Esas No: 2022/79
Karar No: 2022/1903
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/79 Esas 2022/1903 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/79 E. , 2022/1903 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; muarazanın giderilmesi talebi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; müteahhit olduğunu, yaklaşık 20 yıldır aynı cep telefonu numarasını kullandığını, 18/12/2014 tarihinde kullandığı telefon hattının aramalara kapandığını, davalı şirket ile yapılan görüşmede Ağustos 2014 dönemine ait 363,27 TL bedelli faturanın ödenmemesi nedeniyle hattın kapandığının bildirildiğini, ancak bankadaki hesaptan ödeme için otomatik talimat verdiğinden fatura bedelinin 02/09/2014 tarihinde ödendiğini, davalı ile yapılan görüşmede yapılan ödemenin kredi kartına iade edildiğinin bildirildiğini, ancak dava dışı banka ile yapılan görüşmede herhangi bir iade işleminin olmadığının belirtildiğini, 22/12/2014 tarihinde hattın dışarıdan gelen aramalara da kapandığını, müteahhitlik yapması nedeniyle yaklaşık 20 yıldır kullandığı hattının aramalara kapanmasının kendisini mağdur ettiğini, bu nedenle iş kayıplarına uğradığını, manevi olarak derin üzüntü içinde olduğunu, davalının haksız uygulamasının ayıplı hizmet teşkil ettiğini ileri sürerek; konuşmaya kapatılan telefon hattının konuşmalara açılmasını ve lehine 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının Ağustos 2014 dönemine ait faturasını tam olarak ödemediğini, yapılan uyarılara rağmen borcun Aralık 2014 ayına kadar ödenmediğini, davacının 20/08/2014 tarihli 487,10 TL bedelli faturasının 363,27 TL tutarlı kısmının farklı bir kredi kartından ödendiğini, kredi kartı sahibinin itiraz etmesi üzerine bu ödemenin iptal edilerek dava dışı bankaya gönderildiğini, hattın davacının kusuru ile kapandığını, kaldı ki davacının hattını 11/05/2015 tarihinde dava dışı başka bir GSM operatarörüne taşıdığını, davacıya verilen hizmetin kusursuz olarak verildiğini, davacının zararını ispat etmesi gerektiğini, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı tüketici mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine; davacının davaya konu telefon hattını bir başka GSM operatörüne taşımış olduğu anlaşıldığından, "telefonun kullanıma açılması" yönündeki talebin konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine
Dairece verilen 17/05/2018 tarihli ve 2016/19178 E. 2018/5386 K. sayılı kararla, "...mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde Tüketici Mahkemesi olarak işin esasına girilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan Tüketici mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği ticaret mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının dava konusu telefon hattının konuşmalara açılmasına yönelik isteminin yargılama sırasında konusu kalmadığı anlaşılmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına; davacının manevi tazminatı isteminin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmüne göre, manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur. Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından, malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına TBK Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.
Somut olayda; davacı, her ne kadar, kullandığı GSM hattının davalı tarafça haksız şekilde aramalara kapatılması nedeniyle zarara uğradığını, 20 yıldır aynı GSM hattını kullanması nedeniyle hattın kapanması üzerine iş kayıplarına uğradığını ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de; yukarıda ifade edilen yasa hükmü de dikkate alındığında, davacının dosya kapsamı itibariyle ispat edemediği de açık olan bu iddialarının manevi tazminat istem hakkını oluşturmadığı kuşkusuzdur.
Bu itibarla, mahkemece; davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.