Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13552
Karar No: 2019/2829

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/13552 Esas 2019/2829 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı Hazineye karşı açılan tazminat davasında davacı, tapu kaydında 690 m² olarak geçen taşınmazın gerçekte 609 m² olduğunu iddia ederek 125.000 TL tazminat istemiştir. Ancak tapu kaydının bu şekilde olmasıyla davacının zararının doğduğundan bahsedilemediği belirtilmiştir. Kanun maddeleri açısından ise Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tazminata hükmedilebilmesi için tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zararın doğmuş olması gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi gereği, taşınmazın yüzölçümünde bir azalmanın olması durumunda davacının tazminat davası açabilmesi için öncelikle tapu müdürlüğüne başvurması gerektiği vurgulanmıştır.
20. Hukuk Dairesi         2016/13552 E.  ,  2019/2829 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 19/01/2015 harç tarihli dava dilekçesi ile; ...nın ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 3755 ada 6 parsel sayılı taşınmazda 1, 3, 4, 5 nolu bağımsız bölümlerin maliki olduğunu, taşınmazların tapu kaydında ana taşınmazın yüzölçümünün 690 m2 olarak gösterilmesine güvenerek taşınmazın satın alınmasına karşın taşınmazın aslında 607,74 m2 olduğunun sonradan tespit edildiğini, şahsın gerçekte maliki olduğu bağımsız bölümlere isabet eden arsa payı oranında zarara uğradığını ileri sürerek TMK"nın 1007. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 22/02/2016 tarihinde harçlandırdığı dilekçesiyle, dava değerini 125.000,00.-TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde zaman aşımı def "inde bulunmuş ayrıca davanın tümü ile reddini savunmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne, davalının tapu sicil tutulmasından dolayı objektif sorumluluğu bulunması nedeniyle bilirkişi raporunda belirlenen 125.000.-TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır.
    4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur"" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4 - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır.
    Somut olayda ise davacı taşınmazın tapuda 690 m² yüzölçümü ile kayıtlı olmasına karşın taşınmazının aslında 609 m² olduğunu belirterek tazminat istemişse de; 3755 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tapuda hala 690 m² yüzölçümü ile kayıtlı olup davacının iddia ettiği gibi bir miktar azalmasının tapu kaydına yansıması söz konusu değildir. Bu durumda, davacının zararının doğduğundan bahsedilemez.
    3402 sayılı Kanunun 41. maddesinde; “kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir." hükmü yer almakta olup davacı taşınmazının zeminde tapuda yazan miktardan daha az olduğunu iddia ediyorsa tapu müdürlüğüne başvuruda bulunarak 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi gereği düzeltme yapılmasını isteme hakkının olduğu, davacının başvurusu üzerine taşınmazın yüzölçümünde azalma olursa ancak bundan sonra davacının TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat davası açabileceği gözetilmeksizin henüz doğmamış bir zarar nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 22/04/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi