Esas No: 2018/4888
Karar No: 2021/1715
Karar Tarihi: 08.04.2021
Danıştay 10. Daire 2018/4888 Esas 2021/1715 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4888
Karar No : 2021/1715
DAVACI : … Gıda Sanayi İşletmeleri İç ve Dış Tic. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …, Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU: Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı, davacı adına düzenlenen … numaralı Onaylanmış Kişi Statü Belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınması işleminin, bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin, söz konusu işlemlerin dayanağını oluşturan Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesinin 6. fıkrasının ve Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin 42/A maddesinin 5. fıkrasının iptali istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili tarafından, idari işlemlerin dayanağı olan Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesi, 6. fıkrası ile, Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1) 'nin '' Beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalarından yararlanma izninin kapsamı'' başlıklı 42/A maddesi, 5. fıkrasının hiyerarşik üst normlara aykırı olduğu, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 10. maddesi, 2. fıkrasında '' Gümrük mevzuatının öngördüğü uygulamaların, hangi hallerde ve hangi koşullar altında basitleştirileceğine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir'' hükmü ile Kanunun vermiş olduğu yetkiye dayanılarak düzenlenen Gümrük Yönetmeliği'nin ''Onaylanmış kişi statüsü için gereken genel koşullar'' başlıklı 23. maddesi, 1. fıkrası, ''a'' bendinde, ''(1) Onaylanmış kişi statüsü için başvuruda bulunan kişilerce, a) Yönetim kurulu üyeleri, sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişiler ile gümrük ve dış ticaret işlemlerinde temsil yetkisini haiz çalışanlarının; devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, güveni kötüye kullanma (emniyeti suistimal), hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli (dolanlı) iflas, yalan tanıklık (yalan yere şahadet), suç uydurma (suç tasnii) ve iftira suçları ile ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na; vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs suçlarından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na; mülga 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, mülga 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanuna muhalefetten ceza veya mahkumiyet kararı bulunmaması'' kuralının ve dava konusu askıya alma işlemine dayanak teşkil eden Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesi, 6. fıkrasında, '' 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda suç duyurusunda bulunulduğunun ve buna ilişkin olarak ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma sürecinin veya kovuşturma sürecinin devam ettiğinin öğrenilmesi halinde onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkiler geri alınabilir veya askıya alınabilir.'' kuralının düzenlendiği, böylece onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin Yönetmeliğin madde 23/1-a bendinde sayılan suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma aşamasında geriye ve askıya alınabileceğinin düzenlenmiş olduğu; Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'in '' Beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalarından yararlanma izninin kapsamı'' başlıklı 42/A maddesi, 5. fıkrasında ise, ''Gümrük Yönetmeliğinin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda Cumhuriyet savcılığı tarafından dava açıldığının öğrenilmesi durumunda dava sürecinin sonunda beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar statü belgesi sahibinin bu bölümde yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanmasına izin verilmez.'' kuralının düzenlenerek, Yönetmeliğin 23. maddesi, 1. fıkrası, ''a'' bendinde belirtilen suçlardan dolayı kamu davası açılan kişilerin, dava sürecinin beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar statü belgesi kapsamındaki hak ve yetkilerden yararlanamayacağının hüküm altına alınmış olunduğu; böylece ortada kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü olmamasına rağmen soruşturma ve kovuşturmanın varlığının onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin kullanımına engel olacağı, bu durumun Anayasa'da düzenleme bulan suç ve cezaların kanuniliği ve masumiyet karinesine, Ceza kanunlarının özel düzenleme ve genel ilkelerine ve Anayasanın 124. maddesinde atıfta bulunulan normlar hiyerarşisi bakımından üst normlara aykırı olduğu; onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınması idari işleminin sonuç ve hükümleri bakımından idari yaptırım niteliğinde olduğu, yönetilenlerin hukuki güvenliği açısından diğer suç ve cezalar yanında disiplin cezalarının da kanunlarla düzenlenmesi, idari yaptırımların da genel çerçevesi çizilmiş yasal dayanağının bulunması gerektiği; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi, 5. fıkrasındaki '' Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder'' hükmü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların herhangi bir sonuç doğurmayacağının açıkça düzenlendiği, oysa dava konusu düzenleyici işlemler ile normlar hiyerarşisine, gerek Kanuna gerek Anayasa'ya aykırı olarak idari yaptırım niteliğinde Onaylanmış Kişi Statü Belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alındığı, bu nedenle Yönetmelik ve Tebliğ'de düzenlenen dava konusu düzenleyici işlemlerin iptalleri gerektiği; dava konusu düzenleyici işlemler gereğince Onaylanmış Kişi Statü Belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkiler askıya alınmış ise de işlemin usul ve yasalara aykırı olduğu, müvekkili şirket yetkilisi hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile 4926 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bakımından gerek Yönetmelik, gerekse Tebliğ'de bir düzenleme bulunmadığı, şirket yetkilisi bakımından soruşturma evresinin iddianamenin kabulü ile son bulduğu, kovuşturma evresinin ise … Asliye Ceza Mahkemesi kararının itiraz mercii olan … Ağır Ceza Mahkemesince yapılan inceleme sonucu verilen … tarih ve … D.İş sayılı kararı ile kesinleşmesiyle son bulduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin 8. fıkrasının son cümlesinde denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağının düzenlendiği, bu düzenlemenin denetim süresince kovuşturmanın da durduğu anlamına geldiği, kovuşturma süreci sona erdiğinden Gümrük Yönetmeliğinin 25. maddesinin 6. fıkrası kapsamında denetim süresi boyunca kovuşturma sürecinin devam ettiğinden bahisle onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınmasının mümkün olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sanık hakkında bir hüküm kurulmuş olmakla beraber, açıklanması geri bırakıldığından sanık bakımından mahkumiyete ilişkin herhangi bir hukuki sonuç doğurmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sanık bakımından öngörülen tek sonucun sanığın denetim süresine tabi olması ve denetim süresi içerisinde mahkemece belirlenmiş ise yükümlülüklere uygun davranması olduğu ve denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde hükmün açıklandığı, bu halde olayda şirket yetkilisinin üzerine atılı eylemi gerçekleştirdiği yönünde bir kabulden hareket etmenin mümkün olmadığı, Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Genel Tebliğ (Sıra No:1)'in 42/A maddesinin 5. fıkrasında dava sürecinin sonunda beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar statü belgesinden yararlanma hakkının verilmeyeceğinin kabulünün 5271 sayılı Kanunun hükmün açıklanmasının geri birakılmasına ilişkin düzenlemeleri ile bağdaşmayacağı, zira hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar ile kovuşturma sürecine ara verildiği, beraat ve mahkumiyet kararı verilmesinin yani yargılama sürecinin devamının belli şartlarla sonraya bırakıldığı, kovuşturma aşaması sona erdirildiği için bu süreçte onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınma sürecinin ortadan kaldırılması için beraat kararının beklenmesinin düşünülemeyeceği; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar gerekçe gösterilerek hak kayıplarına neden olabilecek idari işlem tesisinin mümkün olmadığının başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere bir çok üst yargı mercii kararlarında dile getirildiği, Anayasa Mahkemesinin 19/04/2018 tarih ve K:2015/19678 sayılı kararında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının bir mahkumiyet kararı olmadığı, dolayısıyla ceza davası dışında fakat ceza davasına konu olan eylemler nedeniyle devam eden idari uyuşmazlıklarda açıklanması geri bırakılan mahkumiyet kararına dayanılmak suretiyle işlem tesis edilmesinin uluslararası sözleşmelerde ve Anayasa'da güvence altına alınan ''masumiyet karinesi''nin ihlali sonucunu doğuracağının belirtildiği, ayrıca masumiyet karinesinin ihlali bakımından, idari işlem gerekçesinin bütün halinde dikkate alınması ve nihai kararın münhasıran hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen fiillere dayanıp dayanmadığının incelenmesi gerektiğinin vurgulandığı, bu açıdan dava konusu işlemin şirket yetkilisi hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında yer alan sanığa atılı suça ve kovuşturma sürecine bağlı tesis edildiği ve masumiyet karinesine aykırı olduğu; Ege Gümrük Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemleri üzerine açılan Dairemizin E:2015/2144 ve E:2015/2142 sayılı dosyalarının derdest olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASININ ÖZETİ :
Davalı idare tarafından, davacı şirketin yönetim kurulu başkanı hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefetten ... Asliye Ceza Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231 inci maddesi gereğince 18/07/2017 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle, davacı şirketin güvenilirlilik koşuluna bağlı olarak yararlandığı kolaylaştırma olan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanma iznine yönelik olarak, güvenliğin sağlanması amacıyla 30/12/2011 tarih ve 28158 sayılı 3 üncü mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 Sıra No'lu Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği'nin 42/A maddesinin 5. fıkrası kapsamında tedbir uygulandığı; mali yeterlilik, güvenilirlik ve gümrük idarelerinde yapılan işlem hacmi gibi koşullara sahip olan gerçek ve tüzel kişilere, gümrük mevzuatı kapsamında yapacakları gümrük işlem ve uygulamalarının kolaylaştırılması amacıyla onaylanmış kişi statü belgesi verilmekte olduğu, bu belge sahiplerine yapılan basitleştirmeler kapsamında koşulları taşımaları halinde beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanma izni ve bu izin kapsamında eşyanın belge kontrolüne veya muayeneye tabi tutulmadan ihracat işlemlerinin gerçekleştirilmesine olanak sağlayan mavi hat yetkisinin de tanınabilmekte olduğu, beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanma izni verilen onaylanmış kişi statü belgesi sahiplerine, anılan Yönetmeliğin 25 inci maddesinin 6 ıncı fıkrası ve anılan Tebliğin 42/A maddesinin 5. fıkrasında sayılan durumlarda, Cumhuriyet Savcılığı tarafından dava açıldığının öğrenilmesi durumunda dava sürecinin sonunda beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar bu kolaylaştırmalardan yararlanma izninin verilmediği; öte yandan Gümrük Yönetmeliğinin 180 inci maddesinin 1 inci fıkrasına göre beyanın kontrol türünün bilgisayar sistemi tarafından risk kriterlerine göre belirlendiği, güvenilirlilik koşulunu kaybetmiş olan firmanın, güvenilir firma addedilmesi nedeniyle yararlandığı beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırma iznini kullanarak gümrük işlemlerini bu izne sahip olmayan firmalara göre daha az kontrole tabi tutularak gerçekleştirebilmesinin muayene hatlarının risk analizine dayalı olarak belirlenmesi uygulamasına aykırı bir durum teşkil edeceği ve bu bağlamda gerek ekonomik açıdan gerekse insan ve çevre sağlığı ve güvenlik açısından telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasına yol açabileceği, dolayısıyla anılan Yönetmeliğin 25 inci maddesinin 6 ıncı fıkrası ve anılan Tebliğin 42/A maddesinin 5 inci fıkrasının uygulanmasının masumiyet karinesi kapsamında değerlendirilmemesi, risk analizinin bir gereği olarak ele alınması gerektiği; bununla birlikte, beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanma izninin askıya alınması uygulamasının, firmaların güvenilirlik kriterlerini kaybetmeleri nedeniyle gümrük mevzuatı kapsamında gümrük işlem ve uygulamalarını geçici bir süre basitleştirilmiş usullere göre değil normal usullere göre yapmasını sağladığı, bu kapsamda davacı firmanın gümrük işlemlerini tıpkı diğer firmalar gibi usulüne uygun olarak gerçekleştirmesinde bir yasaklılık ya da kısıtlama halinin söz konusu olmadığı, dolayısıyla onaylanmış kişi statü belgesinin askıya alınması işleminin cezai bir işlem olarak değerlendirilmemesi gerektiği; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte belirlenen denetim süresi boyunca silah ruhsatı verilmesi ve yenilenmesi işlemlerinin askıya alınmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün mülga 18/04/2013 tarih ve 2013/20 sayılı Silah Ruhsat İşlemleri Birleştirilmiş Genelgesinin ''Yargılaması devam edenler'' başlıklı 7.13. maddesinde yer alan ''91/1779 sayılı Yönetmelik'in 16. maddesine girebilecek eylemler sebebiyle denetimli serbestlik veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde talep sahiplerinin durumlarının yukarıda anılan 'yargılaması devam edenler' kapsamında değerlendirilmesi; ancak, denetimli serbestlik ve hükmün açıklanmasının ertelenmesine dair süre sonunda kamu davasının düşürülmesine dair kararın ibraz edilmesi halinde silah ruhsat işlemlerinin yapılması...'' düzenlemesinin iptali talebiyle açılan davada verilen Danıştay Onbeşinci Dairesinin 08/03/2016 tarih ve E:2014/3817, K:2016/1468 sayılı kararında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının uyuşmazlığı nihai biçimde çözen nitelikte bir karar olmadığına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olarak değerlendirilemeyeceğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte belirlenen denetim süresinin devam ettiği süre boyunca yargılanan şahsın sanık sıfatının devam ettiğine, söz konusu genelge düzenlemesinin de bu nedenlerle Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ıncı maddesinde yer verilen mülga ''Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır'' düzenlemesine aykırı olmadığına hükmedildiği, yine Danıştay Onbeşinci Dairesinin 23/10/2015 tarih ve E:2012/5124, K:2015/6493 sayılı kararında da aynı açıklamalara yer verilmiş olup kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde onandığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın kabulü gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı, davacı adına düzenlenen … numaralı Onaylanmış Kişi Statü Belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınması işleminin, bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin, söz konusu işlemlerin dayanağını oluşturan Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesinin 6. fıkrasının, Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliğİ (Sıra No:1)'in "Beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırılmalarından yararlanma izninin kapsamı" başlıklı 42/A maddesinin 5. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 10. maddesinin 2.fıkrasında; "Gümrük mevzuatının öngördüğü uygulamaların, hangi hallerde ve hangi koşullar altında basitleştirileceğine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almıştır.
4458 sayılı Kanun hükümlerine dayalı olarak hazırlanmış olan Gümrük Yönetmeliği'nin, "Onaylanmış kişi statüsü verilebilecek kişiler" başlıklı 22. maddesinde, "(1) Gümrük mevzuatı kapsamında gümrük işlem ve uygulamalarının kolaylaştırılması amacıyla belirlenen basitleştirilmiş usul, uygulama ve yetkilerden yararlanmak üzere 23 ve 24 üncü maddelerde belirlenmiş koşulları sağlayan, Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik ve en az iki yıldır fiilen faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilere talep etmeleri halinde onaylanmış kişi statüsü verilir. (2) 24 üncü maddede belirtilen devir, birleşme veya kısmi bölünme hallerinde onaylanmış kişi statü belgesi başvurusunda bulunacak kişilerden birinci fıkrada belirtilen en az iki yıldır fiilen faaliyette bulunma koşulu aranmaz." kuralı, 23. maddesinin 1. fıkrasında; "Onaylanmış kişi statüsü için başvuruda bulunan kişilerce, a) Yönetim kurulu üyeleri, sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişiler ile gümrük ve dış ticaret işlemlerinde temsil yetkisini haiz çalışanlarının; devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, güveni kötüye kullanma (emniyeti suistimal), hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli (dolanlı) iflas, yalan tanıklık (yalan yere şahadet), suç uydurma (suç tasnii) ve iftira suçları ile ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa; vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs suçlarından 213 sayılı Vergi Usul Kanununa; mülga 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, mülga 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanuna muhalefetten ceza veya mahkumiyet kararı bulunmaması," kuralı yer almıştır.
Aynı Yönetmeliğin, "Onaylanmış kişi statü belgesi ve kapsamı" başlıklı 25. maddesinde; "(1) Onaylanmış kişi statüsü verilen gerçek ve tüzel kişilerce, gümrük mevzuatı kapsamında gümrük işlem ve uygulamalarının kolaylaştırılması amacıyla belirlenen basitleştirilmiş usul, uygulama ve yetkilerden adlarına düzenlenen onaylanmış kişi statü belgesi aracılığıyla yararlanılır. (2) Onaylanmış kişi statü belgesi almak için yapılacak başvuru, aranacak belgeler ve onaylanmış kişi statü belgesinin düzenlenme şekli, geçerlilik süresi, yenilenmesi ve değiştirilmesine ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça belirlenir. (3) Onaylanmış kişi statüsü sahipleri tarafından, adlarına düzenlenen onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılacak hak ve yetkiler ile söz konusu hak ve yetkilere ilişkin usul ve esasları belirlemeye Müsteşarlık yetkilidir. (4) (Mülga:RG-7/10/2016-29850) (5) Onaylanmış kişi statü belgesi sahiplerince Müsteşarlıkça belirlenecek usul ve esaslar dahilinde, gümrük ve dış ticaret mevzuatına aykırı hareket edilmesi durumunda adlarına düzenlenen onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkiler geri alınabilir veya askıya alınabilir. (6) 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda suç duyurusunda bulunulduğunun ve buna ilişkin olarak ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma sürecinin veya kovuşturma sürecinin devam ettiğinin öğrenilmesi halinde onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkiler geri alınabilir veya askıya alınabilir. (7) Beşinci ve altıncı fıkralar uyarınca onaylanmış kişi statü belgesi kapsamı hak ve yetkilerin geri alınması ve askıya alınması işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Müsteşarlık yetkilidir." kuralı getirilmiş, "Onaylanmış kişi statü belgesinin askıya alınması, geri alınması ve iptali" başlıklı 26. maddesinde, "(...),(2) Onaylanmış kişi statü belgesinin düzenlenme tarihini takip eden on iki aylık dönem içinde 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen genel koşullardan herhangi birinin veya belgenin geçerlilik süresi içinde aynı fıkranın diğer bentlerinde belirtilen genel koşullardan herhangi birinin ortadan kalktığının öğrenilmesi ya da belge sahibince talep edilmesi halinde, onaylanmış kişi statü belgesi geri alınır." kuralı, 1/4/2020 tarih ve 31086 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle; (2) "Onaylanmış kişi statü belgesinin düzenlenme tarihini takip eden on iki aylık dönem içinde 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerinde veya belgenin geçerlilik süresi içinde aynı fıkranın diğer bentlerinde belirtilen genel koşullardan herhangi birinin veya 24 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen özel koşulun ortadan kalktığının öğrenilmesi ya da belge sahibince talep edilmesi halinde, onaylanmış kişi statü belgesi geri alınır." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
(4) Kişi, onaylanmış kişi statü belgesinin geri alındığı tarihten itibaren bu belge kapsamındaki hak ve uygulamalardan yararlandırılmaz.(...)" kuralı yer almıştır.
30 Aralık 2011 tarih ve 28158 (3. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No'lu Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği'nin, "Onaylanmış kişi statüsü, türleri ve kapsamı" başlıklı 4. maddesinde, "(1) Gümrük Yönetmeliğinin 23 ve 24 üncü maddelerinde belirlenmiş koşulları sağlayan, gümrük mevzuatına göre Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik gerçek ve tüzel kişilere, gümrük mevzuatı kapsamında belirlenen basitleştirilmiş usuller, uygulama ve yetkilerden yararlanmak üzere A, B veya C sınıfı onaylanmış kişi statüsü tanınır. (2) Onaylanmış kişi statüsü sahiplerince, adlarına düzenlenen statü belgesi kapsamında belgelerinin geçerlilik süresi boyunca eksik beyan usulü ile kısmi teminat uygulamasından yararlanılabilir. (3) Onaylanmış kişi statüsü sahiplerine, talep etmeleri halinde, adlarına düzenlenen statü belgesi kapsamında belgenin geçerlilik süresi boyunca 31 ila 42 nci maddeler kapsamında götürü teminat yetkisi tanınabilir. (4) Onaylanmış kişi statüsü sahiplerine, talep etmeleri halinde, adlarına düzenlenen statü belgesi kapsamında belgenin geçerlilik süresi boyunca 43 ila 53 üncü maddeler kapsamında mavi hat uygulamasından yararlanma hakkı tanınabilir. (5) Onaylanmış kişi statüsü sahiplerinden 54 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirlenen koşulu sağlayanların talep etmeleri halinde, adlarına düzenlenen statü belgesi kapsamında belgelerinin geçerlilik süresi boyunca 54 ila 60 ıncı maddeler kapsamında onaylanmış ihracatçı yetkisi tanınabilir. (6) Bu Tebliğ kapsamında düzenlenen eksik beyan usulü, mavi hat, kısmi teminat, götürü teminat uygulamaları ve onaylanmış ihracatçı yetkisinden sadece BİLGE sistemi bulunan gümrük müdürlüklerinde faydalanılabilir. (7) Adına statü belgesi düzenlenen gerçek ve tüzel kişilere bu belge kapsamında tanınan hak ve uygulamalardan bizzat bu kişilerce yararlanılır. Söz konusu haklar ile uygulamalardan yararlanma yetkisi başkalarına kullandırılamaz." kurala bağlanmış, 42/A maddesinin 5.fıkrasında; "Gümrük Yönetmeliğinin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda Cumhuriyet savcılığı tarafından dava açıldığının öğrenilmesi durumunda dava sürecinin sonunda beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar statü belgesi sahibinin bu bölümde yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanmasına izin verilmez. (6) Beşinci fıkranın uygulanmasına yönelik olarak takibat ile gerektiğinde statü belgesi sahibinin bu bölümde yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanmasına izin verilmemesi işlemleri statü belgesini düzenlemiş olan gümrük ve ticaret bölge müdürlüğü tarafından yerine getirilir." kuralına yer verilmiştir.
"Statü belgesinin geri alınması" başlıklı 62. maddesinde, (1) Statü belgesinin düzenlenme tarihini takip eden on iki aylık dönem içinde Gümrük Yönetmeliği’nin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen genel koşullardan herhangi birinin veya belgenin geçerlilik süresi içinde aynı fıkranın diğer bentlerinde belirtilen genel koşullardan herhangi birinin ortadan kalktığının öğrenilmesi ya da belge sahibince talep edilmesi halinde statü belgesi, söz konusu belgeyi düzenleyen gümrük ve ticaret bölge müdürlüğünce geri alınır." kuralı getirilmiş, "Statü belgesi kapsamında yer alan hak ve yetkilerin askıya alınması, geri alınması ve bildirim yükümlülüğü" başlıklı 64. maddesinde, "(1) Gümrük Yönetmeliğinin 23 üncü ve 24 üncü maddelerinde belirtilen koşullardan herhangi birinin kaybedilmemesi şartıyla, statü belgesi kapsamında tanınmış olan hak ve yetkiler için belirlenmiş koşulların kaybedildiğinin anlaşılması durumunda, 63 üncü madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, statü belgesi geri alınmaz; sadece söz konusu hak veya yetki, belgeyi düzenleyen gümrük ve ticaret bölge müdürlüğünce geri alınır." kuralı getirilmiştir.
Gümrük Kanunu ile davalı idareye verilen yetkiye istinaden davalı idarece Yönetmelikle getirilen hükümde, devam eden bir soruşturma ve kovuşturma süreci tamamlanıncaya kadar kişiler adına düzenlenmiş olan belge kapsamında tanınmış olan hak ve yetkilerin, bir tedbir mahiyetinde askıya alınmasına veya geri alınmasına yönelik olarak yapılan düzenlemede dayanağı Yasanın amacına aykırılık görülmemiştir.
Yine Gümrük Yönetmeliğinin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda Cumhuriyet savcılığı tarafından dava açıldığının öğrenilmesi durumunda dava sürecinin sonunda beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar statü belgesi sahibinin bu bölümde yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanmasına izin verilmemesi, dayanak alınan hükümde yer verilen ceza veya mahkumiyet kararı bulunmaması koşulu ile çelişir bir nitelik taşımamakta dolayısıyla dayanağı mevzuata aykırı bulunmamaktadır.
Davalı idarece iznin askıya alınması, güvenilirlik kriterini kaybetmeleri nedeniyle gümrük işlem ve uygulamalarını geçici bir süre basitleştirilmiş usullere göre değil normal usullere göre yapılmasını getirmektedir.
Dava konusu işlemle, davacı adına 15/08/2018 tarihinden 15/08/2020 tarihine kadar süreli Onaylanmış Kişi Statü Belgesinin düzenlendiği, davacı firma ve yönetim kurulu başkanı adına 5607 sayılı Kanununa muhalefetten … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; (....)hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, dolayısıyla bir mahkumiyet hükmü kurulduğu, hükmün hukuki sonuçlarını doğurmasının denetim süresi sonuna kadar ertelendiğinden, Yönetmeliğin 25/6 ve Tebliğin 42/A-5 maddesi hükmü uyarınca anılan belge kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alındığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun, "Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231. maddesinin, "(5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.(8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak; (...)yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir.(10) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir." hükmü uyarınca 5 yıllık denetim süresinde yargılananın sanık sıfatının devam ettiği gözönünde bulundurulduğunda, davacının, kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan kişiye suçlu muamelesi yapılamayacağını, askıya alınan belgenin kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin kullanılabilmesi için beraat kararının beklenilmesinin düşünülemeyeceği, masumiyet karinesinin ihlali olarak değerlendirileceği, askıya alınma işleminin bir yaptırım olduğu ve yasayla düzenlenmesi gerektiği ileri sürmekte ise de; ancak beş yılın sonunda suç ile olan bağın dolayısıyla hükmün ortadan kalkacağı ve davanın düşmesine karar verileceği dikkate alındığında, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, duruşma için önceden taraflara bildirilen 08/04/2021 tarihinde davacı vekili Av. …'nun ve davalı Ticaret Bakanlığı'nı temsilen Av. …'nin geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Hazır bulunan taraf vekillerine usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraf vekillerine son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Tetkik hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı, davacı adına düzenlenen … numaralı Onaylanmış Kişi Statü Belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınması işleminin, bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin, söz konusu işlemlerin dayanağını oluşturan Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesinin 6. fıkrasının ve Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin 42/A maddesinin 5. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 10. maddesinin 2. fıkrasında, '' Gümrük mevzuatının öngördüğü uygulamaların, hangi hallerde ve hangi koşullar altında basitleştirileceğine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.'' hükmü, 71. maddesinde, ''1.Gümrük idareleri, usul ve formalitelerin mümkün olduğunca basitleştirilmesi için ve gümrük işlemlerinin yürürlükteki hükümlere uygun olarak yürütülmesini sağlayacak şekilde yönetmelikle belirlenen şartlar altında; a) 60 ıncı maddede sözü edilen beyannameye eklenmesi gereken belgelerden bazılarının eklenmemesine veya kaydedilmesi gereken bazı bilgilerin beyannameye yazılmamasına, b) Sözü edilen beyanname yerine, eşyanın ilgili gümrük rejimine tabi tutulması talebi ile birlikte ticari veya idari bir belgenin verilmesine, c) Eşyanın ilgili rejime geçişinin kayıt yoluyla yapılmasına, izin verebilirler. (c) bendinin uygulanmasında beyan sahibi eşyayı gümrüğe sunma yükümlülüğünden muaf tutulabilir. Basitleştirilmiş usulle beyan, ticari veya idari belge yahut kayıt, eşyanın teşhisi için gerekli bilgileri kapsamak zorundadır. Kayıt yoluyla işlem yapılan hallerde kayıt tarihinin yazılması şarttır. 2. Beyan sahibi genel, dönemsel veya özet niteliğinde bir tamamlayıcı beyanda bulunur. Tamamlayıcı beyanın aranmayacağı haller yönetmelikle belirlenir. 3. Tamamlayıcı beyanlar ile 1 inci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde sözü edilen beyanlar, ayrılmaz bir bütündür ve basitleştirilmiş işleme ilişkin beyannamelerin tescil tarihinden itibaren hüküm ifade ederler. 1 inci fıkranın (c) bendinde belirtilen hallerde kayıt işlemi, 60 ıncı maddede sözü edilen bebeyannamenin tescili ile aynı hukuki sonucu doğurur.'' hükmü, 73. maddesinde, ''1. Gümrük idareleri, eşyanın tesliminden sonra ve beyannamedeki bilgilerin doğruluğunu saptamak amacıyla, eşyanın ithal veya ihraç işlemlerini veya sonraki ticari işlemlere ilişkin ticari belge ve verileri kontrol edebelirler. Bu kontroller beyan sahibine, söz konusu işlemler ile doğrudan ya da dolaylı olarak ticari yönden ilgili diğer kişilere veya belge ve verileri ticari amaçla elinde bulunduran diğer kişilere ait yerlerde yapılabilir. Mümkün olduğu takdirde eşya muayene de edilebilir. 2. Gümrük idareleri, kendi yetkileri doğrultusunda veya beyan sahibinin talebi üzerine, yönetmelikle belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, beyannamenin düzeltilmesini eşyanın tesliminden sonra da yapabilirler. 3. Beyannamenin incelenmesi veya eşyanın tesliminden sonraki kontrolü sonucunda, ilgili gümrük rejimine ilişkin hükümlerin yanlış veya eksik bilgilere dayanarak uygulandığının saptanması halinde, gümrük idareleri, bu Kanunda yer alan ceza hükümleri saklı kalmak üzere, beyanı yeni bulgulara göre düzeltmek için gerekli işlemleri yaparlar.'' hükmü yer almaktadır.
07/10/2009 tarih ve 27369 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği'nin 1. maddesinde, ''Bu Yönetmeliğin amacı; 4458 sayılı Gümrük Kanununun yönetmelikle düzenlenmesini öngördüğü konuları düzenlemek ve uygulamaya yön verecek hususlara açıklık getirmektir. Bu Yönetmelik, gümrük işlemlerine ilişkin usul ve esasları kapsar.'' hükmü, 2. maddesinde, ''Bu Yönetmelik, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.'' hükmü, 22. maddesinde, ''Gümrük mevzuatı kapsamında gümrük işlem ve uygulamalarının kolaylaştırılması amacıyla belirlenen basitleştirilmiş usul, uygulama ve yetkilerden yararlanmak üzere 23 ve 24 üncü maddelerde belirlenmiş koşulları sağlayan, Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik (Ek: RG-21/11/2013-28828 Mükerrer) ve en az iki yıldır fiilen faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilere talep etmeleri halinde (Mülga ibare:RG-7/10/2016-29850) (...) onaylanmış kişi statüsü verilir. (2) (Değişik:RG-7/10/2016-29850) 24 üncü maddede belirtilen devir, birleşme veya kısmi bölünme hallerinde onaylanmış kişi statü belgesi başvurusunda bulunacak kişilerden birinci fıkrada belirtilen en az iki yıldır fiilen faaliyette bulunma koşulu aranmaz.'' hükmü, 23. maddesinin 1. fıkrasının ''a'' bendinde, '' Onaylanmış kişi statüsü için başvuruda bulunan kişilerce, a) Yönetim kurulu üyeleri, sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişiler ile gümrük ve dış ticaret işlemlerinde temsil yetkisini haiz çalışanlarının; devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, güveni kötüye kullanma (emniyeti suistimal), hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli (dolanlı) iflas, yalan tanıklık (yalan yere şahadet), suç uydurma (suç tasnii) ve iftira suçları ile ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa; vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs suçlarından 213 sayılı Vergi Usul Kanununa; mülga 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, mülga 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanuna muhalefetten ceza veya mahkumiyet kararı bulunmaması'' hükmü yer almış, bu hükmü takiben de ''Onaylanmış kişi statüsü için gereken özel koşullar '' başlıklı 24. madde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin dava konusu edilen düzenlemeyi içeren 25. maddesinde, '' (1)Onaylanmış kişi statüsü verilen gerçek ve tüzel kişilerce, gümrük mevzuatı kapsamında gümrük işlem ve uygulamalarının kolaylaştırılması amacıyla belirlenen basitleştirilmiş usul, uygulama ve yetkilerden adlarına düzenlenen onaylanmış kişi statü belgesi aracılığıyla yararlanılır. (2) Onaylanmış kişi statü belgesi almak için yapılacak başvuru, aranacak belgeler ve onaylanmış kişi statü belgesinin düzenlenme şekli, geçerlilik süresi, yenilenmesi ve değiştirilmesine ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça belirlenir. (3) (Mülga ibare:RG-7/10/2016-29850) (...) onaylanmış kişi statüsü sahipleri tarafından, adlarına düzenlenen onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılacak hak ve yetkiler ile söz konusu hak ve yetkilere ilişkin usul ve esasları belirlemeye Müsteşarlık yetkilidir. (4) (Mülga:RG-7/10/2016-29850) (5) Onaylanmış kişi statü belgesi sahiplerince Müsteşarlıkça belirlenecek usul ve esaslar dahilinde, gümrük ve dış ticaret mevzuatına aykırı hareket edilmesi durumunda adlarına düzenlenen onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkiler geri alınabilir veya askıya alınabilir. (6) 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda suç duyurusunda bulunulduğunun ve buna ilişkin olarak ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma sürecinin veya kovuşturma sürecinin devam ettiğinin öğrenilmesi halinde onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkiler geri alınabilir veya askıya alınabilir. (7) Beşinci ve altıncı fıkralar uyarınca onaylanmış kişi statü belgesi kapsamı hak ve yetkilerin geri alınması ve askıya alınması işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Müsteşarlık yetkilidir.'' hükmü, 26. maddesinde, ''(1) Onaylanmış kişi statü belgesinin geçerlilik süresi içinde gümrük işlemlerinden veya gümrük cezalarından doğan herhangi bir kamu alacağının, süresi içinde ödenmediğinin tespit edilmesi durumunda söz konusu onaylanmış kişi statü belgesi, kesinleşmiş gümrük vergisi ve/veya ceza borcu ödenene kadar askıya alınır. Kişi, onaylanmış kişi statü belgesinin askıya alındığı tarihten itibaren bu belge kapsamındaki hak ve uygulamalardan yararlandırılmaz. (Dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle) (2) Onaylanmış kişi statü belgesinin düzenlenme tarihini takip eden on iki aylık dönem içinde 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen genel koşullardan herhangi birinin veya belgenin geçerlilik süresi içinde aynı fıkranın diğer bentlerinde belirtilen genel koşullardan herhangi birinin ortadan kalktığının öğrenilmesi ya da belge sahibince talep edilmesi halinde, onaylanmış kişi statü belgesi geri alınır. (3) (Mülga:RG-7/10/2016-29850) (4) Kişi, onaylanmış kişi statü belgesinin geri alındığı tarihten itibaren bu belge kapsamındaki hak ve uygulamalardan yararlandırılmaz. (5) Yanlış veya eksik bilgilere veya sahte belgelere dayanılarak verildiği anlaşılan onaylanmış kişi statü belgesi iptal edilir. Onaylanmış kişi statü belgesinin iptal edildiği durumda, bu belge kapsamındaki yetki ve uygulamalar, onaylanmış kişi statü belgesinin düzenlendiği tarih itibariyle geçersiz sayılır. Adına düzenlenmiş onaylanmış kişi statü belgesi bu fıkra uyarınca iptal edilmiş kişilere iptal tarihinden itibaren iki yıl süreyle onaylanmış kişi statüsü verilmez. (6) Onaylanmış kişi statü belgesinin askıya alınması, geri alınması ve iptaline ilişkin usul ve esasları belirlemeye Müsteşarlık yetkilidir.'' hükmü düzenlenmiştir.
30/12/2011 tarih ve 28158 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin 1. maddesinde, '' (1) Bu Tebliğin amacı; onaylanmış kişi statüsü için gereken koşulları, başvuruda aranacak belgeleri, onaylanmış kişi statü belgesinin süresi, yenilenmesi, değiştirilmesi, geri alınması ve iptali ile bu belge kapsamında faydalanılacak basitleştirilmiş usul ve uygulamalardan eksik beyan, (Değişik ibare:RG-23/11/2016- 29897) beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalar , kısmi teminat, götürü teminat uygulamaları ve basitleştirilmiş işlem kapsamında A.TR düzenleme ve vize etme işlemlerine ilişkin usul ve esaslar ile bu uygulamalardan faydalanma yetkilerinin askıya alınması ve geri alınmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.''; 2. maddesinde, ''(1) Bu Tebliğ, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 10, 71, 73, 202 ve 204 üncü maddeleri, 29/9/2009 tarihli ve 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan 4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın 116 ncı maddesi, 23/8/2006 tarihli ve 2006/10895 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türkiye ile Avrupa Topluluğu Arasında Oluşturulan Gümrük Birliğinin Uygulanmasına İlişkin Esaslar Hakkında Kararın 19 ila 23 üncü maddeleri ve 7/10/2009 tarihli ve 27369 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 22 ila 26, 140 ila 168, 184 ve 493 ila 498 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.''; 4. maddesinde, '' (1) Gümrük Yönetmeliğinin 23 ve 24 üncü maddelerinde belirlenmiş koşulları sağlayan, gümrük mevzuatına göre Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik gerçek ve tüzel kişilere, gümrük mevzuatı kapsamında belirlenen basitleştirilmiş usuller, uygulama ve yetkilerden yararlanmak üzere onaylanmış kişi statüsü tanınır. (2) Onaylanmış kişi statüsü sahiplerince, adlarına düzenlenen statü belgesi kapsamında belgelerinin geçerlilik süresi boyunca eksik beyan usulü, kısmi teminat uygulaması ile 42/A maddesinin ikinci fıkrasında yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmadan yararlanılabilir. (3) Onaylanmış kişi statüsü sahiplerine, talep etmeleri halinde, adlarına düzenlenen statü belgesi kapsamında belgenin geçerlilik süresi boyunca 31 ila 42 nci maddeler kapsamında götürü teminat yetkisi tanınabilir. (4) Onaylanmış kişi statüsü sahiplerinden 42/A maddesinin birinci fıkrasında belirlenen koşulları sağlayanların talep etmeleri halinde, adlarına düzenlenen statü belgesi kapsamında belgelerinin geçerlilik süresi boyunca 42/A maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan da yararlanma izni verilebilir. (5) Onaylanmış kişi statüsü sahiplerinden 54 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirlenen koşulu sağlayanların talep etmeleri halinde, adlarına düzenlenen statü belgesi kapsamında belgelerinin geçerlilik süresi boyunca 54 ila 60 ıncı maddeler kapsamında onaylanmış ihracatçı yetkisi tanınabilir. (6) Adına statü belgesi düzenlenen gerçek ve tüzel kişilere bu belge kapsamında tanınan hak ve uygulamalardan bizzat bu kişilerce yararlanılır. Söz konusu haklar ile uygulamalardan yararlanma yetkisi başkalarına kullandırılamaz.''; 42/A maddesinde ''(1) Aşağıda belirtilen koşulları sağlayan statü belgesi sahiplerine ait gümrük beyannamesi kapsamı ithalat ve ihracat eşyası, bu koşulları sağlamayan statü belgesi sahiplerine göre daha az muayeneye tabi tutulabilir.(...) (2) Statü belgesi sahiplerine ait “1000” rejim kodlu ihracat beyannameleri yapılacak risk analizi sonuçlarına göre mavi hatta işlem görebilir. (3) Birinci fıkrada belirtilen koşulları sağlayan statü belgesi sahipleri adına tescil edilmiş olan ve “1000” dışında kalan rejim kodlu ihracat beyannameleri yapılacak risk analizi sonuçlarına göre mavi hatta işlem görebilir. (4) Gümrük idarelerinin belirli riskleri ya da ilgili mevzuatta yer alan yükümlülükleri dikkate alarak birinci, ikinci ve üçüncü fıkraların aksi yönünde işlem yapmaları mümkündür. (5) Gümrük Yönetmeliğinin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda Cumhuriyet savcılığı tarafından dava açıldığının öğrenilmesi durumunda dava sürecinin sonunda beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar statü belgesi sahibinin bu bölümde yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanmasına izin verilmez. (6) Beşinci fıkranın uygulanmasına yönelik olarak takibat ile gerektiğinde statü belgesi sahibinin bu bölümde yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanmasına izin verilmemesi işlemleri statü belgesini düzenlemiş olan gümrük ve ticaret bölge müdürlüğü tarafından yerine getirilir.'' kuralı yer almıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinde, ''(1)Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. (2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir. (3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir. (4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir. (5) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. (6) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez. (7) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez. (8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/6/2014-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak; a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur. (9) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. (10) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. (11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir. (12) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir. (13) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir. (14) (Değişik: 23/1/2008 – 5728/562 md.) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.'' hükmü düzenlenmiştir.
Dava Konusu Düzenleyici İşlemlerin İncelenmesi:
Davacı vekili tarafından, dava konusu bireysel işlemlerin dayanağını oluşturduğu belirtilen Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesinin 6. fıkrası ile Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin "Beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalarından yararlanma izninin kapsamı" başlıklı 42/A maddesinin 5. fıkrasının iptali istenilmiş, iptal istemi davacı şirket yönetim kurulu üyesi hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi ile, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hukuki kurumu temelinde dava konusu düzenleyici işlemlerin suç ve cezaların kanuniliğini, normlar hiyerarşisini ve masumiyet karinesini ihlal ettiği iddiasına dayandırılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 10. maddesinin 2. fıkrasındaki, '' Gümrük mevzuatının öngördüğü uygulamaların, hangi hallerde ve hangi koşullar altında basitleştirileceğine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.'' hükmünün verdiği yetkiye dayanılarak, 07/10/2009 tarih ve 27369 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği'nin 22. maddesinde onaylanmış kişi statüsü verilebilecek kişiler, 23. maddesinde onaylanmış kişi statüsü için gereken genel koşullar, 24. maddesinde onaylanmış kişi statüsü için gereken özel koşullar, 25. maddesinde ise onaylanmış kişi statü belgesi ve kapsamı düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeler incelendiğinde bahse konu Yönetmeliğin 23. maddesinin 1. Fıkrasının ''a'' bendinde, '' Onaylanmış kişi statüsü için başvuruda bulunan kişilerce, a) Yönetim kurulu üyeleri, sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişiler ile gümrük ve dış ticaret işlemlerinde temsil yetkisini haiz çalışanlarının; devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, güveni kötüye kullanma (emniyeti suistimal), hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli (dolanlı) iflas, yalan tanıklık (yalan yere şahadet), suç uydurma (suç tasnii) ve iftira suçları ile ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa; vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs suçlarından 213 sayılı Vergi Usul Kanununa; mülga 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, mülga 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanuna muhalefetten ceza veya mahkumiyet kararı bulunmaması'' hükmünün düzenlendiği, dava konusu edilen 25. maddesinin 6. fıkrasında ise, '' 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda suç duyurusunda bulunulduğunun ve buna ilişkin olarak ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma sürecinin veya kovuşturma sürecinin devam ettiğinin öğrenilmesi halinde onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkiler geri alınabilir veya askıya alınabilir.'' hükmüne yer verildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından hukuka aykırılığı öne sürülen Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'in "Beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırılmalarından yararlanma izninin kapsamı" başlıklı 42/A maddesinin 5. fıkrasında ise, '' (5) Gümrük Yönetmeliğinin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda Cumhuriyet savcılığı tarafından dava açıldığının öğrenilmesi durumunda dava sürecinin sonunda beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar statü belgesi sahibinin bu bölümde yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanmasına izin verilmez.'' kuralının düzenlendiği görülmektedir. Anılan Tebliğin yukarıda bahsedilen 1 inci ve 2 inci maddelerinde ise Tebliğin amaç ve kapsamı ile dayanağına yer verilmiştir.
Mevzuatın bütünüyle değerlendirilmesinden; onaylanmış kişi statüsü ve bu statünün sağladığı hak ve uygulamaların; ticari kayıtlarını genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun olarak tutan, mali yeterliliği bulunan, belli sayıda kişi istihdam eden ve belli bir dış ticaret performansına sahip firmalara gümrük işlemlerinde bazı kolaylıklar getirdiği, statünün kazanılması için aranan koşulların, statünün devamı süresince de varlığını korumasının arandığı, bu bakımdan statü sahiplerinin gümrük mevzuatına uygun hareket edecekleri konusundaki güvene dayalı bir sistem olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktadan hareketle dava konusu düzenleyici işlemler incelendiğinde düzenlemelerin masumiyet karinesini ihlal eder bir boyutunun bulunmadığı, kendi içlerinde idari düzenleme alanında bir faaliyetin risk analizi ile güvenliğinin sağlanması amacına yönelik olduğu; düzenleniş biçimleri itibariyle birbiriyle çelişen hükümler içermediği, ayrıca beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanma izni askıya alındığında bunun gümrük işlem ve uygulamalarının geçici bir süre basitleştirilmiş usullere göre değil normal usullere göre yapılmasını getirdiği bu haliyle iddia edilen suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin uygulama alanı dışında bir düzenleme olduğu gibi normlar hiyerarşisine uygun olarak düzenlendiği anlaşıldığından dava konusu düzenleyici işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dava Konusu İşlemlerin İncelenmesi:
Davacı tarafından, Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı, adına düzenlenen … numaralı Onaylanmış Kişi Statü Belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınması işleminin, bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiş; iptal istemi, Yönetmelik ve Tebliğ'de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı halde Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün Danıştay Onbeşinci Dairesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi ile ilgili değerlendirmede bulunduğu kararındaki düşünceyle askıya alma işlemini gerekçelendirdiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar kapsamında davacı şirketin yönetim kurulu üyesi üzerine atılı suçun işlendiği kabulünden hareket etmenin mümkün olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar gerekçe gösterilerek hak kayıplarına neden olabilecek idari işlem tesisinin mümkün olmadığı, iptale konu askıya alma işleminin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suça ve kovuşturma sürecine bağlı tesis edildiği, masumiyet karinesine aykırı olduğu iddialarına dayandırılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete … seri no, … belge no,… başlangıç-… bitiş tarihli, onaylanmış kişi statü belgesinin verildiği, beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanma izni (Md.42/A) nin tanındığı, belgenin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 71 ve 73 üncü maddelerine istinaden, Gümrük Yönetmeliğinin 23 ve 24. maddelerinde belirtilen genel ve özel koşulları taşıyan ve unvanı belirtilen kişi adına onaylanmış kişi statüsünün sağladığı hak ve uygulamalardan (A.TR düzenleme, onaylama ve vize etme yetkisi hariç) yararlandırılmak üzere düzenlendiğinin belirtildiği, dava konusu Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesinin 6. fıkrası ile Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin 42/A maddesinin 5. fıkrası uyarınca belge kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alındığının belirtildiği, davacının … tarih ve … kayıt sayılı dilekçesiyle askıya alma işleminin geri alınmasını talep etmesi üzerine Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile askıya alma işleminin devam ettiğinin belirtildiği, yine davacı tarafından 29/08/2018 tarihli dilekçeyle Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı askıya alma işlemine itiraz edilmesi üzerine Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile askıya alma işleminin mevzuata uygun olduğu, itiraz talebine ilişkin yapılacak bir işlem bulunmadığının belirtildiği, anılan işlemlerde iptali istenen düzenleyici işlemlerin hükümlerinden bahsedildiği, bu hükümlerde belirtilen şartların gerçekleşmediği değerlendirmesinde bulunulduğu, davacı şirket yönetim kurulu üyesi hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının içeriğine yönelik bir yorumda bulunulmadığı görülmekte olup, faaliyet alanındaki risk analizi ve güvenlik koşulları değerlendirilerek ve dayanağı düzenleyici işlemlerin amacına da uygun olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu bireysel işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, duruşmalı işler için belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 08/04/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava, Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı, davacı adına düzenlenen … numaralı Onaylanmış Kişi Statü Belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınması işleminin, bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin, söz konusu işlemlerin dayanağını oluşturan Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesi, 6. fıkrasının ve Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin 42/A maddesi, 5. fıkrası, iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı tarafından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar kapsamında şirketin yönetim kurulu üyesi üzerine atılı suçun işlendiği kabulünden hareket etmenin ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar gerekçe gösterilerek hak kayıplarına neden olabilecek idari işlem tesisinin mümkün olmadığı, iptale konu askıya alma işleminin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suça ve kovuşturma sürecine bağlı olarak tesis edildiği, masumiyet karinesine aykırı olduğu iddia edilmektedir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 38. maddesi, 4. fıkrasında yer alan, ''Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.'' hükmü ile masumiyet karinesi bir ilke olarak Anayasamızda yer almıştır. Masumiyet karinesinde esas olan kişinin masum olduğunun kanıtlanması değil, suçluluğunun kanıtlanamamış olmasıdır. Bu nedenle suçluluğa ilişkin hüküm sabit oluncaya kadar kimse haksız yere suçlanamaz.
Yine Anayasamızın ''Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması'' başlıklı 15. maddesinde, '' Savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.'' hükmüne yer verilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi, 5. fıkrasında "...Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder." hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu düzenleyici işlemlerde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, dava konusu bireysel işlemler ile, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmayan şirket yetkilisi hakkında verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedeniyle davacı şirketin yararlandığı hak ve yetkilerin sınırlandırıldığı görülmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, kurulan hükmün sanık hakkında hukukî sonuç doğurmamasını ifade ettiği Kanun'un açık hükmü olup, davacı şirketin yönetim kurulu başkanı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına dayanılarak tesis edilen işlemler ile masumiyet karinesinin ihlal edildiği ve söz konusu işlemlerin bu nedenle hukuka aykırı olduğu düşüncesiyle davanın bireysel işlemler yönünden kabulü ile bireysel işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla, Daire kararının bireysel işlemler yönünden davanın reddine ilişkin kısmına katılmıyorum. 08/04/2021
(XX) - KARŞI OY
Dava, Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı, davacı adına düzenlenen … numaralı Onaylanmış Kişi Statü Belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin askıya alınması işleminin, bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin, söz konusu işlemlerin dayanağını oluşturan Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesinin 6. fıkrasının ve Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin 42/A maddesinin 5. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı vekili tarafından, dava konusu bireysel işlemlerin dayanağı olan Gümrük Yönetmeliği'nin 25. maddesinin 6. fıkrası ile Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin "Beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalarından yararlanma izninin kapsamı" başlıklı 42/A maddesinin 5. fıkrasının iptali istenilmiş, iptal istemi davacı şirket yönetim kurulu üyesi hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi ile, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hukuki kurumu temelinde dava konusu düzenleyici işlemlerin suç ve cezaların kanuniliğini, normlar hiyerarşisini ve masumiyet karinesini ihlal ettiği iddiasına dayandırılmıştır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, ''Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.'' hükmü ile masumiyet karinesi bir ilke alarak Anayasamızda yer almıştır. masumiyet karinesinde esas olan kişinin masum olduğunun kanıtlanması değil, suçluluğunun kanıtlanamamış olmasıdır. Bu nedenle suçluluğa ilişkin hüküm sabit oluncaya kadar kimse haksız yere suçlanamaz.
Yine Anayasamızın ''Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması'' başlıklı 15. maddesinde, '' Savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.'' hükmüne yer verilmiştir.
07/10/2009 tarih ve 27369 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği'nin dava konusu edilen düzenlemeyi içeren 25. maddesinin 6. fıkrasındaki hükmünde, Yönetmeliğin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda suç duyurusunda bulunulduğunun ve buna ilişkin olarak ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma sürecinin veya kovuşturma sürecinin devam ettiğinin öğrenilmesi halinde onaylanmış kişi statü belgesi kapsamında yararlanılan hak ve yetkilerin geri alınabileceği veya askıya alınabileceği, yine 30/12/2011 tarih ve 28158 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)'nin 42/A maddesinin 5. fıkrasında ise, Gümrük Yönetmeliğinin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişiler hakkında aynı bentte sayılan kanunlar uyarınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda Cumhuriyet savcılığı tarafından dava açıldığının öğrenilmesi durumunda dava sürecinin sonunda beraat kararı ile kesin olarak lehlerine sonuçlanıncaya kadar statü belgesi sahibinin bu bölümde yer alan beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylaştırmalardan yararlanmasına izin verilmeyeceği düzenlenerek henüz hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmayan kişilerin hukuki durumları değiştirilip yararlandıkları hak ve yetkiler ortadan kaldırıldığından dava konusu düzenleyici işlemlerin ve anılan düzenleyici işlemlere dayanılarak tesis edilen birel işlemlerin gerek belirtilen nedenle gerekse Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminde daha bariz bir şekilde görüleceği üzere, esasen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi, kurulan hükmün sanık hakkında hukukî sonuç doğurmamasını ifade etmesine rağmen, davacı şirket yetkilisi hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına dayanılmış olmasıyla masumiyet karinesinin ihlal edilmiş olduğu düşüncesiyle davanın kabulü ile dava konusu düzenleyici ve birel işlemlerin iptaline karar verilmesi oyuyla, aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.