Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/7338 Esas 2013/8796 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7338
Karar No: 2013/8796
Karar Tarihi: 11.06.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/7338 Esas 2013/8796 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/7338 E.  ,  2013/8796 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.02.2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    Davacı,10.09.2008 tarihli harici sözleşme ile 986 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 3 no"lu bağımsız bölümün tapu kaydındaki davalıya ait payın kendisine devrinin kararlaştırılmasına rağmen davalının payını devretmeye yanaşmadığını, bunun üzerine payın bedeline yönelik ... 1. İcra Müdürlüğünün 2010/2020 esas sayılı icra takibini başlattığını ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek önce tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş ise de, 15.07.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile gerçek talebinin itirazın iptali olduğunu bildirmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, icra takibine itirazın iptali ile asıl alacak üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Diğer taraftan; İcra İflas Kanununun 67. maddesi gereğince davalının kötüniyet tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için icra takibine yaptığı itirazın haksız olması gerekir. Somut olayda, icra takibine konu payın değeri davalı borçlunun taraf olduğu ortaklığın giderilmesi davasında yapılan kıymet takdirinde belirlenmiştir. Alacak bedelinin bilirkişi incelemesiyle saptandığı bu gibi durumlarda alacak çekişmesiz ve likit (taraflarca bilinebilir) değildir. Bu durumda takip tarihi itibariyle alacağın likit olduğundan söz edilemez. Borçlunun itirazında haksız olduğu kabul edilemeyeceğinden, davacının icra inkar tazminatı isteminin reddi gerekirken bu istemin de hüküm altına alınması doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 3. paragrafındaki “Asıl alacak olan 20.000,00 TL"nin %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.