Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3633
Karar No: 2020/591
Karar Tarihi: 25.02.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3633 Esas 2020/591 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı banka, borçlu şirketle imzaladığı kredi sözleşmesinde kefil olan davalının itirazının iptal edilmesi ve icra takibinin devamı ile icra inkar tazminatının ödenmesi için dava açmıştır. Davalı ise, kefilliğinin sadece belirli bir miktarı kapsadığını ve asıl borçlu ile banka arasında imzalanan sözleşmelerin kendisini etkileyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk kararda davacının lehine karar verilmesi sonrasında yapılan temyiz süreci ve bozma kararları neticesinde, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Ancak bu kararın gerekçeli olmadığı ve Anayasa ve yasa hükümlerine aykırı olduğu belirtilmiştir. Sonuç olarak, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
-Borçlar Kanunu'nun 585. maddesi: \"Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince kefil de borçtan kurtulur.\"
19. Hukuk Dairesi         2018/3633 E.  ,  2020/591 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. ... , Av. ... ile davalı vekili Av. ... ’ın geldiği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı bankanın ... Şubesi ile borçlu ... İnşaat Turizm Ticaret ve Sanayi A.Ş. arasında akdedilen Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi Sözleşmesinde davalı-borçlunun müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı borçluya ihtarname keşide edildiğini, işbu ihtara rağmen de borcun ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine icra takibine giriştiklerini, ancak davalı borçlunun haksız ve yasal dayanağı olmayan itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; davalı itirazının iptali ile takibin devamına ve % 40" tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davalının sorumluluğunun 5.000.000 USD döviz kredisine ilişkin kefalet olduğu halde davacı tarafından 42.927.162.938.872 TL için takip yapıldığını, süreli kredi olduğunu, 19.01.1998 tarihinde ihtarname çekerek kefaletinin sona erdiğini bildirdiğini, faiz oranının fahiş olduğunu, asıl borçlu ile davacı banka arasındaki 4734 Sayılı Kanun’a göre, 25.10.2002 tarihli Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi ve 27.03.2003 tarihli Finansal Yeniden Yapılandırma Ek Sözleşmeleri imzalandığını, bu sözleşmelerin davalıyı etkileyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kımen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2007/5216 esas, 2008/483 karar sayılı, 28.01.2008 tarihli ilamı ile "Alacaklı ile asıl borçlular arasında Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalandığı ve borcun ileriki bir tarihte ve daha düşük bir faizle ödeneceğinin kararlaştırıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Kefaletin fer’i niteliği itibariyle kefilin borcunun, asıl borca bağımlı olduğu ve böylece asıl borçluya muacceliyet tarihi ve faiz indirimi bakımından sağlanan hakların kefil yönünden de geçerli olduğu gözetilmeden mahkemece yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2020/5837 esas, 2010/8926 karar sayılı ve 14.07.2010 tarihli ilamı ile " Dosya içeriği, hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararı gözetilerek asıl borçlu ile davacı banka arasında yapılmış olan Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi hükümleri gözetilerek bu sözleşme gereğince asıl borçlu tarafından ödemelerin yapılması gereken tarihe kadar Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesinin bekletici mesele yapılması bu sözleşmede gösterilen şekilde borcun ödenmesinin veya ödenmemesinin davalı kefili de etkileyeceği gözetilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yagılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/18196 esas, 2015/8940 karar sayılı ve 16.06.2015 tarihli ilamı ile "Yerel mahkeme gerekçesinde”... dava dışı asıl borçludan alacağın tahsili edildiği böylelikle davalı kefil yönünden de borcun kalmadığı anlaşılmakla açılan davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi gerekirken sehven davanın reddine şeklinde kısa karar oluşturulduğu...” denildiği halde, kararın hüküm kısmında “davanın reddine” şeklinde hüküm tesis ve böylece gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı görülmüştür. Bu hal 6100 sayılı HMK"nun 297. maddesine aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yagılama sonucunda konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2017/698 esas, 2017/7312 karar sayılı ve 26.10.2017 tarihli ilamı ile "Temyize konu yerel mahkeme kararının gerekçeli olmadığı ve emredici nitelikteki Anayasa ve yasa hükümlerine aykırı olduğu anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı banka ile asıl borçlu ... A.Ş. arasında yapılan genel kredi sözleşmesi gereğince davacı bankanın alacağını dava dışı asıl borçludan tahsil ettiği, dava dışı asıl borçlu yönünden borcun sona ermiş olduğunun yargılama aşamasında tespit edildiği, Borçlar Kanunu"nun 585. maddesi " hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince kefil de borçtan kurtulur. " hükmü gereğince hangi sebepten olursa olsun borç sona ermiş ise kefilin sorumluluğunun da son bulacağı, somut olayda borcun sona erdiği tespit edilmiş olduğundan davanın davalısı olan kefil yönünden de borcun sona ermiş olacağı, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkeme tarafından konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilirken gerekçe olarak "Davacı banka ile asıl borçlu ... A.Ş. arasında yapılan genel kredi sözleşmesi gereğince davacı bankanın alacağını dava dışı asıl borçludan tahsil ettiği, dava dışı asıl borçlu yönünden borcun sona ermiş olduğu yargılama aşamasında tespit edilmiştir." denilmiştir. Ancak mahkemenin bu gerekçesi yeterli değildir. Mahkeme kararları gerekçesiz olamaz. Dosya içerisinde her ne kadar 27.01.2014 tarihli bir bilirkişi raporu olup bu raporda ... Bankası tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü"ne yazılan asıl borçlunun banka lehine yapmış olduğu bir kısım temliklerden vazgeçildiğine dair yazı gerekçe gösterilerek asıl borçlunun borcunun sona erdiği sonucuna varılmış ise de anılan yazının gerçek bir yazı olup olmadığı, davacı banka veya Karayolları Genel Müdürlüğün"den sorulmamış olup bu yön eksik bırakıldığı gibi böyle bir yazının varlığı sabit olsa bile bu husus asıl borçlunun davacı bankaya olan borcunun sona erdiğini göstermeye yeterli değildir.
    Mahkemece yapılması gereken iş, 28.01.2008 ve 14.07.2010 tarihli bozma kararlarında da işaret edilen banka ile diğer alacaklılar tarafından oluşturulan konsorsiyum ile asıl borçlu arasında imzalanan finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin ayakta olup olmadığı, uygulamasının sürdürülüp sürdürülmediği araştırılıp sürdürülüyorsa bu sözleşme ayakta kaldığı müddetçe eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılması, bu sözleşme gereğince borç bittiğinde davanın konusuz kalacağının bildirilmesi; şayet finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi uygulanmayıp feshedilmişse bu durumda davacı banka kayıtları üzerinde yerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak asıl borçlu ... A.Ş."nin borç miktarının saptanması ve buna göre kefalet kuralları dikkate alınarak davalının sorumluluk kapsamı belirlenip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi