10. Hukuk Dairesi 2014/22131 E. , 2015/11286 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu somut olayda, davalının 02.02.1979 tarihinde vefat eden 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı babası üzerinden 01.02.1982 tarihinden itibaren ölüm aylığı almasına rağmen aynı zamanda 15.02.1989-13.12.2006 tarihleri arasında 5434 sayılı Kanun kapsamında geçen aralıksız çalışmalarının varlığı Kurumun 26.09.2006 tarihli işlemi ile fark edildiktan sonra, Kurumca davalı hakkında 15.03.1989-17.08.2006 tarihleri arasında davacıya babadan ödenen ölüm aylıklarının tahsili amacıyla takibe geçildiği, davalının ise yapılan takip nedeniyle, 12.04.2007 tarihinde 21.503,05 TL si ödeme yaptıktan sonra, Kurumca yapılan ödemelerin faizi karşılamadığı gerekçesi ile davaya konu takibe başladığı, davalının tirazı nedeniyle takibin iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece Kurum işleminin uygun olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, davacının, babasından hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı almakta iken 506 sayılı Yasanın 68"inci maddesine aykırı şekilde çalışma yasağına karşın çalışmasını sürdürmesi nedeniyle, Kurumca aylığın çalışma dönemi dikkate alınarak kesilmesi ve yersiz ödeme çıkartılmasına ilişkin işleminde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki, davacı Kurum alacağının ve yersiz ödemelerin kapsamının da belirlenmesi gerekecektir.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "yersiz ve yanlış ödemelerin tahsilini düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir.Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin
Kurumdan alacağı yoksa, geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
Yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin konuya gelince; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin birinci fıkrasında; “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır. Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır.” denilmekle kurumca yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin esas ve usuller belirlenmiştir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkelere göre, Mahkemece davacı Kurumun talep hakkının belirlenirken davalının verdiği 19.02.1981 tarihli taahhüt dikkate alınarak, sigortalı davalının hatasına göre 26.09.2006 tarihli Kurum işlemine göre davalının aylıklara ve faize ilişkin iade borcunun kapsamının, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uyarınca belirlenmesi ve işleyen faizler ve davalı tarafından yapılan ödemeler bakımından açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde, yapılacak hesaba ilişkin bilrikişi raporu aldırıldıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.