Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/2516
Karar No: 2022/11432
Karar Tarihi: 09.06.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2516 Esas 2022/11432 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2022/2516 E.  ,  2022/11432 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : 556 sayılı KHK'ya muhalefet
    HÜKÜM :Sanığın mahkumiyetine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmının kaldırılarak, sanığın beraatine karar verilmek suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    5271 sayılı CMK’nun 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile katılan vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde İstanbul 2. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesince verilen mahkûmiyet hükmünün kaldırılarak sanığın müsnet suçtan beraatine dair hükmün katılan vekili tarafından temyizi üzerine yapılan incelemede;
    Katılan .... firmasının vekili aracılığı ile sunduğu 29.03.2016 havale tarihli dilekçesi ile; sanığın yetkilisi olduğu Ada Tekstil ve Deri Mamulleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne ait Bag Shop adlı mağazada, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde adlarına tescilli olan markaların taklidi olan ürünlerin satıldığını belirtip, ilgililer hakkında şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma kapsamında; İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğinden alınan arama ve elkoyma kararına istinaden 01.04.2016 tarihinde yapılan aramada raflarda satışa arz edilmiş halde 6 adet çantanın ele geçirildiği olayda;
    Bölge Adliye Mahkemesince, suça konu çantalar üzerinde basılı veya etiket şeklinde bir markanın bulunmadığı, tescilli markayla benzerlik arz eden çantanın açma kapama tokasının üç boyutlu şekilde kullanılmasının markasal bir kullanım niteliğinde olmadığı, dolayısıyla suça konu ürünün, tescilli markanın iktibas veya iltibas yapılmak suretiyle üretilmiş ürün niteliğinde olmadığından bahisle sanık hakkında beraat kararı verilmişse de;
    Marka terimi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya benzerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret” olarak tanımlanmıştır. Suç tarihinde yürürlükte olan ve somut olayda uygulanması gereken (mülga) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede markanın özel bir tanımı yapılmamakla birlikte 5. maddesinde “Marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir. ” hükmü ile marka olabilecek işaretler düzenlenmiştir. Bu maddede yer alan “malların biçimi” ibaresine göre geleneksel şekillere göre özgün veya kullanım
    sonucu ayırt ediciliği haiz şekil unsurlarının üç boyutlu şekil markası olarak tesciline herhangi bir engel bulunmamaktadır. Nitekim somut olayda, katılan adına 2014 40336 numarası ile tescilli olan marka, çanta ve cüzdanların bulunduğu 18. emtia sınıfında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 20.02.2015 tarihinde tescil edilmiş ve tescil suç tarihinden önce 31.03.2015 tarihli Resmi Marka Gazetesinde de yayımlanmıştır.
    Bilirkişi raporunda yer alan fotoğraflar, 2014 40336 tescil numaralı marka ve dosya içerisinde bulunan tüm delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesinde; sanığın iş yerinde ele geçirilen çantalarda bulunan kilit tokasının katılan adına tescilli 2014 40336 numaralı, düğüm şeklinde ve ayırt edici niteliği haiz üç boyutlu şekil markası ile iltibas oluşturacak şekilde ve markasal olarak kullanıldığı, deri konfeksiyonu işi ile uğraşan ve İstiklal Caddesindeki bir pasajda çanta dükkânı işleten sanığın yaptığı iş gereği katılan firma adına tescilli markayı taşıyan ürünlerin taklit olduklarını bilebilecek durumda olması karşısında; yüklenen suçun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçe ile sanığın mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, katılan .... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5271 sayılı CMK'nun 302/2. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 09.06.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Yerel Mahkemece sanığın mahkumiyetine dair verilen hükmün, sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince, sanığın beraatine dair verilen kararın katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya heyetimizce incelenmiş olup, sayın çoğunluğu Bölge Adliye Mahkemesince verilen beraat kararının CMK’nun 302/2. maddesi uyarınca bozulmasına dair karar vermiştir.
    Heyetimizin sayın çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık, sanığa isnat edilen marka hakkına tecavüz suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığına ilişkin olup, sanık hakkında verilen beraat hükmünün bozulmasına dair düşünceye katılamıyorum:
    ŞÖYLE Kİ; Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken 28.01.2009 tarihli ve 27124 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5833 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A. maddesinde marka hakkına tecavüz suçu; “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre suçun konusu “marka”dır.
    Marka hakkına tecavüz suçu ile markanın “ayırt etme işlevi” koruma altına alınarak, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerinin bir başka teşebbüsün mal veya hizmetleri ile karıştırılmasının önüne geçmek amaçlanmıştır.
    Marka hakkına tecavüz suçunun oluşabilmesi için, bir mal veya hizmeti ayırt edici nitelikte olan işaretin, tüketiciler yönünden marka olarak algılanması da gerekmektedir. Örneğin suça konu ürün üzerinde kullanılan taklit işaret tüketiciler tarafından görülemeyecek veya marka olarak algılanamayacak şekilde kullanılmış ise, bu durumda suçun maddi unsurları itibariyle oluşması da mümkün olmayacaktır.
    Temyize konu dava dosyası içinde mevcut olan, katılan firma tarafından üretilmiş orijinal çantalara ait fotoğraflar ile sanığın işlettiği mağazada ele geçirilen çantalara ait fotoğraflar karşılaştırmalı olarak incelendiğinde; sanığın işlettiği mağazada ele geçirilen çantalar üzerinde basılı, yazılı veya etiket şeklinde bir işaret veya logonun bulunmadığı, bu çantaların fonksiyonel bir şekilde açılıp kapanmasını sağlamak amacıyla tasarlanmış çanta kilitlerinin şekli, üç boyutlu olarak katılan firma adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde ticaret markası olarak tescil edilmişse de, çantaları açıp kapatmayı sağlayan bu kilitlerin markasal olarak kullanılmadığı, tüketiciler tarafından bu kilitlerin kullanıldığı, bu haliyle tek başına yer ve şekli itibarıyla marka olarak algılanmasının mümkün olamayacağı ve dolayısıyla marka hakkına tecavüz suçunun maddi unsurları itibarıyla oluşmadığı düşüncesinde olduğumdan, Bölge Adliye Mahkemesince verilen beraat kararında bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatiyle aksi yöndeki çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım. 09.06.2022


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi