04.2008 tarihinde temyiz talebinde bulunulmuş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.02.2012 gün 2011/2-401 E. 2012/39 K. sayılı kararı ışığında, temyiz süresinin hükümlüye 22.06.2005 tarihinde tebliğ edildiği tarihten itibaren başladığı, daha sonra kendisine yapılan tebligatın herhangi bir sonuç doğurmayacağı anlaşılmakla, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesinde öngörülen tebliğden itibaren bir haftalık süre geçtikten sonra hükümlü ... savunmanı hükmü temyiz ettiğinden, anılan Yasanın 317. maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak temyiz isteminin REDDİNE, hükümlü ... hakkındaki 06.06.2005 tarihli ek karara karşı CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmemesi hususunda gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.