20. Ceza Dairesi 2018/5754 E. , 2019/3570 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan hükümlü ...’nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 43/1, 62/1,52/2 ve 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis ve 100,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 18/09/2013 tarihli ve 2013/226 esas, 2013/297 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 09/11/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında Akhisar 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/08/2012 tarihli, 2012/324 Değişik iş sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 139.maddesi uyarınca “GS153, GS204, GS264, GS356, GS370, GS381 ve GS382 kod numaralı kamu görevlilerinin “gizli soruşturmacı” olarak görevlendirilmelerine ve sanıkların uyuşturucu ticaretine yönelik eylemlerinin teknik araçlarla görüntülü olarak kayıt altına alınmasına” karar verildiği, gizli soruşturmacıların 11/10/2012, 12/10/2012, 15/10/2012, 03/11/2012 ve 12/11/2012 tarihlerinde sanıktan uyuşturucu madde satın aldıkları , Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 18/09/2013 tarihli ve 2013/226 esas, 2013/297 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3,43/1,62/1,52/2 ve 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis ve 100,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,kararın 26/09/2013 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 188/3, 43, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis ve 100,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 18/09/2013 tarihli ve 2013/226 esas, 2013/297 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Akhisar 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/08/2012 tarihli ve 2012/324 değişik iş sayılı kararı ile GS153, GS204, GS264, GS356, GS370, GS381 ve GS382 kod numaralı kamu görevlilerinin “gizli soruşturmacı” olarak görevlendirilmelerine karar verilmiş olup, gizli soruşturmacıların 11/10/2012 tarihinde buluştuğu sanıktan para karşılığında esrar maddesi aldığı, ancak sanığı yakalama yoluna gitmediği, aynı gizli soruşturmacıların 15/10/2012 tarihinde de tekrar sanıkla buluşarak para karşılığında uyuşturucu madde içeren hap alması şeklinde gerçekleşen somut olayda, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 15/06/2015 tarihli ve 2015/3152 esas, 2015/31780 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 139. maddesine göre, kolluk görevlisinin Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, kimliğini gizleyerek, alıcı rolüne girip, kışkırtma yoluna gitmeden (suça azmettirmeden veya teşvik etmeden), şüpheliden uyuşturucu madde almasının mümkün olduğu ve bu şekilde elde edilen delilin hukuka uygun olduğu, ... kolluk görevlilerinin, daha fazla ceza almalarını sağlamak için şüphelileri suç işlemeye yönlendirmesinin kabul edilemeyeceği, aksi hâlde gerek Anayasa"nın 2. maddesinde yer alan "hukuk devleti" ilkesinin, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde öngörülen "adil yargılama" hakkı ihlâl edilmiş olacağı, adlî kolluk görevlisinin ilk esrar aldığı tarihte sanığın suçunun belirlendiği ve delilinin elde edilmiş olduğu, görevlinin daha sonra sanıktan tekrar esrar almasının hem gereksiz olduğu, hem de görevi kapsamında olmadığı, öte yandan görevlinin asıl amacının "uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak" değil, "suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret" olduğundan, olayda hukukî anlamda bir "alım-satım" ın da söz konusu olmadığı, sanığın hareketlerinin bütünüyle tek fiilden ibaret olduğu, "satmak için uyuşturucu madde bulundurma" veya "uyuşturucu maddeyi satışa arzetme" suçunu oluşturduğu, uyuşturucu madde satma ve buna bağlı olarak zincirleme suçun unsurları bulunmadığı hâlde, iki kez uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca cezasının artırılmasının yasaya aykırı olduğu şeklindeki benzer bir dosya kapsamında verdiği bozma ilâmı dikkate alındığında, sanık ...’nın gizli soruşturmacılara birden fazla kez uyuşturucu madde satma şeklindeki eyleminin yukarıda açıklandığı üzere tek suç olduğu gözetilmeksizin, 5237 sayılı Kanun’un 43/1. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 18/09/2013 tarihli ve 2013/226 esas, 2013/297 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi:
Yapılan incelemede;
Manisa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen istihbari bilgiler doğrultusunda gizli soruşturmacı görevlendirilmesi kararı alınmıştır. Gizli soruşturmacılar 11/10/2012 tarihinde, sanıktan uyuşturucu madde satın almıştır. Böylece sanığın "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu belirlenmiş ve delil elde edilmiştir. Buna karşın aynı gizli soruşturmacılar 12/10/2012, 15/10/2012, 03/11/2012 ve 12/11/2012 tarihlerinde sanıktan tekrar uyuşturucu madde satın almıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 139. maddesine göre, kolluk görevlisi Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve “suçu ve failini belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusundaki genel görevi kapsamında, kimliğini gizleyerek, alıcı rolüne girip, kışkırtma yoluna gitmeden şüpheliden uyuşturucu madde alabilir . Bu şekilde elde edilen delil hukuka uygundur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 28/04/2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında ; kolluk görevlilerinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suçu ve failini belirleyecek suç delilini elde etme olduğu, sanıktan ikinci kez uyuşturucu madde alınmasının ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım- satım" söz konusu olmadığı belirtilmiştir.
Somut olayda; Adli kolluk görevlisinin 11/10/2012 tarihinde sanıktan uyuşturucu madde satın alması üzerine sanığın " uyuşturucu madde ticareti yapma " suçu belirlenmiş ve bu suçun delili elde edilmiştir. Buna rağmen adli kolluk görevlisinin açık kimlik bilgilerini bildiği sanıktan tekrar uyuşturucu madde alması gereksiz olduğu gibi görevleri kapsamında da değildir. Öte yandan, gizli soruşturmacıların asıl amacı "uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak" değil, "suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir." Bu nedenlerle gizli soruşturmacı tarafından sanıktan ikinci kez uyuşturucu madde alınması, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım -satım" söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar: Açıklanan nedenlerle;
Sanık hakkındaki Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 18/09/2013 tarihli 2013/226 esas ve 2013/297 karar sayılı hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesinin 3.fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA,
5271 sayılı CMK’nın 309.maddesinin 4.fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak ve mahkemenin uygulaması gözetilerek;
a)Hüküm fıkrasından TCK’nın 43.maddesinin uygulanmasına ilişkin 2.paragrafın çıkarılmasına,
b)Hüküm fıkrasının;
Sanık ...’nın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 188/3.maddesi gereğince ,suçun işlenmesindeki özellikler ve ele geçen uyuşturucu madde miktarı dikkate alınarak takdiren 5 yıl hapis ve 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni olarak kabul edilerek TCK’nın 62/1 maddesi gereğince cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 4 yıl 2 ay hapis ve 4 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığa verilen adli gün para cezasının sanığın sosyal ve ekonomik durumu nazara alınarak TCK’nın 52/2 maddesi gereğince günlüğü takdiren 20,00TL’den hesaplanmak suretiyle 80,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın sonuç olarak 4 yıl 2 ay hapis ve 80,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık hakkında, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına,
TCK’nın 63.maddesi gereğince gözaltı ve tutuklulukta geçen sürelerin sanığın cezasından mahsubuna,
Şeklinde DEĞİŞTİRİLMESİNE,
Hükmün değiştirilen bu şekliyle infazına,
Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
12 /06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.