13. Hukuk Dairesi 2015/36327 E. , 2018/3468 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıdan 2009 yılında 3 ton fındık bedeli karşılığı borç para aldığını ve davalıya karşılığında açık senet verdiğini, davalıya olan borcunu ödemesine rağmen davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2009/507 esas sayılı dosyası üzerinden aleyhine 16.000,00 TL lik icra takibi başlattığını, 14.000,00 TL olarak davalıya haricen ikinci bir ödeme yaptığını, davalı hakkında tefecilik suçundan şikayette bulunduğunu ve davalının ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/110 esas 2010/349 karar sayılı kararı ile tefecilik suçundan 2 yıl 1 ay ceza aldığını, bu cezanın Yargıtay’dan onanarak kesinleştiğini, davalıya olan borcunu iki kez ödediğini, buna ilişkin de tanıklarının olduğunu, 2009 yılında fındık fiyatının 2.600,00 - 2.700,00 TL civarı olduğunu, bu sebeple 3 ton fındık bedeli olarak davalıya 16.000,00 TL"lik senet imzalayıp vermesinin mümkün olmadığını belirterek icra tehdidi altında haricen ikinci kez ödenen 14.000,00 TL ve 8.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 22.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, açılan davayı kabul etmediğini, davacıya üç ton fındık verdiğini ve fındığın ederine göre değerlendirme yaptıklarını, icra takibi sonucu davacı ile anlaşarak davacının 14.000,00 TL ödediğini, kendisine vermiş olduğu 14.000,00 TL nin tamamının geriye verilmiş olması halinde davacıya vermiş olduğu üç ton fındığın bedelinin karşılıksız kalacağını beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının istirdat talebinin kabulü ile; ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2009/507 esas sayılı dosyasında ödenen 14.000,00 TL"nin dava tarihi olan 17/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacı için 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 17/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, karz akdine dayanmaktadır. Davacı, davalıdan 2009 yılında 3 ton fındık bedeli karşılığı borç para aldığını, davalı da 2009 yılında 3 ton fındık bedeli karşılığı borç para verdiğini kabul etmiştir. Taraflar arasında 2009 yılında 3 ton fındık bedeli karşılığı borç para alışverişi yapıldığı hususu ihtilaf konusu değildir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalının TCK m. 241/1 maddesi gereğince tefecilik suçundan mahkum olduğu anlaşılmaktadır. Davacı davalının kendisinden iki kez aynı borcu tahsil ettiği gerekçesiyle 14.000,00 TL fazladan yaptığı ödemenin iadesi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı ise, borcun bir defa ödendiğini ve daha önce bir ödeme yapılmadığını savunmuştur. O halde, davacı tarafından daha önce davalıya yapılan ödemenin HMK anlamında kesin delillerle ispat edilen kısmının 14.000,00 TL lik haricen ödemeden mahsup edilerek fazla yapılan ödemenin iadesine karar verilmesi gerekirken, davacı tarafından daha önce yapılan ödeme olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu araştırılmadan sadece davalının tefecilik suçundan mahkumiyetinin olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 58.maddesi (eski Borçlar Kanunu 49.md) hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.