10. Hukuk Dairesi 2021/4180 E. , 2021/10250 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen gerekçelerde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Önceki bozma ilamında "Davacının, 08.05.2008 - 02.09.2008 tarihleri arasında yine 12.08.2009 - 20.11.2013 tarihleri arasında 4/a lı çalışması nedeniyle bildirimleri yapılmış buna göre davacı 02.09.2008 - 12.08.2009 tarihleri arasında çalışmamıştır. Davacının 01.10.2008 öncesi dönem için ve yine 5510 sayılı Yasanın geçici 1/2 maddesi kapsamında, 01.10.2008 sonrası dönem için 506 sayılı Kanunun 58. maddesi kapsamında malullük aylığı alma şartlarının devam edip etmediği değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu tüm dönem yönünden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir." şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
Mahkemece Dairemiz 2016/2462 E., 2018/3042 K. sayılı ilamı ile verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
İnceleme konusu somut olayda; davalıya 01.02.2002 tarihi itibariyle malullük aylığı bağlandığı, 08.05.2008 tarihi itibariyle çalışmaya başladığından Kurum aylığı 25.08.2013 tarihi itibariyle aylığı keserek 26.05.2008-25.08.2013 tarihleri arasında ödenen aylıkların yersiz olduğu gerekçesi ile başlattığı icra takibine itiraz sonucu açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemli bu davada mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile davalının Gaziosmanpaşa 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/1437 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin 41.921,00-TL asıl alacak ve 9.558,82-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.479,82-TL üzerinden takipteki gibi işleyecek faizi ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine ve icra inkar tazminatının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Kanunun 58. maddesi ""Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63 üncü maddenin (A) fıkrası hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malullük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanması, kontrol muayenesi sonunda malullüğün devam ettiğinin anlaşılması şartına bağlıdır."" hükmünü içermekte iken 5510 sayılı Kanunun 27/3 ""Malullük aylığı almakta iken bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların malullük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır. Bunlardan işten ayrılarak yeniden malullük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevkedilenlere; kontrol muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına esas malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışıyorsa görevinden ayrıldığı tarihi, diğerlerine ise istek tarihlerini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden malullük aylığı hesaplanarak bağlanır."" düzenlemesi getirilmiştir.
Eldeki davada, davacının 01.10.2008 öncesi dönem için ve yine 5510 sayılı Yasanın geçici 1/2 maddesi kapsamında, 01.10.2008 sonrası dönem için 506 sayılı Kanunun 58. maddesi kapsamında malullük aylığı alma şartlarının devam edip etmediği, başka bir ifadeyle davalı sigortalının kontrol muayenesine tabi tutularak ilk aylığına esas maluliyetinin devam edip etmediği araştırılarak, maluliyetin devam etmemesi halinde icraya konu tüm dönem yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilerek tüm bu hususlar değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2)Yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın % 40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. (02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 11. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.) İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylıkların takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı alacaklı Kurum yararına hüküm altına alınan tutar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan icra inkar tazminatına yönelik istemin yargılamayı gerektirmesi gerekçesiyle reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.