Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2880
Karar No: 2021/1474
Karar Tarihi: 16.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2880 Esas 2021/1474 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2880 Esas
KARAR NO: 2021/1474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2018
NUMARASI: 2016/784 Esas, 2018/487 Karar
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin müflis şirketten 90.000,00-TL alacaklı olduğunu, masaya müracaat ettiklerini, alacak taleplerinin reddedildiğini belirterek 90.000,00-TL tutarındaki alacaklarının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iflas masasına kayıt kabulü istenen alacağın davacı tarafından kesin olarak ispatının gerektiğini, bu haliyle alacağın mevcudiyetinin belirsiz olduğunu, dava konusu alacağa ilişkin müflis şirket defterlerinde herhangi bir kaydın yer almadığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ticari kayıtlarına göre davacının müflis şirketten 90.000,00 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, 90.000,00-TL alacağın İstanbul ... İflas Müdürlüğünün ... İflas sayılı dosyasında tasfiye işlemleri yürütülen müflis ... A.Ş.'nin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davalı tarafça istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dosyaya sunulan beyan ve itirazlarının hiçbir surette nazara alınmadan ve eksik incelemeyle, gerekçesiz ve hakkaniyete aykırı olarak karar tesis edildiğini, davanın süresinde açılmadığını, davalı müflis şirket adına görevi sona eren iflas idare memurlarına çıkarılan tebligatların usulsüz olduğunu, bu durumun müflis şirketin savunma hakkını kısıtladığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunun hüküm tesisine elverişli olmadığını, alacağın ispatlanmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davanın süresinde açıldığını, 23.06.2016 tarihli ve ... kayıt no' lu alacak kayıt dilekçesinin reddine ilişkin kararın altında iflas idaresini temsilen Av. ..., ... ile Av. ...' in imzalarının bulunduğunu, istinaf dilekçesinin de iflas idaresi Memuru Av. ... tarafından düzenlendiğini, davalının savunma hakkının kısıtlanmadığını, iddiaların yerinde olmadığını belirterek başvurunun reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan, en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul ... İflas Müdürlüğünün 03.08.2016 tarihli cevabi yazısında, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasında 12.06.2013 tarihinde iflasına karar verilen müflis ... A.Ş ‘nin tasfiye işlemlerinin İflas Müdürlüğünün ... iflas dosyası üzerinden, iflas idare memurları Av. ..., ... ile Av. ... tarafından yürütüldüğü, davacı şirketin iflas masasına ... kayıt numarası ile yapılan 90.000,00 TL'lik alacak talebinin tamamının reddedildiği, sıra cetvelinin 18.05.2014 tarihinde ... Gazetesi ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, red kararının 15.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından masraf yatırıldığı, Davanın 27.07.2016 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, davacının müflis şirketten iflas tarihi itibari ile alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece, iflas müdürlüğü tarafından isimleri bildirilen iflas idare memurlarına dava dilekçesinin tebliğ edildiği, iflas müdürlüğünün verdiği yetki ile çıkartılan vekaletname ile Av. ...'ın davaya cevap verdiği, iflas müdürlüğü'nün 27.04.2017 tarihli cevabi yazısına göre iflas idare memurlarının münferiden temsil yetkilerinin bulunduğu, iflas idare memurlarından Av. ...'in 10.05.2018 tarihli dilekçesiyle mahkemeye müracaat ederek iflas idare memurları Av. ... ve Av. ...'in görevinin sona erdiğini, göreve gelecek iflas idare memurlarının İstanbul ... İflas Müdürlüğü'nden sorularak, bundan sonra dosyadan çıkarılacak tüm tebligatların göreve gelecek iflas idare memurlarına tebliğini talep ettiği, iflas müdürlüğü'nün 11.09.2018 tarihli cevabi yazısında, "... Müflis şirket masasında İstanbul ... İcra Mahkemesinin 31.05.2018 tarih ve ... Esas, 2018/683 sayılı kararı ile iflas idare memurları AV. ... ve AV. ...’in görevlerine devamına ve yine İstanbul 8. İcra Mahkemesi Hakimliğinin 19.06.2018 tarih ve 2018/6 D. İş ve 2018/6 sayılı kararı ile AV. ...’in iflas idare memuru olarak görevlendirilmesine karar verildiği, İflas idare memurları tarafından Av. ...’ın yerine görevlenderme yapılmadığı..."nın bildirildiği, kararı istinaf eden AV. ...’in münferiden temsil yetkisinin bulunduğu gözetildiğinden davalının usulsüz tebligat ve savunma haklarının kısıtlandığı yönündeki istinafı yerinde bulunmamıştır. Mahkemece 25/04/2017 tarihli celsede davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, defterlerin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılarak uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 27.12.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 90.000,00 TL cari hesap alacağının bulunduğu bildirilmiştir. Mahkemece davacının ticari defterlerindeki kayıtlar gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir. Vakıa (olgu) ise, 03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kendisine hukuki sonuç bağlanmış olaylar şeklinde tanımlanmıştır. İspatı gereken olaylar, olumlu vakıalar olabileceği gibi olumsuz vakıalar da olabilir. Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiği gibi, usul hukukunun en önemli konularından biri olan ispat yükü kuralı, HMK’nın 190. maddesinde de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/13-597 E. 2020/501 K. Sayılı kararı) Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur. Somut olayda, mahkemece davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapmadan, davacının ticari defter ve belgeleri üzerinden sonuca gitmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılıp kayıtların yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirilmesi, tüm delillerinin toplanarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi isabetli olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/784 Esas, 2018/487 Karar, 11/05/2018 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının davalı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/12/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi