16. Hukuk Dairesi 2016/15058 E. , 2020/4146 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, .... Köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 1 parsel sayılı 15.417,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, ifraz, irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, .... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacılar .... ve ... ile ..., ayrı ayrı; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine; ... ve ... ise miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmış, yargılama sırasında ise müdahiller ... ve ...., miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacılar ..., ..., ..., ... ve ...’un davalarının ayrı ayrı reddine, davacılar ... ve ...’nun davalarının ise kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacılar Mehmet ve ... mirasçıları ile bu kişilerin murisleri ... oğlu ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, taraf teşkili sağlanmaksızın karar verilmiş olması nedeniyle verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Kadastro tespitine itiraz davalarında husumetin tespit malikine, tespit malikinin ölü olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesi ve tüm mirasçıların davada yer alması zorunludur. Ne var ki, çekişmeli taşınmazın tespit maliklerinden ... kızı ... (....) dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmiş olmakla birlikte, ölü olduğu halde mirasçılarından ... ve ... yöntemince davaya dahil edilmemiştir. Bu haliyle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi doğru değildir. Diğer taraftan 6100 sayılı HMK"nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C. kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adresleri ile tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi zorunlu olduğu halde, davacılardan ... mirasçılarından .... ile davacı ... karar başlığında “davalı” olarak gösterildikleri gibi, davacı ... mirasçılarından ... kızları ... ile davacılardan ... ve Fatma Karakuş karar başlığında gösterilmemiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacı tarafa, davasını... ve ...’na (ölü olmaları halinde mirasçılarına) da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf eksikliğinin yöntemince tamamlanması halinde, bu kişilerden savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bildirmeleri halinde delilleri toplanmalı, bundan sonra işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, usulüne uygun şekilde karar başlığı oluşturulmaması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.