Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/527
Karar No: 2022/1905
Karar Tarihi: 07.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/527 Esas 2022/1905 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/527 E.  ,  2022/1905 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı asıl ve birleşen davalarda; davalıların murisi ... ile imzaladığı 04/09/1989 tarihli harici satım sözleşmesi ile davalıların murisinin 349 parselde babası İsmail Deveci adına kayıtlı taşınmazda bulunan sözleşme ile sınırları belirlenmiş hissesini 20 TL bedelle kendisine sattığını, daha sonra imar uygulaması ile dava konusu taşınmazın 118 ada 2 parsel olarak kayıt ve tescil edildiğini, murisin ölümüyle taşınmaz hissesinin davalılara intikal ettiğini, ancak davalıların taşınmazı dava dışı üçüncü bir şahsa sattıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, sözleşmeye konu yerin dava tarihindeki değerinin tahsilini, olmadığı takdirde ödenen 20 TL’nin 04/09/1989 tarihindeki alım gücüne eriştirilerek hesaplanacak dava tarihindeki karşılığının tahsilini talep etmiş; 16/04/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 41.801,81 TL 'ye yükseltmiştir.
    Asıl davada davalılardan ...,..., ...,...,...,..., ...ve birleşen davada davalılar ..., ...ve ...; davanın zamanaşımına uğradığını ayrıca davaya konu satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu sözleşmeye dayanılarak herhangi bir hak iddia edilemeyeceğini, murisin sağlığında bu yeri başkasına sattığını, davacıya intikal imkanı kalmadığını savunmuşlar, davalılardan ...daha sonra sunduğu dilekçe ile murisin okur yazar
    olmadığını, bu nedenle sözleşmedeki imzanın murise ait olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; davalılardan ...yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine; birleşen dosyadaki davalılar da dahil diğer davalılar yönünden; dava konusu hissenin dava tarihindeki değerine yönelik alacak talebinin reddine; harici satıştan kaynaklanan ödenen bedelin güncellenmiş değerine yönelik alacak talebinin on yıllık zaman aşımı süresi geçtiğinden zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 30/03/2015 tarihli ve 2015/2590 E. 2015/5133 K. sayılı kararla; "... somut olayda, davaya konu taşınmazın, dava dışı kişilere resmi satışı 13/08/2007 tarihinde yapıldığından; ferağın bu tarihte imkansız hale geldiği ve bedelin iadesine yönelik zamanaşımının da bu tarihte başlayacağı, dava tarihi itibariyle on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı gibi, davacının taşınmazdaki zilyetliği devam ediyor ise, davalının zamanaşımı iddiasının dinlenmesinin de mümkün olmadığı, bu nedenle mahkemece, davalıların zamanaşımı def’inin reddedilmesi suretiyle tarafların delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; terditli olarak açılan dava konusu hissenin dava tarihindeki değerine yönelik alacak talebinin reddine, harici satıştan kaynaklanan ödenen bedelin güncellenmiş değerine yönelik alacak talebinin kabulü ile 41.810,81 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalılardan ...yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen karar, davalılardan ...,...,...,..., ...,...,..., ..., ...ve ... tarafından temyizi üzerine, Dairece verilen 08/02/2017 tarih ve 2016/5092 E. 2017/952 K. sayılı kararla; "...davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, davalılardan ...’nin murisin okur yazar olmadığı ve davaya konu sözleşmedeki imzanın murise ait olmadığını iddia etmesine karşın mahkemece bu hususun değerlendirilmediği, mahkemece; davalı ...’nin bu hususta varsa delilleri sorularak dosyaya celbi sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, yine davalıların murisi tarafından davacıya satılan davaya konu taşınmazın 13/08/2007 tarihinde dava dışı bir şahsa satıldığı, bu tarih itibariyle edimin ifasının imkansız hale geldiği, mahkemece; davacı tarafça ödenen satış bedelinin ifanın imkansız hale geldiği bu tarihte ulaştığı alım gücünün belirlenerek tahsiline karar verilmesi gerekir iken dava tarihindeki ulaştığı değere hükmedilmesinin de doğru görülmediği..." gerekçeleriyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; davanın harici satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesi talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlığa konu harici satış sözleşmesindeki imzanın davalılar murisine ait olup olmadığının tespit edilemediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi ile TMK’nın 6. maddesi uyarınca ispat külfetinin kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, davacı tarafından harici satış sözleşmesindeki imzanın davalıların murisine ait olduğunun ispat edilemediği, davalılardan ...yönünden davacı vekilinin feragatinin usulüne uygun olduğu, bu davalılar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve Yargıtay ilamı ile bozma konusu yapılmadığından bunlar yönünden davanın kesinleştiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    TMK'nın 6. maddesine göre; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” TMK'nın bu hükmü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190/1. maddesinde bir başka biçimde yinelenmiş olup; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmiştir.
    Somut olayda; Dairece verilen 08/02/2017 tarihli ve 2016/5092 E. 2017/952 K. sayılı bozma kararında, "davalılardan ...’nin murisin okur yazar olmadığı ve davaya konu sözleşmedeki imzanın murise ait olmadığını iddia etmesine karşın mahkemece bu hususun değerlendirilmediği, mahkemece; davalı ...’nin bu hususta varsa delilleri sorularak dosyaya celbi sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilmiş, yargılama sürecinde ise, bu hususta ispat yükü üzerinde olan davalılardan ...tarafından herhangi bir delil sunulmadığı gibi, mahkemece yargılama sürecinde bilgisine başvurulan harici satış senedi tanıkları da davacı ile davalıların murisi ... arasındaki alım satım ilişkisini doğrulamışlardır
    Bu itibarla mahkemece; davalı ...’nin iddiasını ispat edemediği dikkate alınarak, uyulan bozma kararı sonrasında alınan ve hükme elverişli olduğu anlaşılan 02/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre davanın 29.446 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ispat yükü ters çevrilerek davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi