Esas No: 2019/3501
Karar No: 2021/751
Karar Tarihi: 12.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/3501 Esas 2021/751 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/3501
Karar No : 2021/751
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Kurumu
VEKİLİ: Av. …
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Elektrik Dağıtım A.Ş
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
İSTEMLERİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 23/10/2019 tarih ve E:2014/1053, K:2019/3230 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 29/12/2006 tarih ve 26391 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 21/12/2006 tarih ve 1029 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının (e) bendi ile 2 numaralı ekinde yer alan İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildirimi'nin 1.5. maddesinde ihlâl olarak tanımlanan, "iletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması" kuralı ve bu ihlâl için öngörülen "Kullanıcının o ayki Sistem Kullanım Fiyatına göre hesaplanan bedelin %50’si oranında ceza uygulanır. Ceza, 00.00-24.00 saatleri arasında bir defadan fazla uygulanmayacaktır." kuralının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 23/10/2019 tarih ve E:2014/1053, K:2019/3230 sayılı kararıyla;
Davalı idarelerin usule yönelik itirazları geçerli görülmemiş,
Esas yönünden; 22/01/2003 tarih ve 25001 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan mülga Elektrik Piyasası Şebeke Yönetmeliği’nin 8. ve Geçici 6. maddeleri, mülga Elektrik Piyasasında İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Tebliğ'in 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına yer verilerek;
Elektrik dağıtım faaliyetinde bulunan şirketlerin TEİAŞ ile Bağlantı Anlaşması ve Sistem Kullanım Anlaşması olmak üzere iki anlaşma imzalaması gerektiği; davacı şirket ile TEİAŞ arasında Bağlantı Anlaşması imzalandığı, Sistem Kullanım Anlaşması’nın ise 13/04/2010 tarihinde imzalanarak 01/05/2010 tarihinde yürürlüğe girdiği, 2007 yılı süresince dava konusu düzenleyici işlemin davacı şirket hakkında uygulandığının anlaşıldığı;
Sistem Kullanım Anlaşması’nın "Cezaî Şartlar" başlıklı 10. maddesinde, kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan bağlantı anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlâl etmesi, söz konusu ihlâli TEİAŞ’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda TEİAŞ’ın maddede belirtilen cezaları uygulayacağının belirtildiği; maddede, "iletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması" kuralı ihlâl olarak tanımlanarak, bu ihlâl için "Kullanıcının o ayki sistem kullanım fiyatına göre hesaplanan bedelin %50'si oranında ceza uygulanır. Ceza 00:00-24:00 saatleri arasında bir defadan fazla uygulanmayacaktır." cezaî şartının öngörüldüğü;
Davalı TEİAŞ tarafından tek taraflı olarak hazırlanan ve Kurul tarafından onaylanarak yürürlüğe giren 01/01/2007 tarihli İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildirimi'nin 1.3. maddesinde, iletim sistemine doğrudan bağlanan kullanıcıların Bağlantı Anlaşması ile Sistem Kullanım Anlaşmasını yapmak zorunda oldukları; 1.5. maddesinde, bir kullanıcının, TEİAŞ ile Sistem Kullanım Anlaşması imzalamamış olmasına rağmen iletim sistemine bağlı olarak faaliyet göstermesi, dolayısıyla iletim sistemini kullanması hâlinde, Elektrik Piyasasında İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Tebliğ’in Geçici 3. maddesi uyarınca kullanıcıların lisans almamış olmaları ve/veya sistem kullanım anlaşmalarının yapılmamış olması hâlinde dâhi bu kullanıcıların Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği doğrultusunda onaylanan sistem kullanım bedelini ve/veya sistem işletim bedelini ödeme yükümlülüklerinin bulunduğu, sistem kullanım anlaşması bulunmaksızın iletim sistemini kullanmakta olan kullanıcıların, iletim sisteminde arz güvenilirliği ve kalitesinin sağlanması amacıyla maddede yer alan ihlâllerle karşılaşılması hâlinde ilgili cezaî işleme tâbi olacağının belirtildiği; yukarıda belirtilen ihlâl ve cezasının bu hâller arasında sayıldığı;
Davacı şirket ile TEİAŞ arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması'nda ise, bu durumun ihlâl olarak kabul edildiğine ve bu ihlâl nedeniyle cezaî şart uygulanacağına ilişkin herhangi bir kurala yer verilmediği, bu yönde yaptırım içeren sistem kullanım anlaşmasının ise davacı şirket tarafından 13/04/2010 tarihine kadar imzalanmadığı;
Belirtilen hususların birlikte değerlendirilmesinden, davacı şirket ile TEİAŞ arasında iletim sisteminin kullanımı açısından kurulması gerekli akdî ilişkinin kurulmadığı, dava konusu düzenleyici işlemde uygulanması öngörülen işlemin hukukî mahiyeti itibarıyla, sözleşmeden kaynaklanan bir cezaî şart niteliğinde olduğu, bu anlamda yalnızca sistem kullanım anlaşmasını imzalamış ve bu anlaşmada yer alan hüküm ve şartları kabul etmiş taraflar hakkında uygulama alanı bulabileceğinin anlaşıldığı;
Bu çerçevede, sistem kullanım anlaşmasının tarafı olmayan davacı şirkete, akdî ilişkinin zorunlu tarafı TEİAŞ tarafından hazırlanan ve Kurul tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Yöntem Bildirimi'ne, tip sözleşmedeki hükümler nakledilmek suretiyle bu sözleşmenin hüküm ve sonuçlarının sözleşme dışı davacı şirkete uygulanması yönünde ilgili düzenleyici işlemlerin dayanağı Kanunlarda herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu ilişkinin salt idarelerin ikincil nitelikteki düzenlemeleriyle kurulmasına ise hukuken imkân bulunmadığı görüldüğünden, Yöntem Bildirimi'nde yer alan cezaî şart hükümlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı;
Diğer taraftan, dava konusu işlemin, iletim sistemini fiilen kullanması ve arz güvenliği nedenleriyle, davacı şirket açısından sözleşme hükümleri olmaksızın uygulanması gerektiği iddia edilebilirse de, işlemin, mahiyeti itibarıyla kullanıcılar tarafından sisteme verilen zararın karşılığı, başka bir anlatımla tazmini niteliğinde olmadığı, salt sözleşme hükümlerinin bu anlamda arz güvenliğinin ihlâli karşılığında öngörülen cezaî nitelikteki işlem olduğu, kullanıcı tarafından sisteme verilen zararın ayrıca tazmin edileceğinin de açık olduğu;
Bu itibarla, davacı şirket ile TEİAŞ arasında sistem kullanım anlaşması imzalanmadığından, bu anlaşmanın hükümlerinin, olması gereken akdî ilişkinin tarafı olan TEİAŞ tarafından tek taraflı olarak hazırlanan İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildirimi uyarınca, akit dışı davacıya, TEİAŞ tarafından hukuken geçerli bir dayanağı olmadan cezaî şart uygulanması yönünde hükümler içeren Yöntem Bildirimi'nin dava konusu kurallarında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idarelerden Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, TEİAŞ ile sistem kullanım anlaşması imzalamamış kullanıcıların durumlarının dava konusu işlemle düzenlendiği, anlaşmayı imzalamayan kullanıcıların iletim sisteminin güvenilirliğini ve kalitesini tehlikeye düşürdüğü gibi TEİAŞ ile anlaşmayı imzalayanlar aleyhine de eşitsizlik yarattığı, iletim sistemini fiilen kullananların TEİAŞ ile arasında fiili sözleşme ilişkisinin var olduğu, dolayısıyla Yöntem Bildirimi'nin ilgili maddesinin cezaî şart olarak kabul edilmesi gerektiği, Dairenin iptal gerekçelerinin yerinde olmadığı; Türkiye Elektrik A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından; davanın süresinde açılmadığı, sistem kullanım anlaşmasını imzalamamış kullanıcıların yarattığı ihlâllere gerekli yaptırımların uygulanabilmesi için dava konusu işlemin tesis edildiği, Yöntem Bildirimi'nin yasal dayanağının bulunduğu, sağlıklı bir iletim hizmeti sunulması ve arz güvenliğini sağlamak için cezaî yaptırımların zorunlu olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden EPDK'nın yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu düzenlemelerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 23/10/2019 tarih ve E:2014/1053, K:2019/3230 sayılı kararının ONANMASINA,
3. 12/04/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.