Esas No: 2021/8782
Karar No: 2022/1814
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8782 Esas 2022/1814 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8782 E. , 2022/1814 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 46. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; avukat olduğunu, Büyükçekmece 5. Noterliğinin 02.01.2006 tarihli vekaletnamesi ile davalıyı çok sayıda dava ve takip dosyasında vekil olarak temsil ettiğini, ancak davalı ile son iki yıldır düzgün şekilde iletişim kuramadığını, bu sebeple sorunlar yaşanmaya başlandığını, gerekli bilgi ve belgelerin kendisine zamanında iletilmediğini, ayrıca vekalet ücretinin de ödenmediğini, bu nedenle 06.02.2016 tarihinde istifa etmek zorunda kaldığını, vekalet ücretinin İstanbul Barosu tarafından her yıl yayımlanan tarifeye göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.800 TL vekalet ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 112.528,56 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 112.538,56 TL vekalet ücreti alacağının, 10.800 TL'sinin 04.10.2016 olan dava tarihinden, ıslahla artırılan 101.738,56 TL'nin 04.02.2019 olan ıslah tarihinden itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı, davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece; davalının vekalet ücretini ödediğini yazılı delil ile ispatlayamadığı, davacının vekillik görevini layıkıyla yerine getirdiği, bu sebeple davacının istifasının haklı nedene dayandığı, Avukat Kanunu’nun 164/4. maddesi gereğince davacının hak ettiği vekalet ücretinin tamamının ödenmesi gerektiği, davacının vekalet sözleşmesini 10 yılı aşan süredir layıkıyla yerine getirdiği, takip edilen işlerin fazla ve yoğun olduğu, İstanbul gibi büyük bir metropoldeki mesleki ve ekonomik yaşam zorlukları dikkate alınarak % 15 oranına göre nispi vekalet ücreti taktir edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; davalının karara karşı istinaf başvurusunun, davacının istifasının haklı sebebe dayandığı, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesine göre yapılan hesaplamaya itibar edilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle, esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı avukat haklı istifa nedeniyle hak ettiği vekalet ücretinin tahsili istemi ile eldeki davayı açmış, mahkemece davacının davalıyı temsil ettiği icra dosyaları için müddeabihinin % 15’i üzerinden akdi vekalet ücreti hesaplanarak karar verilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinin dördüncü fıkrasında “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarının incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” hükmü bulunmaktadır.
Taraflar arasında müşavirlik hizmeti verilmesine ilişkin Avukatlık ücret sözleşmesinin bulunduğu, diğer işlerin bu sözleşmenin kapsamı dışında olduğunun belirtildiği anlaşıldığından davacı avukatın takip ettiği değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirlenmesi gerekecektir. Ancak %10 ile %20 arasında oran belirlenirken hangi ölçünün esas alındığının da gerekçeli olması esastır. Mahkemece avukatın alacağı ücret belirlenirken, öncelikle işin niteliği, zorluk derecesi, işe harcanan zaman, sarf edilen emek ve işe katkı değeri dikkate alınmalıdır. Mahkemece, davacının vekalet sözleşmesini 10 yılı aşan süredir layıkıyla yerine getirdiği, takip edilen işlerin fazla ve yoğun olduğu, İstanbul gibi büyük bir metropoldeki mesleki ve ekonomik yaşam zorlukları dikkate alınarak, davacı için % 15 oranına göre nispi vekalet ücretine hükmedilmişse de, vekalet ilişkisinin uzun sürmesinin, İstanbul gibi büyük bir şehirde avukatlık yapılmasının, davacının takip ettiği her dava için zaten ayrı vekalet ücreti talep edebileceği dikkate alındığında takip edilen işlerin sayısı ve yoğunluğunun, vekalet ücretinin alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesinin gerekçesi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. O halde, Mahkemece davacı vekilin takip ettiği dosyaların içeriği ve
kapsamına göre yoğun emek sarf ettiği somut olarak tespit edilmediği de dikkate alındığında, kanunun belirlediği alt sınırdan uzaklaşılarak vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 14.102021 gün 2020/1435 Esas, 2021/1843 Karar sayılı kararının kaldırılarak İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/183 Esas, 2019/84 Karar sayılı kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.