20. Hukuk Dairesi 2011/13943 E. , 2012/2487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2010 gün ve 2010/8167-2010/10516 E.-K. numaralı bozma ilamında özetle; “mahkemece, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına ve taşınmazın sınırında da orman parseli bulunduğuna göre, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı yönünden de araştırma yapılmamış, davalı ve miras bırakanı yönünden 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen kısıtlamalar da sorulmamıştır.
Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı sorularak yapılmış ise ilgili tutanak ve haritaları ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile komşu parsellerin tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu yapılmış ise orman tahdit haritası ile irtibatlı yine yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın memleket haritası ve kadastro paftasındaki konumuna ve komşu parsellerin niteliğine göre 6831 sayılı Yasanın 17/2.maddesi gereğince orman içi açıklığı olup olmadığı belirlenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman olmadığı belirlendiği takdirde bu kez, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri tutanak içeriği ile çeliştiği taktirde 3402 sayılı Yasanın 30/1. maddesi gereğince tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, (miras bırakanı) yönünden de Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlükleri ile Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, ... İlçesi ... köyü 110 ada 12 parsel sayılı 14127 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tespitinin iptali ile, Fen bilirkişisi ... tarafından 10/05/2011 tarihinde sunulan bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2043,65 m2 yüzölçümündeki alanın taşlık kayalık niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 12083,46 m2 yüzölçümündeki alanın ise davalı ... adına tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından ... tarafından 10/05/2011 tarihinde sunulan bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 12083,46 m2 yüzölçümündeki alan yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığı savı ile temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Yörede 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 17/05/1947 tarihinde ilan çıkıp 17/08/1947 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ile, 1999 ila 2000 yılları arasında yapılıp kesinleşen 6831 sayılı Yasa’ya göre aplikasyon ve 2/B uygulaması çalışmaları bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 22/02/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.