10. Hukuk Dairesi 2014/25798 E. , 2015/11181 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, Türk Ticaret Bankası Emeklilik Sandığı Vakfı Tesis Senedine göre aylıkların hesaplanmaması nedeniyle oluşan fark alacağın, 2003 ve 2006 yıllarına ait zam artışlarından kaynaklanan fark alacağın tahsili, vakıf senedinde belirtilen usule göre yeniden yapılacak hesaplama ile emekli olduğu tarihte ve dava tarihinde yaşlılık aylığının tespiti ile bu şekilde düzeltilerek bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle, ...’nın 03.07.2003 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Bakanlar Kurulu’nun 10.6.2003 tarih, 2003/5745 sayılı kararı ile bütün aktif ve pasifleri ile birlikte 506 sayılı Kanunun Ek 36. maddesine göre ...edilmiş olmasına, anılan madde hükmü uyarınca, devir tarihi itibariyle sandığın aktif ve pasif üyelerinin sandığa prim ödemek suretiyle geçen hizmetlerinin, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi hizmetler gibi değerlendirilmesine ve statüsüne göre gelir ve aylık bağlananlar ile bunların hak sahipleri hakkında, 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının gerekmesine, aylıkları hâlen ödenmekte olanların, prim ödeme gün sayısı, prime esas kazanç tutarı ve sigortalılık süresine göre, 506 sayılı Kanuna göre aylık bağlanmış emsallerine uygun olarak intibaklarının yapılarak sosyal yardım zammı dahil olmak üzere aylıklarının hesaplanarak ödenmiş olmasına, sandıkça belirlenen aylıklar ile 506 Sayılı Kanuna göre intibak yapılan aylıklar arasında fark oluşması halinde aylıkların sandıkça belirlenen miktarlar üzerinden ödenmesine imkan bulunmamasına, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/09/2005 tarihli 2005/10-419 Esas, 494 Karar sayılı ilamlarında bu hususun kazanılmış hak olmayacağının belirtilmiş olmasına, devir tarihinden önce Vakıf senedi hükümlerinin uygulanması sonucu hesaplanacak maaşların davalı Kurumu bağlamamasına, 2003 ve 2006 yıllarında aylıklara uygulanacak zam oranlarının hesaplanmasında hata ve eksiklik bulunmamasına göre davacı avukatının temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalı Kurum avukatının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (...
Öte yandan, bu yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir (a.g.e., s.135).
Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, menfaate, "davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı" da denilmektedir (a.g.e., s.19-21).
Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulunun 10.10.2012 tarih ve 2012719-477 Esas, 2012/711 Karar sayılı kararında da benimsenmiştir.
Bir davada, menfaat (hukuki yarar) ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesi, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Dosya kapsamına göre, 01.08.2000 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanan davacıya, Kurumca, dava tarihi itibariyle 1.075,24TL; 31.05.2011 tarihi itibariyle 1.033,89TL yaşlılık aylığı ödendiği anlaşılmakla, Mahkemece, Kurumca ödenmekte olan aylığın tespitinde hukuki yarar bulunmadığı gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, dava tarihi 02.11.2011 olmasına rağmen, hatalı olarak 31.05.2011 tarihinin irdelenmesi, isabetsiz bulunmuştur.
O hâlde, davalı Kurum avukatının, bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.