13. Hukuk Dairesi 2016/126 E. , 2018/3485 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, kendisine ait olan taşınmazın davalıya satımı konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre taşınmazın 19.01.2014 tarihinden önce boşaltılarak davalıya teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, sürekli meskeni olarak kullandığı taşınmazı davalıya satacağı için taşınmazı boşaltma ve teslime hazır hale getirme yükümü altında olduğundan kendisine yeni bir kiralık ev tuttuğunu, davalı ile arasındaki anlaşmaya istinaden kendi üzerine düşen edimleri ifaya başladığını, tutulan yeni meskene bir takım tamirat/tadilat giderleri yaptığını, ancak davalının sözleşmede kararlaştırılan tarihte taşınmazın devrini almadığını ileri sürerek, 20.000,00 TL cezai şart, 14.400,00 TL kira bedeli ve 15.000,00 TL tadilat masrafları olmak üzere toplam 49.400,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 27.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, iki aylık kira bedeli ile nakliye gideri toplamı olan 3.900,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- 6100 sayılı HMK"nın 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Aynı kanunun 141/2.maddesinde ise "İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklinde düzenlenmiş olup, 176.maddesinin 1.fıkrasında ise, ıslah "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." şeklinde ıslahın kapsamı belirlenmiştir. HGK.nun 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.-2011/453 K.sayılı ilamında "Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır." ilkesi benimsenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı dava dilekçesinin sonuç bölümünde, 20.000,00 TL cezai şart, 14.400,00 TL kira bedeli ve 15.000,00 TL tadilat masrafları olmak üzere toplam 49.400,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 27.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı, nisbi harcı da bu miktar üzerinden yatırmıştır. Davacı yanca her ne kadar bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde nakliye bedeli isteminde bulunmuş ise de bu talebe ilişkin harcı yatırılmış ıslah dilekçe sunmadığı anlaşılmıştır. Hal böyleyken, mahkemece, emredici nitelikteki anılan bu yasa maddesi hükmüne aykırı olarak, nakliye bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi suretiyle talep aşımı yapılmış olması hatalıdır. Sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, davacının talebi yönünde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacıya, 73,52 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.