Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9269
Karar No: 2022/1830
Karar Tarihi: 03.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9269 Esas 2022/1830 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/9269 E.  ,  2022/1830 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; süresinden sonra olduğu anlaşılan duruşma talebinin reddiyle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; maliki bulunduğu taşınmazı 11/12/2006 tarihinde ihale ile davalılar tarafından satın alındığını, taşınmazın ihale yoluyla satılmasına ilişkin ihale komisyonu kararının İdare Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, tapu kaydını oluşturan işlemin idari yargı kararı ile ortadan kalkması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açıldığını, taşınmazın belediye adına tescil edildiğini ileri sürerek; taşınmazın davalılar adına tescil edildiği tarih ile belediye adına tescil edildiği tarihe kadar davalıların elde ettikleri tüm gelirlerin denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet ilkesi doğrultusunda tespiti ile davalıların açtıkları davada hükmedilecek miktardan takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiş; 09/02/2015 havale tarihli dilekçesi ile takas ve mahsup talepli davalarını alacak davası olarak ıslah ettiklerini beyan ederek, şimdilik 1000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahslini istemiş; 13/09/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını tutarak 1.000 TL olarak açmış oldukları alacak dava değerini 4.752.832,60 TL olarak arttırdıklarını belirtmiştir.
    Davalılar; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı Belediyenin davaya konu taşınmazı ihaleye açarken ihale koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmek zorunda olduğunu, kendilerinin bu durumu bilebilecek durumda olmadıklarını ve taşınmazın satın alınmasında iyi niyetli olduklarını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece; davanın kira alacağına ilişkin olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 16/05/2017 tarih ve 2017/11404 Esas 2017/7273 Karar sayılı kararla; ".... Bu düzenleme çerçevesinde taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlıkta davaya bakmakla HMK.'nun 2. maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafça sunulan 09/02/2015 havale tarihli dilekçe ıslah dilekçesi olarak verilmiş ise de, dilekçede herhangi bir değer artırımının veya ıslaha uygun bir talep değişikliğinin söz konusu olmadığı, ayrıca bu ıslahı geçerli kılan harç işlemlerinin de mevcut olmadığı, dolayısıyla davalı tarafın söz konusu ilk ıslahın geçerli olduğuna ve sonradan verilen ıslah dilekçesinin ikinci ıslah dilekçesi olması nedeniyle hükme esas alınmamasına ilişkin itirazlarına itibar edilemeyeceği, 13/09/2021 tarihli ıslah dilekçesi kapsamında davacı kurumun talep edebileceği tek gelir kaleminin kira geliri olduğu ve mahrum kalınan kira geliri olarak en son tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen 687.592,66 TL alacağın Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1 esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan toplam borçtan mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının 687.592,66 TL alacağının dava tarihi olan 10/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1 esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan toplam borcundan mahsubuna, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Kavram olarak; taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine ıslah denir. (HUMK m.83, HMK m.176) Eş söyleyişle ıslah, iyiniyetli tarafın davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur.
    Islahın temel amacı, dava değiştirme yasağını, hasmın rızasını almaya gerek duymadan aşmak; böylece yeniden dava açma yükünden kurtularak, davaya getirilmesi unutulan vakıaları davaya dahil etmek, dava sebebini değiştirmek ya da ibraz ile ikame edilmesi ihmal edilen delilleri davada ileri sürme olanağını tarafa sağlamaktır (Tutumlu, ...., Kuram ve Uygulama Işığında Medeni Usul Hukukunda Islah, 2010, s.17). Uygulamada gözetilmesi gereken ve yukarıda izah edilen denge olgusu, bazı hallerde ıslah yoluna başvurulmasına engel oluşturur. Bu noktada, istem sonucu kavramını açıklamak gerekir. İstem sonucu, dava konusunu belirleyen tek ve asıl ögedir. Öğretide istem sonucu, mahkemeden istenilen şey olup davanın mevzuunu teşkil edeceği (Postacıoğlu, İ. E., Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6.Bası, İstanbul 1975) ve mahkemenin davayı kabul etmesi halinde kararında neyi hüküm altına alacağı hususunun açıkça beyan edilmesi keyfiyeti olarak anlaşılmaktadır. (Bilge N./Önen E., Medeni Yargılama Hukuku Dersleri, 3. Baskı, Ankara 1978) Dava konusunun ne olduğu istem sonucu ile belirleneceğine göre, istem konusu ile dava sonucu iddianın ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı ve bu nedenle de ıslah kurumu açısından bir özdeşlik göstermektedir (..., E., Medeni Yargılama Hukukunda Islah, Değiştirilmiş 2. Bası, Ankara-2010, s.190). Dava konusunda yapılacak değişiklik, iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında kalmakla birlikte, ıslah yolunun işletilmesi ile sağlanabilmektedir. Bu halde, dava konusunun veya istem sonucunun değiştirilmesi yönünde yapılabilecek değişiklik tamamen ıslah veya kısmen ıslah şeklinde gerçekleşebilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) davanın tamamen ıslahını düzenleyen 180. maddesinde; “Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” şeklinde düzenleme mevcut iken 181. maddede kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verileceği, bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edileceği kabul edilmiştir.
    Tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusu tümüyle değiştirilmektedir. Böylece, dava dilekçesindeki talepler artık hükme konu olamaz. Kısmen ıslahta ise, önceden yapılan usuli bir işlemin düzeltilmesi, örneğin talep sonucunun arttırılması söz konusu olur. Bu halde, davacının talep sonucunu artırdığı miktar üzerinden ¼ nispi harç yatırması gerekir (Kuru, Baki, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayıncılık, 2020, s. 1204 – 1206). Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, ıslahın harca tabi olması nedeniyle değil, istem sonucunu arttırmanın harca tabi olması nedeniyle harç yatırma zorunluluğunun bulunmasıdır. Bu itibarla, yapılan ıslaha rağmen, dava konusunun miktarı artmamışsa, harç yatırılması gerekmemektedir (..., E.: (Medeni Yargılama Hukukunda) Islah, 4. Baskı, Ankara, 2013, s. 536)
    HMK’nın 176/2. maddesine göre ise, aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, somut olay incelendiğinde davacının 09/02/2015 havale tarihli dilekçesi davanın tamamen ıslah niteliğinde olup davacı takas mahsup talebini alacak olarak ıslah etmiştir. Bu durumda ıslah işlemi Kanun gereği ikinci kez yapılamayacağından, Kanun'un getirdiği sınırlamaya aykırı şekilde yapılan 13/09/2021 tarihli ıslah işleminin yok hükmünde sayılması gerekmektedir. Yok sayılan işlem hüküm ve sonuç doğurmadığından bu işleme dayalı olarak karar verilmesi imkanı da bulunmamaktadır.
    Bu itibarla; mahkemece ikinci kez yapılan 13/09/2021 tarihli ıslah işlemi yok sayılarak 09/02/2015 havale tarihli dilekçe kapsamında karar verilmesi gerekirken, yok hükmünde olan ıslah işlemine değer verilerek kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
    Kabule göre de; HMK’nın 26. maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
    Davacı 09/02/2015 havale tarihli dilekçesi davanın tamamen ıslah niteliğinde olup bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekecektir.
    Davacının 09/02/2015 tarihli dilekçesi ile takas mahsup talebini alacağın tahsili şeklinde ıslah etmiş; ancak mahkemece belirlenen alacağın davacının başka dosyadan olan borcundan mahsubuna hükmedilmiş olması da doğru değildir.
    2-Bozma nedenine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi