10. Hukuk Dairesi 2021/3979 E. , 2021/10251 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu dosyada; taraflar arasındaki uyuşmazlık 2008 yılında boşanarak, Bağ-Kur sigortalı babası üzerinden aylık almaya başlayan davalının, 28.05.2009 – 17.08.2012 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olmasına rağmen, 17.06.2009- 16.06.2012 tarihleri arasında ödenen aylık ve yapılan sağlık giderlerinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına ilişkin olup önceki bozma ilamında; "... sağlık ... giderleri genel sağlık sigortalısı sayılan hak sahibinden talep edilemeyecektir. Ayrıca, davalının aldığı aylıklardan kesintiler de yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmakla; yapılan kesintiler araştırılarak kesinti miktarının yersiz ödenen aylıklardan düşürülerek bakiye meblağın tespit edilmesi gerekmektedir." şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bozma gereklerinin yerine getilmediği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 96. maddesi yersiz ödemelerin geri alınmasını ""Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a)Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b)Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmi dört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır. Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan %25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır. Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."" şeklinde düzenlemiştir.
Mahkemenin, sağlık giderlerinin icra takibine konu asıl borçtan çıkartılmasına ilişkin kabulü yerinde ise de aylığa ilişkin yersiz ödemenin 5510 sayılı Yasa 96/a kapsamında değerlendirilmesine ilişkin yaklaşımı yerinde olmayıp borç bildirim belgesinin davacıya tebliğ tarihi araştırılarak faiz hesabının 5510 sayılı Yasanın 96/b maddesine göre yapılması gerekmektedir. Diğer taraftan, bozma ilamında işaret edildiği üzere aylıktan yapılan tüm kesintilerin yersiz ödenen aylıklardan düşülmesi gerekirken, yalnızca borç bildirim belgesinde gösterilen ve borç aslından mahsup edilen 345,17 TL ile faizden mahsup edilen 26,63 TL"nin düşüldüğü (toplam 371,80 TL) ancak borç bildirim belgesinin düzenlenmesinden sonra da kesintiye devam edilerek 2013 yılı Ocak-Mart ayları arasında 580,77 TL daha kesinti yapılmasına rağmen aylıktan kesilen bu meblağın asıl alacaktan düşülmediği anlaşılmakta olup bu meblağ da asıl alacaktan düşülmek suretiyle davacı kurumun icra takibi tarihi itibariyle ve 5510 sayılı Yasanın 96/b maddesi uyarınca alacak miktarı belirlenmelidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.