
Esas No: 2015/2718
Karar No: 2018/1672
Karar Tarihi: 27.02.2018
Yağma - Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2015/2718 Esas 2018/1672 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanık ... hakkında; Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet,
Sanık ... hakkında yağma suçundan beraat, sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunulması,
Sanık ... hakkında; Yağma ve Şantaj suçu yönünden beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I- Sanık ... savunmanının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında, “sahtecilik ve dolandırıcılık” suçundan Cumhuriyet Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kararın, 5271 sayılı CMK"nın 223.maddesi uyarınca hüküm niteliğinde bulunmayıp, temyizi olanaklı olmadığından, sanık ... savunmanının bu konudaki isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
II-1) Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet, sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu da usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda olacaktır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için; olaya ışık tutabilecek nitelikte tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp, elde edilen tüm delillerin, akla,
mantığa, bilimsel verilere, fiziksel kurallara, herkesçe bilinen somut duruma, gündelik hayatta elde edilen karine niteliğindeki bilgilere uygun olup olmadığı belirlenerek, bu konuda varsa yanılgılar sonlandırılıp, birini diğerine üstün kılan anlatım ve/veya deliller açıklanıp, hukuki sonucun temyiz merciince denetlenebilir bir gerekçe ile yazılması gerekir.
Öte yandan, yağma olaylarında genelde tanık yoktur, bu nedenle mağdurun beyanı ve teşhisi önemlidir. Birebir olayın muhattabı olan mağdurun beyanı tutarlı ve istikrarlı ise önde ve üstün niteliktedir. Şayet bu konuda duraksama varsa ortada yenilmesi gereken bir şüphenin olduğunun düşünülmesi gerekir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak da deliller eşdeğerdedir. Bu nedenle deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise bu hususlar giderilmelidir. Soruşturma evresinde toplanmamış delilleri mahkemenin toplaması gerekir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp; tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Yani hükümde varsayıma dayalı kuşkulu kalan hususlar olmamalıdır. Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Bir takım varsayımlara dayanılarak karar verilmesi ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır. Kuşku ve çelişki yenilmeden karar verilemez. Bir suç varsa bunun failini belirleyebilmek ancak kanıtların yorumu ile olanaklıdır. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa imkan vermemelidir. Yüksek ihtimal ile deliller yeterli toplanmadan bir ceza verilemez. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için, önce sözkonusu eylemin işlenip işlenmediğinin belirlenmesi gerekir. Bu da kanıtların yorumu ile cevaplanacaktır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığını, yorum ile nasıl bir kanıya ulaştığını, kararının gerekçesinde göstermek zorundadır.
Hakimi maddi gerçeğe ulaştıracak araçlar, delillerdir.
Deliller: Şahsi açıklamalar, tanık beyanları, sanık ve tanıklardan başka kişilerin açıklamaları, özel yazılı açıklamalar, görüntü ve/veya ses kayıt eden açıklama ve belirtiler şeklinde ayrıma tabi tutulabilir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak deliller eşdeğerdedir. Her olayda lehe ve aleyhe deliler vardır. Deliller; gerçekçi, akılcı, olayı yansıtan ve kanıtlamaya yararlı, hukuka uygun elde edildiklerinde değerlidirler.
Bu nitelikteki deliller serbestçe değerlendirildikten sonra, vicdani kanı oluşturacaktır. Vicdani kanı oluşturulurken, toplanan kanıtlardan herhangi birine itibar etme zorunluluğu yoktur.
İlk derece mahkemesi, tek ve asli görevi olan gerçeği ortaya çıkarmak için, sanığın lehine ve aleyhine tüm kanıtları dava sonuçlanıncaya kadar toplar, tek tek ve/veya bir bütün halinde değerlendirip birbirini tamamlayan parçaları ele alıp, mantıksal bir yol izleyerek vicdani kanaate (hükme konu) sonuca ulaşır.
Varsayıma dayalı ve/veya kuşku duyularak hüküm kurulamaz. Geçerliliği tartışılır ve/veya kanıtlanmamış beyanlar varsa, ortada karanlık kalmış bir nokta olduğu söylenebilir. Kanıtlar mutlaka sanığın suç işlediğini kesin olarak kanıtlayan bir noktaya ulaşmalıdır. Ulaşamıyorsa bu durum sanık aleyhine yorumlanmamalıdır. Ceza yargılamasının en büyük ilkesi olan ""in dubia pro reo"" kuşkudan sanık yararlanır kuralına göre değerlendirme yapılacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelirsek;
Sanık ... ile evli olan mağdurun, olay tarihinden önce boşanma davası açtığı, ayrıca önceki tarihlerde tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından vaki şikayetleri nedeniyle sanık hakkında soruşturma ve yargılamaların yürütüldüğü,
Katılanın annesi olan tanık ..."ın, 12.01.2012 tarihinde polis merkezine giderek; “11.01.2012 günü saat; 20:00 sularında birlikte ikamet ettikleri evden ayrılan kızı Fatma Kor’un dönmediğini, kullandığı telefon hattını aramasına rağmen ulaşamadığını, çalıştığı işyerinden arkadaşlarını aradığında da, o gün işe gitmediğini öğrendiğini, kızının hayatından endişe ettiğini” beyanla müracaatta bulunduğu,
13.01.2012 günü “Demircikara Polis Merkezi”’nde alınan ifadesinde;“ Damadı ...’un, kızını kaçırmış olduğundan şüphelendiğini, çünkü cep telefonunun kapalı olduğunu ve kendisine ulaşamadığını, Mustafa’nın geceleyin Serik ilçesinde bulunan kendi evinde veya babası Muzaffer Kor’un evinde olabileceğini, ayrıca Elmalı ilçesinde akrabalarının yanında da olabileceğini...” belirterek kızının polis marifetiyle bulunmasını istediği,
14.01.2012’de tekrar kolluğa müracaat edip, “14.01.2012 günü saat; 09:00 sıralarında, kızını sormak amacıyla, damadı olan ...’un yakın arkadaşı ...’u aradığında, kızının durumunun iyi olduğunu, endişe etmemesi gerektiğini belirtip, yüz yüze görüşmek istediğini iletmesi üzerine de, Serik ilçesine gelmesini söylediğini, kızının nerede olduğu yönündeki sorusuna, yerlerini söyleyemeyeceğini, ancak pazar günü eve geleceği şeklinde yanıt verdiğini, kızının
kaçırılmasında damadının arkadaşı olan Yusuf’un da dahli olduğunu düşündüğünü” belirterek, sanık ... ve sanık ... hakkında şikayetçi olduğu;
Cumhuriyet Savcılığı’nda ve Serik 2. Asliye Ceza Mahkemesince talimatla alınan ifadelerinde özetle; “...kızım her zaman olduğu gibi işe gitmişti... eve dönmesi gereken saatte gelmeyince telaşlandım...Yakın arkadaşı Meral ismindeki arkadaşını aradım. O da bana Fatma nın ....alış merkezinin önünde eşi tarafından zorla araca bindirilerek kaçırıldığını söyledi. Ben de ertesi gün Demirciler Karakoluna giderek şikayetçi oldum... Mustafa nın ailesi ile görüştüm... bir şey bilmediklerini söylediler. Ben de Mustafa nın arkadaşı olan ... u ara...dum. O da bana Fatma boşanmaktan vazgeçerse ve siz de şikayetinizi geri alırsanız Fatma ortaya çıkar dedi. Karakola gidip şikayetimi geri aldım. Fatma da 5 gün sonra eve geldi. Kendisini Mustafa nın Arif diye hitap ettiği biriyle beraber kaçırdığını, Akbaş köyünde zorla alı koyduğunu, silah zoru ile kendisine senet imzalattığını söyledi. Yine Fatma ortada yokken ben, ......,.....ile Serikte bulunan çay bahçesinde ... ile görüştük. bu görüşme esnasında ... bize şikayetten vazgeçerseniz kızı hemen teslim ederim. Fatma ortaya çıktıktan sonra biz senet meselesini öğrendiğimizde ben, ...... ve.... ile beraber ... ile yine görüştük. ... bize Mustafa nın elinde senetler olduğunu, eğer Fatma boşanma davasından vazgeçmezse Mustafanın elindeki senetleri piyasaya çıkarırız dedi. Daha sonra da Fatma hakkında 100000TL senet icra takibine konuldu.” şeklinde beyanda bulunduğu;
Mağdur ... Kor’un, 17.01.2012 tarihinde Demircikara Polis Merkezi’ne başvurup, “11.01.2012 günü saat; 20:00 sularında, işyerinden çıkarak arabasıyla evine gittiği sırada, Laura AVM.’ye ait otoparkına yakın bir yerde, boşanma aşamasında olduğu ve halen ayrı yaşadıkları eşi ...’un, kendisini durdurup, bir şey söyleyeceğini belirtip, çalışır durumdaki aracını stop ettirerek kontak anahtarını aldıktan sonra, kollarından tutup, eşinin arkadaşı olan soyismini bilmediği “Arif” isimli şahsın kullandığı arabaya zorla bindirdiğini, bu şekilde rızası dışında Serik ilçesi Akbaş Köyü’nde kimselerin olmadığı bir eve götürüldüğünü, “Arif”’in, kendilerini bıraktıktan sonra aynı araçla geri döndüğünü, eşi ile birlikte yaklaşık 6 gün kaldıkları bu köy evinde eşinin kendisine herhangi bir şiddet uygulamadığını, şikayet etmemesi şartıyla evine geri götüreceğini, aksi takdirde götürmeyeceğini söylemesi üzerine, kendisinin de kabul ettiğini, 16.01.2012 günü eşinin arkadaşı olan ...’un gelip, kendilerini alarak Antalya’ya getirdiğini, aracını bıraktığı yerden alıp evine gittikten sonra, annesinin kayıp müracaatında bulunduğunu öğrenmesi üzerine,
./..
konu ile ilgili olarak ifade vermeye geldiğini, kimseden şikayetçi olmadığını” beyan ettiği;
06/02/2012 günü Cumhuriyet Savcılığı’nda verdiği ifadede; “... benim resmi nikahlı eşim olur. Fakat aramızda boşanma davamız vardır. Mustafa Serik"te ikamet eder. Bende Antalya"da Lara semtinde ikamet ederim. Uzun süredir ayrı yaşamaktayız. 11/01/2012 günü aracımla akşam 20:30 sıralarında Antalya"daki ikametimin bir arka sokağında bulunan Laura iş merkezinin önünden aracım ile evime doğru giderken plakasını alamadığımı murat 131 marka sarı renkli bir araba önümü kesti. Arabanın şöför koltuğunda kafasında kapşonu olan Mustafa"nın Arif diye hitap ettiği birisi vardı. Arif"in yanında da yolcu koltuğunda Mustafa oturuyordu. Mustafa arabadan inip yanıma geldi. Arabamın kapısını açtı. Arabamın anahtarını kontaktan çekip, çıkardı. Bana beraber hocaya gideceğiz, bir saat sonra geri döneceğiz, dedi. Bende sesimi yükselterek karşılık verdim. Fakat beni dinlemeyip iki eli ile kollarımdan tuttu ve beni İtikleyerek murat 131 marka aracın arka koltuğuna zorla oturttu. Daha sonra araba ile ilerlemeye başladık. Ben cebimdeki telefon ile Mustafa"ya belli etmeden birilerini aramaya çalıştım. Mustafa"da bunu görünce elimdeki telefonu alıp telefonumun şarjını çıkarttı. Bir müddet bu şekilde ilerledikten sonra Mustafa benim gözlerimi eli ile kapattı. En az 45 dk. Gözüm kapalı bir yere gittim. Daha sonra da öğrendiğime göre Akbaş köyünde bir köy evine beni götürdüler. Arif araba ile bizi bıraktıktan sonra oradan ayrıldı. O gün Mustafa ile ikimiz o evde kaldık. Ertesi gün Mustafa elinde deste halinde senet ile yanıma geldi. Yere senetleri koydu. Ayrıca dört adet farklı kalem koydu ve bana senetleri imzalamamı söyledi. Bende karşı çıkınca her zaman yanında taşıdığı siyah renkli tabancasını belinden çıkardı. İçine mermi koydu. Horozunu çekti. Silahı kafama dayadı ve senetleri imzalamamı söyledi. Bende mecburen senetleri imzaladım. Fakat imzaları atarken farklı imza atmaya çalıştım. Buna rağmen imzalarım orjinal imzama benzemektedir. Kaç adet senet imzaladığımı bilemiyorum. Senetler imzalanırken üzerinde hiç bir şey yazmıyordu. Senetler boştu. Evde toplam 5 gün boyunca kaldık. 5 gün boyunca beni dışarıya çıkartmadı. Tuvalet evin dışarısındaydı. Tuvalete dahi giderken yanımda geliyordu. Kaldığımız 3 gün içerisinde bir gün Serik Cumhuriyet İlköğretim okulun bulunduğu mahallenin muhtarı olduğunu daha sonradan öğrendiğim bir şahıs evin önünde daha önceden tanımas nedeniyle Mustafa"yı gördü ve Mustafa ile bir şeyler konuştu. Ben evin içerisinde ne konuştuklarını duyuyordum. Fakat muhtar beni göremiyordu. Muhtarın beyanı alınırsa olay daha rahat anlaşılabilir. Zira Mustafa muhtara beni kaçırdığını söylemişti.
Mustafa"nın ... isimli yakın bir arkadaşı vardır. Evde kaldığımız 5 gün boyunca ....ile sürekli konuşuyordu. ....yı telefon ile konuşarak ikna etmiş. Bunun üzerine Arif isimli şahıs bulunduğumuz eve murat 131 marka araç ile geldi. Bizi aldı. Serik merkeze bıraktı. Bu şekilde serbest kaldım.
./..
İmzalamış olduğum senetlerden bir tanesi Serik. 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/606 sayılı dosyası ile icraya konulmuştur. Senedin alacaklısı ..."dir. Ali
ÇETİN"in adresi Mersin"in Bozyazı ilçesi olarak gösterilmiştir.Bedeli ise 100.000.-TL olarak gösterilmiştir. Benim ... isimli kimseyi tanımıyorum.
Mustafa ile Akbaş köyündeki evde kalırken senetleri imzaladıktan sonra senetleri imha etmesi için ikna etmeye çalıştım. Mustafa da evde kurulu olan sobanın içerisine senetleri attı.Senetler siyah bir poşetin içerisinde idi. Senetler sobada yanmıştı. Daha sonra imzaladığım senetlerden bir tanesi yukarıda bahsettiğim üzere icraya konulunca Mustafa"nın senetleri yakmadığını anladım. Bundan sonra da hakkımda icra takipleri başlatılabilir. Bundan dolayı endişe ediyorum. Arif isimli şahıs hakkında bilgim yoktur. Şuan kendisini görsem tanıyamam. Çünkü her zaman kafasını bir kapşonla kapatıyordu...., Serik"te avukatlık yapan...."un yanında işçi olarak çalışmaktadır.Olay nedeniyle şikayetçiyim” şeklinde beyanda bulunduğu,
Mahkeme huzurunda ise olayın meydana gelişine dair, önceki ifadelerinden farklı birtakım ayrıntılı hususlara değinerek; “...aralarında boşanma davası olan eşi sanık ... ile sürekli olarak ihtilaf halinde olduklarını, olay günü evine giderken Murat 131 marka sarı renkli arabayla içinde Arif diye birisi olduğu halde kendisini takip edip önünü kestiklerini ve zorla arabasından indirerek Murat marka arabanın arka koltuğuna oturttuklarını, ne yapıyorsunuz diye bağırdığını, ancak çevrede kimsenin bulunmadığını, iki arkadaşının durumu görüp annesine haber verdiklerini...” belirttiği, sorulan sorular üzerine de; “sanıkla Serik’de kalmadıklarını, Akbaş Köyü’nde kaldıklarını... ortak çocukları olduğundan dolayı psikolojisinin bozulmaması için aralarındaki olayları kendisine yansıtmamak için eşiyle görüştüklerini....” beyan ettiği,
Sanık ... aşamalarda özetle; “sanık ...’i tanımadığını, eşinin aslında kendisinden boşanmak istemediğini, ancak ailesinin en baştan beri kendisini benimsememesi dolayısıyla onların etkisinde kaldığını, olay günü mağdurla, telefonla görüşüp anlaşmaları üzerine buluştuklarını, kesinlikle herhangi bir zor kullanmanın söz konusu olmadığını, mağdurun tamamen rızasıyla kendisiyle birlikte Serik ilçe merkezinde ve Akbaş Köyü’ndeki evde birlikte kaldığını, senetlerden haberinin olmadığını...” beyanla atılı suçlamaları kabul etmediğini belirttiği,
Sanık ...’un, Cumhuriyet Savcılığı’nda ve Mahkeme huzurundaki savunmalarında, “sanık ...’i tanımadığını, suç konusu bononun, avukat olan yeğeni tanık Mükerrem Kumbul tarafından işleme konulmasının tamamen tesadüf olduğunu...” ifade ederek atılı suçlamayı kabul etmediği,
Sanık ...’in de aşamalarda, “diğer sanıkları tanımadığını, suç konusu senedi, katılan ... Kor’a, Serik ilçesinde bulunan “Bellona” mağazası yanında kain
arsasının devri için kendisine elden verdiği 100.000.-TL. para karşılığında aldığını, parayı verirken,.... isimli şahsın da tanık olduğunu, icra takibine konu ettiği senedi, bizzat katılanın vermeyi teklif ettiğini, çantasından çıkardığı boş senede el yazısıyla TC. numarasını yazdıktan sonra imzaladığını, hatta numarada yanlışlık olunca, katılanın bunu düzeltip parafladığını, kalan kısımlarını sonradan kendisinin doldurduğunu...bedelinin ödenmemesi üzerine, bonoyu icra takibine koymak için Av......bulduğunu...” beyan edip suçlamaları reddettiği,
Tanık.....in, Serik 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından talimatla alınan ifadesinde; “kendisi gibi kamyoncu olması nedeniyle tanıdığı sanık ...’un eşi Fatma’nın, yanında iki erkek şahısla birlikte o sırada bulunduğu .....Çay Bahçesi isimli işletmeye gelip oturduklarını ve bir arsa mevzuundan sözettiklerini duyduğunu, parası olmadığını söyleyen Fatma hanımın, bir senede imza attığını, bu senedi Ali isimli kişinin düzenlediğini, Ali isimli şahıs ile önceden tanışıklığının bulunmadığını...” beyan ettiği,
Dosya arasında bulunan, 06.02.2012 tarihli ev arama tutanağında, Cumhuriyet Savcısının yazılı emri doğrultusunda, sanık ...’un ikametinde yapılan aramalarda suç unsuru elde edilemediğinin belirtildiği,
Serik Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nün, 10.10.2013 tarih ve 3642 sayılı yazısı ekinde, .... adına tescilli 2 adet taşınmaza ait tapu kaydı bilgilerinin sunulduğu, 30.10.2013 tarihinde polis memurlarınca düzenlenen tutanakta, mağdur adına kayıtlı Serik ilçesi, Alfemo satış mağazası yanında bulunan ve yakınan vekilinin dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflardan, lokanta olarak kullanıldığı anlaşılan taşınmazın, olay tarihi itibariyle boş arsa olduğu, mülkiyetinin,.......ve anneleri ... adına, miras yoluyla intikal nedeniyle kayıtlı bulunduğu, anılan yerin 2013 yılı Mart ayında ......isimli şahsa, lokanta kurup işletmesi hususunda .... tarafından kiraya verilmiş olduğu, aynı yılın Eylül ayı itibariyle, sözkonusu işyerinin kapandığının çevreden yapılan araştırmalar neticesinde tespit edildiği;
Polisler memurlarınca temin edilen emlakçı ...b.nun da imzasını taşıyan, 30.10.2013 tarihli tutanakta da, yukarıda belirtilen arsanın piyasa değerinin 2012 yılı itibariyle yaklaşık 150-200 bin TL. civarında olduğunun belirlendiği;
Sanık ...’in, 24.02.2012 tarihinde Serik Cumhuriyet Başsavcılığı’nca imza ve yazı örneklerinin alındığı, ancak, suç konusu senet yönünden inceleme yaptırılıp, herhangi bir uzmanlık raporunun aldırılmadığı;
Yukarıda değinildiği gibi, yağma olaylarında genellikle tanık olmadığından, mağdurun beyanı ve teşhisi önemli olmakla birlikte, sanığın savunmasının da yeterince araştırılması, adil yargılama için bir vazgeçilmezdir.
Hal böyle olunca;
Mağdurun aşamalarda değişerek gelişen, birbiri içerisinde bir ölçüde kendi kendine çelişen beyanları arasında açık aykırılıklar giderilip,
Katılanın imzasının bulunduğu resmi kurumlardan ilgili evrak temin edilip, ayrıca huzurda alınacak mukayeseye elverişli imza-yazı örnekleri de eklenerek, sanık ...’e ait dosya arasında bulunan imza-yazı örnekleri ile birlikte incelemeye gönderilip, suç konusu senette adına atılı bulunan imzanın, mağdurun kendisine ait olup olmadığı ve resmi belgelerde kullandığı imzasından farklılık gösterip göstermediği, mağdurun benimsediği imza ve senette yer alan T.C. kimlik numarası üzerindeki parafta, atıldığı andaki ruh – beden durumuna dair bir olumsuzluğu yansıtıp yansıtmadığı yönünde ve yazılarının kime ait olduğu hususları da kapsayan şekilde bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp,
Sanık ... ile mağdur ... Kor arasında Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam eden menfi tespit davasına ilişkin dosya akıbetinin araştırılıp, anılan dosya aslı ve/veya onaylı bir örneğinin denetimine olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulup,
Sanıklar ..., ... ve ...’in benimsedikleri ve/veya tespit olunacak telefon hatlarına ilişkin olay tarihi öncesi ve sonrasına ait iletişim kayıtlarının temini ile, anılan şahısların birbirleriyle bağdaşık iletişimlerinin bulunup bulunmadığı, varsa tarihleri ve baz istasyon bilgilerinin tespiti, yine katılan ... Kor’un kullandığı GSM hattına ait HTS. kayıtları da getirtilip, iddia ve savunmalarda geçen hususlar ile bir kısım tanık beyanlarında geçen vakıaları doğrulayan görüşme kayıtlarının var olup olmadığı da saptandıktan sonra, sonucuna göre tüm delillerin birlikte ele alınarak sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerektiği düşünülmeden, eksik incelemeyle yetinilerek yargılamaya devamla, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre de;
24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı
kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ile katılan ... Havantopu vekilinin temyiz itirazları bu bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.