Esas No: 2021/7194
Karar No: 2022/1910
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7194 Esas 2022/1910 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/7194 E. , 2022/1910 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, ilk derece mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; tapuda davalılar adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki binaların ölü ...'e ait olduğunu, üzerinde bulunan 4 adet binadan 1 ve 2 kapı numaralı binaların ...'e, 1/2 ve 1/3 kapı nolu binaların ise muris...e ait olduğunu, ... ve...in ölü ...'in mirasçıları olduğunu, ...mirasçılarının muristen kendilerine intikal eden hisselerini davalı ...'na sattıklarını, adı geçen tarafından açılan davada ortaklığın giderilmesine karar verildiğini ve taşınmaz üzerindeki davacıların murisi...e ait 1/2 ve 1/3 numaralı muhtesatların da satış dosyasında kıymet takdiri yapılarak satışının yapıldığını, bu sebeple her iki davalının da tapudaki hisseleri oranında zenginleştiklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıların tapudaki hisseleri oranında müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı ...; davacıların malik olmayıp zilyet olduğunu, zilyetlikten dolayı husumetin davalı Belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, hukuki yararlarının olmadığını, icra satış memurluğunca yapılan izale-i şuyu satışı sonrası diğer davalının hissesinin ihale ile ve bina değeri ödenmek suretiyle satın alındığını, taşınmazın 649/969 kısmına tekabül eden kısmının ...mirasçılarından arsa bedeli ve üzerindeki yapıların bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını, davacı talebinin Belediye ile arasındaki hukuki ilişki olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; davaya konu taşınmazın tamamının Belediye Başkanlığı mülkiyetinde olduğu sırada, ... adına 08/06/1987 tarihinde tapu tahsis kararı alındığını, ...'in vefatından sonra 05/12/2012 tarih ve 3017-1277
sayılı encümen kararı ile taşınmazdaki hissenin, ...'in mirasçıları ... (...) ... uhdesinde tapuya dönüştürülmesine karar verildiğini, hisse bedelinin de belediye adına bankaya yatırıldığını, davaya konu taşınmazın tapu kaydında davacıların murisi lehine bir muhtesat beyanı bulunmadığını, murisinin taşınmazdaki hissesini kayıt ve şarta bağlamadan bütün halinde ...'na sattığından davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; dava konusu İstanbul İli, ...İlçesi, ..., 901 ada,1 parselde kayıtlı taşınmazın tamamının İstanbul Belediyesine ait iken dava dışı kişilerin murisleri olan ...'in tapu tahsis belgesi ile bu parselin 324,50m2'lik kısmının adlarına tescil edildiğini, bilahare bu hissenin ...mirasçıları tarafından davalılardan ...'na satıldığını, davalı ...'nun da diğer davalı ve paydaş olan İstanbul Büyükşehir Belediyesine karşı ortaklığın giderilmesi davası açtığını, İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/438 E, 2014/441 K. sayılı kararıyla ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiğini, karar veren mahkemenin gerekçesinde ve dayanak bilirkişi raporunda parsel üzerindeki muhdesatların dava dışı mirasçılar murisi ... dolayısıyla da ondan satın alan davalı ...'na ait olduğunun belirtildiği, tüm işlemlerin ve satışın mahkemenin bu kararına göre yapıldığı, yapılan satışta parselin tamamını ihaleden davalı ...'nun aldığı, dava konusu edilen 1/2 ve 1/3 kapı no'lu yapıların davacılara veya murisleri...e ait olduğuna ilişkin tapunun beyanlar hanesi veya mahkeme kararlarında yer almadığı, tüm bu davaların görüm aşamasında dahi davacıların hiçbir itirazda bulunmamış olmalarının hayatın olağan akışına aykırı olmasına karşın muhdesatların kendilerine ait olduğuna ilişkin dava veya itirazlarının dahi bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ...’na karşı açılan davanın husumetten reddine, davalı ... Belediyesine karşı açılan davanın ise reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesince; dava konusu taşınmaz davalı İBB adına kayıtlı iken, ölü...mirasçılarından sadece ... tarafından tapu tahsis talebinde bulunulduğu ve onun ölümü ile bu kez dava dışı ... mirasçıları adına tapu tahsis belgesine dayanılarak, dava dışı ... mirasçıları......ve ...in adına tapuda tescil edildiği görülmekle, davacıların murisi ...adına tapu tahsis belgesi olmadığı gibi, buna dayanak tapu talep işlemlerinin tamamlanmadığı da anlaşıldığından, davacıların mülkiyet hakkının ispatlanamadığı, tapu maliki olan dava dışı ...'in tapudaki hissesini diğer davalı ...'na sattığı, bu nedenle davacılar yönünden binalardaki hak iddiasının ispatlanamadığı gibi taşınmazın tapu tahsis belgesinden tapuya dönüşen kısmının ilk maliki ...olduğu açık bulunduğundan, ayrıca davalı belediyeye ödenen bina bedeli de bulunmadığından, davanın reddine dair mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusu esastan reddine dair verilen karar, davacıların temyizi üzerine, Dairece verilen 18/06/2019 tarihli ve 2018/4222 E. 2019/5525 K. sayılı kararla; davacıların sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, "davacılar murisi tarafından davaya konu taşınmaz üzerine binanın yapıldığı, ortaklığın giderilmesi davası ve taşınmazın ihale ile satışı safhasına kadar binaların davacıların zilyetliğinde olduğu ve fiilen de konut olarak kullanıldığı, satış safhasında bu yapıların, taşınmaz değerinin tespitinde de dikkate alındığının sabit olduğu,... sebepsiz zenginleşme sebebiyle hükmedilecek miktarın, muhdesatların satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olması gerektiği, yani taşınmazın davacılara ait muhdesatlar yapılmamış olsa idi kaç liraya satılabileceği, muhdesatlar ile birlikte kaç liraya
satılabileceğinin bilirkişiye tespit ettirilmesi,taşınmazın muhdesatlar hariç belirlenen satış değeriyle muhdesatlar dahil belirlenen satış değerinin birbirine oranlanması, bu oranın taşınmazın üçüncü kişiye satış bedeline uygulanması suretiyle elde edilecek fark bedel kadar davalıların muhdesatlar nedeniyle zenginleştiğinin kabul edilmesi gerektiği,... mahkemece; dava konusu taşınmazın ihale yolu ile satışına ilişkin satış dosyasının ayrıntılı incelenmesi ile, uzman bilirkişiden bu belirtilen orantı kurulmak suretiyle rapor alınarak (davacılara ait muhdesat bedellerinin hangi davalının uhdesinde kaldığı hususu tespit edilerek) ve her bir davalının zenginleştiği tutar tespit edilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği ...’’gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece, alınan bilirkişi ek raporu dikkate alınarak davanın davacının 27/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne, 79.000 TL'nin dava tarihinden 15.019,09 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ndan tahsili ile davacılara verilmesine, 21.000 TL'nin dava tarihinden 3.992,41 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı İBB'den alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; karar, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK). Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda; bozma sonrasında alınan asıl ve ek rapordaki hesaplama yöntemi bozma ilamını karşılar nitelikte ise de, mahkemece dava konusu taşınmazın ihaledeki satış bedeli olan 446.500 TL üzerinden hesaplamayı içerir kök bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava konusu taşınmazın ihale bedeli olan 880.262,50 TL üzerinden hesaplamayı içerir ek rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın HMK'nın 371. maddesi uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 07/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.