10. Hukuk Dairesi 2015/9873 E. , 2015/11273 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, ilâmında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, 1998/2684 takip sayılı dosyadan gönderilen ödeme emrine konu idari para ceza yönünden feragat nedeni ile reddine,2001/50626 takip sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine konu idari para cezası yönünden davanın kabulü ile,davacı aleyhine Kurum işleminin iptaline, karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, davacının yönetim Kurulu üyesi olduğu Anonim şirketin kuruma karşı olan borçları nedeniyle bozma öncesinde 2001/50626 sayılı ve 1998/2864 sayılı Ödeme emirleri nedeniyle davalı kurumun 19.06.2012 tarihli haciz bildirisine istinaden maaşına konulan haciz nedeniyle eldeki davayı açtığı, bozma sonrasında davacının, 1998/2864 sayılı ödeme emri nedeniyle 6552 sayılı Yasa"dan faydalanmakla bu ödeme emrine yönelik talebinden feragat ettiği, mahkemece 2001/50626 sayılı ödeme emrine konu borçların idari para cezası niteliğinde olduğu ve 5510 sayılı Yasa"nın 93"üncü maddesinde idari para cezası ibaresi geçmediği için davacının maaşına haciz konulamayacağı gerekçesi ile, "davacı aleyhine yapılan kurum işleminin iptaline" denilmek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de,verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
./..
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır.
Eldeki davada, mahkemece feragat edilen kısım yönünden verilen karar yerinde ise de; davalı kurumca 19.06.2012 tarihli haciz bildirisi ile davacının maaşına haciz konulduğu anlaşılmakla birlikte, haciz bildirisine konu olan ödeme emrinin/emirlerinin hangileri olduğunun ve borçlarının niteliklerinin (idari para cezası veya prim) araştırılması, bu ödeme emirlerinin davacı adına mı yoksa prim borçlusu şirket adına mı olduğunun belirlenmesi, ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilip edilmediği, bu kapsamda takibin kesinleşip kesinleşmediğinin açıklığa kavuşturulması ve yukarıdaki yasal düzenleme kapsamında irdeleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, mahkemece verilen kararda Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde "...gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmüne aykırı olacak şekilde "davacı aleyhine yapılan kurum işleminin iptaline" şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasa"nın 93"üncü maddesinde yer alan "Gelir, aylık ve ödenekler; 88"inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez." hükmü, aynı Yasa"nın 88"inci maddesi kapsamında "diğer alacaklar" içerisinde kesinleşen ve Kurum alacağı haline gelen idari para cezalarını da kapsamakta olup, mahkemece bu yönden belirtilen gerekçe isabetsizdir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.