3. Hukuk Dairesi 2020/5272 E. , 2020/8279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava ve birleşen dava davacıları davalılardan ... ve ...’ ın arsa sahipleri, davalı ...’nin yüklenici, davalı ...’nin ise yüklenici ... ’in eşi olduğunu, yüklenici ile arsa sahipleri arasındaki 06.06.1997 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yükleniciye isabet eden daireleri harici sözleşme ile yüklenici davalı ...’den satın aldıklarını, satış bedelini de davalı yüklenici adına inşaat işlerini yürüten kocası diğer davalı ...’a ödediklerini, arsa maliklerinin yüklenici ile yaptıkları sözleşmeyi 21.06.2001 tarihinde feshettiklerini, davalıların yapılan ödemelerle sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek ödedikleri bedel ile munzam zararlarını talep etmişler, 27/03/2009 tarihli ıslah dilekçeleri ile de davacı ... için 64.978,45 TL, davacı ... İftar için 6732,04 TL, davacı ... doğan için 28.146,18 TL alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece bozmaya uyularak davacı ... için 10500TL"nin dava tarihinden itibaren 36.935,05TL"nin ıslah tarihi olan 27/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... alınarak davacıya verilmesine,
-Mahkememizin birleşen dosyası 2005/198 Esas sayılı dosyasındaki davacı ... "ın davasının kabulü ile, birleşen davanın davacısı ... için 3.000TL"nin birleşen dava tarihinden itibaren 5.895,39TL"nin ıslah tarihi olan 27/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ...,... "den alınarak davacıya verilmesine,
-Mahkememizin birleşen dosyası 2005/95 Esas sayılı dosyasındaki davacı ..."in davasının kısmen kabulü ile, birleşen davanın davacısı ... için 6.140TL"nin birleşen dava tarihinden itibaren 16.127,34TL"nin ıslah tarihi olan 27/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ...,... "den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Davalılar ... ve ... hakkında verilmiş olan hüküm Yargıtay incelemesi ile kesinlemiş olduğundan bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm, davalılar ...,... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk karar Yargıtay ( kapatılan ) 13. Hukuk Dairesince, davalılar ... ile ... bakımından onanmış olup diğer iki davalı bakımından ise; davacıların, davalı ...’ın elinden sadır olduğunu iddia ettikleri bir kısım yazılı belgelere dayandıkları, mahkemece davalı ...’ın isticvap edilerek davacıların dayandığı belgelerdeki yazıların kendisine ait olup olmadığının sorulması, gerektiğinde bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılması ve yazıların davalıya ait olduğu tespit edilirse bu belgelerin yazılı delil başlangıcı kabul edilerek tarafların tanık dahil tüm delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiğine temas edilerek bozulmuştur.
Davacılar, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açtıkları davalarını 27/03/2009 tarihli ıslah dilekçeleri ile, davacı ... için 64.978,45 TL, davacı ... İftar için 6732,04 TL, davacı ... doğan için 28.146,18 TL’ ye ıslah etmişlerdir. Mahkemece, davacı ... için 10500TL"nin dava tarihinden itibaren 36.935,05TL"nin ıslah tarihi olan 27/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ...,... "den alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmasına rağmen bu davacı bakımından tam kabul kararı verilmiştir. Bu durumda mahkemenin "davanın kısmen kabul kısmen reddi" şeklinde hüküm kurması, kabul ve reddedilen kısım üzerinden hesap edilecek yargılama gideri takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması ve tüm yargılama giderlerinden sadece davalının sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
2-Yine, davacı ... davasını 6732,04 TL’ye ıslah etmiş olmasına rağmen mahkemece bu davacı yönünden de “... "ın davasının kabulü ile, birleşen davanın davacısı ... için 3.000TL"nin birleşen dava tarihinden itibaren 5.895,39TL"nin ıslah tarihi olan 27/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ...,... "den alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuş olup; HMK’nın 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Mahkemece, talep konusu olmaksızın davacı ... lehine talepten fazlası olacak şakilde hüküm tesisi HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olup doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.