Esas No: 2021/721
Karar No: 2022/11255
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/721 Esas 2022/11255 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/721 E. , 2022/11255 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM :Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Müşteki Gümrük İdaresi vekilinin kamu davasına katılma talebinde bulunduğu halde talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı CMK'nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu ve sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu gözetilerek ve Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteminin vekalet ücreti ve nakil aracının müsaderesi gerektiğine yönelik olduğu, nakil aracı ile ilgili iddianamede müsadere talebinde bulunulmadığı gibi mahkemece bir karar da verilmediği cihetle; nakil aracı ile ilgili temyize konu hüküm bulunmadığından nakil aracına yönelik temyiz talebi inceleme dışında bırakılarak yapılan incelemede;
1-28/06/2014 günü 76 AU 038 plaka sayılı kamyonda kolluk görevlilerince önleyici arama kararı ile yapılan aramada 600 karton kaçak sigara ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olay nedeniyle; sanık ...'ın kardeşi olan ... hakkında Tuzluca Cumhuriyet Başsavcılığınca 07/07/2014 tarih ve 2014/216 Esas sayılı iddianame ile kaçakçılık suçundan kamu davası açıldığı, ... hakkında Tuzluca Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/436 Esas sayılı dava dosyasında görülen dava sırasında tanık olarak dinlenen ...'ın kardeşi olan sanık ...'ın olay tarihinde araçta yakalanan şahsın gerçekte kardeşi Mahir değil de kendisi olduğu ve yakalama sırasında kardeşi Mahir'e ait kimliği ibraz etmesi nedeniyle kardeşi hakkında işlem yapıldığını belirtmesi üzerine Sanık ... hakkında ise incelemeye konu kamu davasının açıldığı, UYAP kayıtlarında yapılan incelemede ... hakkındaki Tuzluca Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/436 Esas sayılı dava dosyasında 24/03/2015 tarih ve 2015/155 Karar sayılı karar ile adı geçenin beraatine hükmedildiği, kararın temyizi üzerine Dairemizin 14/12/2020 tarih ve 2020/3505 Esas, 2020/18532 Karar sayılı ilamı ile beraat kararının soruşturma evraklarındaki ...'a atfen atılan imzaların ...'a ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılması ve dosyasının ... hakkında açılan dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; aralarındaki irtibat nedeniyle incelemeye konu dosya ile ...'a ait dava dosyası birleştirildikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun tespiti ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Gümrük İdaresi vekilinin katılma talebi hususunda bir karar verilmemesi,
3-Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. ve 3/10. madde ve fıkraları gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden suç tarihinde yürürlükte bulunmayan 6455 sayılı Yasanın 3/18. maddesi gereğince yazılı şekilde hüküm tesisi,
4-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
5-24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunun ve uzun süreli hapis cezası ertelenmeyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
21/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.