16. Hukuk Dairesi 2016/18080 E. , 2020/4151 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu,...Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 217 ada 4 parsel sayılı 13.373,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle, beyanlar hanesinde Milli Eğitim Bakanlığının muvafakati alınmadıkça satılamayacağı ve başka hizmetlere tahsis edilemeyeceği şerhi yazılarak kargir okul binası, iki adet lojman ve arsa vasfıyla Hazine adına, 15.11.2011 tarihinde tespit ve 28.08.2012 tarihinde tescil edilmiştir. Davacılar... ve ..., 27.05.2010 tarihinde, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmaza revizyon gören ve idari yoldan oluşturulan 12.04.2007 tarih ve 15 sıra numaralı tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro Kanunu"nun 27. maddesi uyarınca kadastro tespit günü itibariyle genel mahkemelerde derdest olan ve kesinleşmemiş dava dosyalarının Kadastro Mahkemesine aktarılması zorunlu olup, aynı Yasa"nın 5. maddesi uyarınca da bu taşınmazlara ilişkin olarak düzenlenen tutanakların davalı olarak tanzim edilerek malik tespiti yapılmadan Kadastro Mahkemesine devri gerekir. Bu düzenlemelere aykırı olarak yapılan kesinleştirme işlemleri hukuken değer taşımaz ve tutanakların hukuken malik hanesi açık olarak kabul edilir.
Somut olayda; davacılar Abdulfenaf ve ... tarafından, genel mahkemede, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı olarak idari yoldan Hazine adına oluşturulan 12.04.2007 tarih ve 15 sıra numaralı tapu kaydının iptali istemi ile dava açılmış, yargılamanın devamı sırasında ise isteğin, sözü edilen tapu kaydının kapsamında bulunduğu belirlenen ve eldeki davanın açıldığı tarihten sonra yapılan kadastro tespiti sonucunda Hazine adına tespit ve tescil edilen 217 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik olduğu bildirilerek, talep bu parsele özgülenmiş, mahkemece de bu parsel hakkında hüküm tesis edilmiştir. Ne var ki, eldeki dava, tespit tarihinden önceki tarihte açılmış olup, iddiaya konu yer hakkında tutanak düzenlendiği anlaşıldığına göre, yukarıda da belirtildiği üzere bu nitelikteki davalarda Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesi’nin görevli olduğu kuşkusuzdur. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınmalıdır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle dava dosyası görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmalı, davacı tarafın iddiasına ve temyize konu 217 ada 4 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin doldurulmuş olmasının hüküm ifade etmeyeceği ve bu tür davalar da Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi gereğince re"sen araştırma ilkesinin geçerli bulunacağı göz önünde alınarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu husus gözardı edilmek suretiyle, işin esasına girilerek karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.