Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4841
Karar No: 2022/1786
Karar Tarihi: 03.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4841 Esas 2022/1786 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, sundukları fatura üzerinden Kurumun yaptığı kesintilere itiraz ederek, uygulamanın iptalini ve borçlu olmadığının tespit edilmesini talep etti. Mahkeme, yapılan kesintilerin sözleşme kapsamına aykırı olduğu ve davanın kısmen kabul edilmesine karar verdi. Ancak, bölge adliye mahkemesi davalı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddetti ve bu karar davalı tarafından temyiz edildi. Yargıtay, bilirkişi raporu yetersiz olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar verdi. Mahkeme raporun güncellenmesi ve tarafların iddia ve savunmalarının tereddütsüz olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Sonuç olarak, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırıldı, ilk derece mahkemesi kararı davalı yararına bozuldu ve karara ilişkin kanun maddeleri HMK'nın 266, 281, 373/1 ve 371 şeklinde açıklandı.
3. Hukuk Dairesi         2021/4841 E.  ,  2022/1786 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Kuruma sundukları 2015 yılı Mayıs ayı faturasından; hastalara yapılan tedavilerin anlaşılamadığı, bedellerinin kurumca karşılanmayan işlemlerden olduğu, endikasyon bulunmadığı, yetersiz epikriz kaydı oluşturulduğu gerekçesiyle kesinti uygulandığını ve 116.077,38 TL mahsup yapılacağının bildirildiğini, bu nedenle yapılan işlemin haksız olduğunun belirterek davalı tarafından uygulanan kurum işleminin iptalini ve borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporuna göre isimleri sayılan hastalara ilişkin yapılan tedavilerin sözleşme ve SUT hükümlerine uygun olduğu, kurum tarafından yapılan kesintilerin sözleşme kapsamına aykırı olduğu, sadece günübirlik tedavilere ilişkin kadın hastalıkları ve doğum grubundan 10,04 TL’lik kesintinin doğru olmadığı anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne; davacının 2015 yılı Mayıs ayı hak edişinden yapılan 116.067,34 TL kesintinin haksız olduğunun tespitine, davacının bu miktar üzerinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar
verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; davacı hastanenin 2015 yılı Mayıs ayı faturasından yapılan kesintilerin göz hastalıkları ile kadın hastalıkları ve doğum branşından yapılmış olması nedeniyle, mahkemece pratisyen hekimden rapor alınarak hüküm kurulması hatalı olmuştur. Davalı Kurumun kesinti sebebi olarak bildirdiği nedenlerin SUT ve ilgili mevzuat hükümlerince yerinde olup olmadığının belirlenmesi için iki göz hastalıkları uzmanı ile bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı hekimden oluşan bilirkişi heyetinden; tarafların iddia ve savunmalarının tereddüde yer vermeyecek şekilde değerlendirildiği; ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalının alınan ilk bilirkişi raporuna itirazlarını da karşılayacak şekilde rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine 03/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi