Esas No: 2019/1457
Karar No: 2021/759
Karar Tarihi: 12.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/1457 Esas 2021/759 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1457
Karar No : 2021/759
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Birliği
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 17/12/2018 tarih ve E:2014/4573, K:2018/8495 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 25/12/2012 tarih ve 28508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 5., 6., 10. ve 11. maddelerinin iptali ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun, 5786 sayılı Kanun'la değişik 35. maddesinin 1. ve 3. fıkralarının, 40. maddesinin ve 50. maddesinin (g) bendinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle, itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 17/12/2018 tarih ve E:2014/4573, K:2018/8495 sayılı kararıyla;
Anayasa Mahkemesinin 15/12/2011 tarih ve 28143 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 18/05/2011 tarih ve E:2008/80, K:2011/81 sayılı kararı ile 3568 sayılı Kanun'un davacının da iptalini talep ettiği bazı maddelerinin iptali isteminin reddedildiği belirtildikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek ve 50. maddesinin (g) bendinin de davada uygulanacak hüküm olmadığı belirtildikten sonra işin esası incelenerek;
Dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinde yer alan “...Grup olarak seçime girenlerin Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulları üyelikleri ile Birlik Genel Kurul temsilcilikleri için asıl ve yedek üye sayısı kadar aday göstermeleri gereklidir...” cümlesi yönünden;
-Öncelikle dava konusu düzenlemenin grup olarak seçime girilmesi halinde Yönetim, Denetleme ve Disiplin Kurulları üyelikleri için asıl ve yedek üye sayısı kadar aday gösterme zorunluluğu getirilmesine ilişkin kısmı incelendiğinde;
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 40. maddesine, 5786 sayılı Kanun'un 15. maddesiyle eklenen 9 ve 10. fıkraları ile anılan maddelere ilişkin tasarının gerekçesi ve Anayasa Mahkemesinin 18/05/2011 tarih ve E:2008/80; K:2011/81 sayılı kararının gerekçesi belirtilerek;
Nispi temsil sisteminin, milletvekili seçimlerinde ve mahalli idareler seçimlerinde uygulanan bir sistem olduğu, bu sistemin her gruba temsil edilme şansı sunduğu, bu amaçla sistemi çok sesli bir sistem (multipartisme) olmaya yönlendirdiği, nispi temsile göre yapılan seçimlerde, yalnızca çoğunluğun değil, aynı zamanda azınlığın görüşlerinin de değerlendirildiği;
Böylece kurulların yalnızca büyük grupların adaylarına açık bir organ olmaktan çıktığı ve aynı zamanda küçük grupların da seslerini duyurabildiği, adalet ilkesini en yüksek ölçüde gerçekleştiren nispî temsil türünün, ulusal artık (millî bakiye) sistemi olduğu ve diğer nispî temsil türlerinin, nispîliği ancak yaklaşık bir biçimde gerçekleştirebildikleri, nispî temsil sistemlerinde ise değişik görüşlerin, yasal zeminlerde temsil edilme imkanı tanındığı;
3568 sayılı Kanun'un 40. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, oda ve birlik seçimlerinde üyelerin, bağımsız aday olabilecekleri gibi aralarında oluşturacakları grupların listelerinden de aday olabilmelerinin mümkün olduğu, anılan Kanun'da, grup olarak seçime girilmesi durumunda herhangi sınırlayıcı bir koşul getirilmemiş iken, davalı idare tarafından yapılan dava konusu Yönetmelik değişikliği ile grup olarak seçime girmek isteyenler için Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulları Üyelikleri için asıl ve yedek üye sayısı kadar aday göstermeleri gerektiği yolunda sınırlayıcı koşul getirildiği;
Anayasa'nın 124. madde hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir kanun hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile kanun hükümlerine açıklık getirilmesi ve kanun hükümlerinin uygulamaya geçirilmesinin amaçlandığı, idarelerin, yasama organının çizdiği sınırlar içerinde, Anayasa, kanun ve tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kaydıyla düzenleme yapabileceği;
Bu durumda, grup olarak seçime girenlerin Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulları üyelikleri için asıl ve yedek üye sayısı kadar aday göstermelerinin zorunlu kılınmasına ilişkin dava konusu Yönetmelik değişikliğinin, 3568 sayılı Kanun'un 40. maddesinin getiriliş amacı olan nispi temsil ilkesinden uzaklaşılması anlamına geleceği ve Kanun'da yer almayan sınırlamanın idarece bir yönetmelik ile düzenlenmesinin normlar hiyerarşisine de aykırılık oluşturduğu, dava konusu düzenlemede, bu yönüyle hukuka uyarlık görülmediği;
-Dava konusu düzenlemenin yedek aday gösterme zorunluluğu getirmesine ilişkin kısmı incelendiğinde;
3568 sayılı Kanun'un 40. maddesinin 10. fıkrasında, seçime katılan grupların ve bağımsız adayların adları alt alta ve aldıkları geçerli oy hizalarına yazılacağı, grupların oy sayılarının önce bire, sonra ikiye, sonra üçe… şeklinde devam edilmek suretiyle, yedekler dahil o kurulun çıkaracağı üye ve Birlik Genel Kurul temsilcisi sayısına ulaşıncaya kadar bölüneceği, elde edilen paylar ile bağımsız adayların aldıkları oylar ayrım yapılmaksızın en büyükten en küçüğe doğru sıralanacağının düzenlendiği;
Bu haliyle, anılan Kanun maddesinde bölme işleminin yedek üyeliklere tahsis yapılana kadar devam edeceği yönünde düzenleme yapıldığı, ayrıca yedek üye gösterme zorunluluğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, Kanun'da yer almayan bir zorunluluğun idarece bir yönetmelik ile öngörülmesinin normlar hiyerarşisine ve hukuka aykırı olduğu;
Dava konusu diğer maddelerde ise kamu yararı, hizmet gerekleri ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle;
Dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinde yer alan “...Grup olarak seçime girenlerin Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulları üyelikleri ile Birlik Genel Kurul temsilcilikleri için asıl ve yedek üye sayısı kadar aday göstermeleri gereklidir...” cümlesinin iptaline, dava konusu diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, temyize konu Daire kararının verildiği 17/12/2018 tarihinden önce, 08/04/2018 tarih ve 30385 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile iptaline karar verilen Yönetmelik maddesinde değişiklik yapıldığı, bu husus dikkate alınarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken düzenlemenin iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın temyize konu bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Nitekim, Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2013/11675, K:2018/3373 sayılı kararıyla, 25/12/2012 tarih ve 28508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 10. maddesinin iptaline karar verilmiş ve davalı idarenin temyiz istemi, Kurulumuzun 29/05/2019 tarih ve E:2018/4705, K:2019/2795 sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiş olup, dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinde yer alan “...Grup olarak seçime girenlerin Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulları üyelikleri ile Birlik Genel Kurul temsilcilikleri için asıl ve yedek üye sayısı kadar aday göstermeleri gereklidir...” cümlesi hakkında kesinleşen bir iptal hükmü de bulunmaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen iptale ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin 17/12/2018 tarih ve E:2014/4573, K:2018/8495 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 12/04/2021 tarihinde, esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
GEREKÇEDE KARŞI OY
X- Dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinde yer alan “...Grup olarak seçime girenlerin Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulları üyelikleri ile Birlik Genel Kurul temsilcilikleri için asıl ve yedek üye sayısı kadar aday göstermeleri gereklidir...” cümlesinin, temyize konu iptal kararından önce Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2013/11675, K:2018/3373 sayılı kararıyla iptaline karar verildiği ve davalı idarenin temyiz isteminin, Kurulumuzun 29/05/2019 tarih ve E:2018/4705, K:2019/2795 sayılı kararıyla kesin olarak reddedildiği görüldüğünden, dava konusu istem hakkında kesinleşen iptal hükmü bulunduğu gerekçesiyle Daire kararının onanması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.