17. Hukuk Dairesi 2013/5312 E. , 2014/5157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2011/152-2012/526
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile katılma yoluyla davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacı Aynur"un eşi diğer davacıların babası olan B. E.yönetimindeki motosiklete çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, toplam 2.000,00 TL. maddi tazminat ile her davacı için 20.000,00"er TL. manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, maddi tazminata ilişkin davada; tazminat bedeli yargılama sırasında ihbar edilen sigorta şirketi tarafından ödenip dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat taleplerinin ise; davacı eş Aynur için 10.000,00 TL., diğer davacılar için 5.000,00"er TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile katılma yoluyla davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
BK."nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davalı tarafa ait aracın asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği olayda, davacıların eşi/babaları vefat etmiş, geriye olay tarihinde 44 yaşında olan eşi ile genç yaştaki çocuklarını bırakmıştır.
O halde, olaydaki kusur durumu ile meydana gelen ölüm sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacılar için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 1.682,55 TL kalan harcın temyiz eden davalılardan alınmasına 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.